evde düdüklediğin kızın bakire çıkması, bakire çıktığı yetmiyormuş gibi gidip ailesine olanı biteni anlatması, ailenin işin peşine düşüp er kişiyi savcılığa vermesi, savcılığın bi dilekçeyle sizi bina içine çağırması, bina içine çağrıldıktan sonra sizi sorguya çekmesi, sorguya çektikten sonra size şaabaallapppp diye tecavüzcü damgasını vurması, tecavüzcü damgasını vurduktan sonra mapushaneye girmeniz, arkadaşlarınızın soru çözeceğim diye götünden ter akarken, sizin götü terlemiş mahkumların götünden çıkan bok kırıntılarını silmeye çalışmanız.
vizenin kurtarılamayacak derecede düşük olduğunu öğrenmek.ve yaza kalan bir ders daha.ama iyi yönleride vardır.mesela o finalde çok rahat olursunuz.kaldım zatennnn diye.
parmağınızı kesmek. bir de mimarlık okuyorsanız bittiğinizin resmidir. çünkü sınav olsa rapor alır birkaç gün sonra girerseniz ama o çizimler mümkünü yok yetismez. eksik paftayla jüriye çıkmanız kaçınılmazdır.
alerik bir hastalığa yakalanmak. gece saat 02.30 da uyanır her yerinizin kaşındığını, şiştiğini fark edersinizdir. hastaneye kaldırılır iğne olursunuz. kaşıntı hafifler biraz. ertesi gün 2 finale girersiniz. aşı olduğunuz gece doktor "yarın gel de bi dermatolog a görün, cildine baksın" der. "gelemem sınavım var" diye cevaplarsınız. 3 gün sonra yine azar alerji.* dinlenememeşsinizdir. yine aynı doktora gidersiniz. "bana aşı yap, kaşıntı geçsin. yarın yine sınavım var" dersiniz. doktor ayarı verir; "sağlığın sınavlarından daha mı önemli?". "aşı ver" diye diretirsiniz. "serum vericem sana serum" der doktor. gece 1 saat hastanede tutar sizi. yarın sabah yine gidersiniz sınava. kaşıntı - hastane - serum - sınavlar dörtgeninde tutunmaya çalışırsınız.
genel olarak başa gelebilecek en kötü şey; hastalanmaktır.