senaristlerin izleyicilerle taşşak geçtiği dizi olmuştur artık. 18 de su gibi akıp gitti. su demişken o akvaryumcu teyze ne nalet bi insansın sen. ağzına ağzına vurasım var. yaktınız gül gibi kızı. kız dediğimiz tabi bizim köstebek janis, allahım ne dertli kızmışsın sen. üzüldüm lan durumuna. hakikaten kötü bi durum. iyi ajan sandık köstebek çıktın. köstebek sandık çift taraflı oynar başlıklı ajan çıktın. bebeğinin durumunu da pek iyi görmedim ben. ha bi de unutmadan:
--spoiler--
+ oh... and janis one more thing... we need you to kill benford...
--spoiler--
gel gelelim senaristler sıçışa geçmiştir son dönemde. milletin kafasını bulandıralım, kimin ne olduğu anlaşılamasın diye o kadar kastılar ki yakında bir kronolojik hata yapmalarından korkuyorum. sürekli bir yerlerde açık kapı bırakıp, senaryoyu istedikleri yöne sokabilme şansı bırakıyorlar kendilerine ve sonra o şansı iyice zorlamak için taaa 1. bölümde gerçekleşip tamamını anlatmadıkları olayı yarıp geçiyorlar.
ayrıca mark benford her geçen bölüm einsteinvari hareketlerle dizinin en başrol oyuncusu benim izlenimi veriyor. satranç sırasında yapılan hamleler arası saniyeden mors alfabesi izlenimi çıkartmak herkesin yapabileceği bir şey değil neticede.
gel gelelim 1987'de amatör bir satranç klübüne üye olup dandik bir şampiyonada 3. olan adamın oynadığı oyunda yaptığı hamleler ve hamleler arası geçen sürenin kayıtlarını internetten nasıl bulabiliyor anlamış da değilim. bırak FBI'ı kralı gelse bulamaz lan. sıkıyorsa benim satranç kayıtlarımı bulsun.
ps: ayrıca janis'in olası piçi kimden olacak onu anlayamadık? ajan noh sitti mi şimdi o hatunu? niye göstermiyorsunuz olm oraları? amerikan dizisi değil misin sen göstersene lan!
bu altı ay esprisi yuzunden ,kendimin ve tanıdıgım bazı kişilerin son altı ayına baktım,hatta bazılarına altı ay kesmedi son bir yılına baktım, degişimler diziyle kesinlikle boy ölcüsemez.
buradan da anlasılıyor ki bu dizide kimin eli kimin cebinde belli degil. bir insanin sevgilisi dahi yokken altı ay sonra 17 haftalık hamile mi olur lan?
ayrıca dizide garip bir irkcilik sezdim, şöyleki herkes gelecek ile alakalı iyi kötü birseyler görürken, bizim zenci kendini sıcarken görüyor.
--yorum---
frost sadece mark ın değil hepimizin ağzına sıçtın. neydi o planlar, neydi o düzenekler. testere yaşasa elini öperdi söyleyeyim ben sana.
mark o performans be dağı taşı aştı kurtardı demetriyi
demetri ölcem ölcem dedin verdin tohumu o lezoya, ölmedin nolacak şimdi. sevgilin ne ara yaptın bu bebeği demicek mi sana.
alba ne ayaksın sen ya. başımıza dert olacağa benziyorsun.
---yorum--
hayır bay senarist, senin insanoğluna kastın mı var annem? nedir bu paranoyak tavırlar? senin yüzünden her şeye şüpheyle yaklaşır olduk be!
önce gittin 91den mesaj gönderdin, eyvallah dedik. sonra geldin bilmem kaç yılında oynanmış satranç maçından mors alfabesiyle yazılmış telefon numarası çıkardın, bi de gittin oradan mesaj verdin, hadi her şeye eyvallah, güvendiğimiz dağlara neden karlar yağdırdın be adam!
--spoiler--
kanaatimce girişi güzel yapmış dizidir. hatta ileride lost gibi bir fenomen olabilitesi bile yüksektir.*
lost'un ekmeğini çokça yediği*** taktiği izlenmektedir anladığım kadarıyla.
o kanguru ne iş? kamera neden özellikle hayvanın gözüne gözüne girdi? hastaneye getirilen çocuk doktor'un adını nasıl bildi? kim bu çocuk? neden 2 dakika 17 saniye? nedir bunun esprisi? neyi başka kim biliyor? geleceği göremeyenler 6 ay içinde nalları dikecek mi yoksa başka bir olayları mı var? kolu dövmeli, silahlı amcalar kimlerdi? stadyumda neo misali dolaşan manyak kimdi? yoksa dünya üzerinde deney yapan psikomanyak bir oluşum mu var? *
14. bölümüyle izleyiciyi nihayet amerika nın kasvetli havasından çıkarıp afrika ya götürmüş dizi. canısı (bkz: janis) beni fena vuruyor ama. güzelim kızı koreliye yar etti senaristler. ben ona yanarım.
