Entrapment'tan fazlasıyla etkilenilmiş olsa da final bakımından thick as thieves bu tür filmlere dahil edilebilir.
son 10 dakikada dönen katakulle inanılmazdır.
bence bunların en muhteşemi revolutionary road'du. hatta sadece finali değil, girişi ve gelişmesi de muhteşemdi.
filmin kitabını daha önce okumuştum, daha önce bir kez izlemiştim de, ama yine de gittim tekrar. geç bir seanstı, sinamada bizle beraber toplamda yedi çift vardı sadece. bu çiftlerin en önünde biz oturuyorduk, arkadan öpücük seslerine karışan "aşkımm" sesleri geliyordu girişte, bense "içimden neye atıldıklarını bilmiyorlar diyordum", gelişme kısmında kate winslet kocasını aldatırken arkadan "ck ck'lar, inanmıyorum, iğrençç"ler yükseldi.
ve filmin muhteşem finalinde cast ekrandan kayarken, kaçar gibi sinemayı terkedenler, "rezalet" diye bağıranlar, sinema sanatından soğuyanlar, büyük pişmanlık yaşayan erkekler, kafası karışmış kadınlar salondan çıkarken, biz koltuğumuzda oturmuş gevrek gevrek gülüyorduk.
--spoiler--
Sonunda leon'un ölmesi güzel değildi tabi ki ama ölürken üzerindeki bombaların pimini çekerek kendini öldüren adamı da götürmesi güzeldi.
--spoiler--
"çıplak silah" diyorum başka birşey demiyorum. filmin sonunda stadyum da geçridiği kazalardan dolayı tekerlekli sandalyeye muhtaç olmuş adamın, "doktor yakın zamanda iyileşeceğimi söyledi" deyip, filmin kahramanının "ooo dostuuum bu çok güzel bir haber" diye sertçe sırtına vurması, tekerlekli sandalyenin merivenlerden yavaş yavaş aşağı doğru gitmesi, daha sonra tekerlekli sandalyedeki adamın stadyumun 2. katından havada takla atarak aşağıya düşmesi, bu sırada diğer elemanlar olayın farkında değiller.
inanın ilk seyrettiğimde film bitmişti, ama en az yarım saat o sahneye gülmüştük, onu unutamam süper sahneydi...
(bkz: big fish) Türkiye'de hangi isimle gösterildiğini (ya da gösterilip gösterilmediğini bilmediğinden orijinal ismini yazdım. Bir de (bkz: iyi, kötü ve çirkin).