hedefleri büyük, atılımları küçük olan başkan. tüpçünün bir hedefi yoktu, atılımları ise saçmaydı. ama küçülme ile bu kulübü bir noktaya getiremez. en azından bi 5 yıl boyunca getiremez.
tamam gerçekler ortada ama 10 trilyonluk tasarrufla kurtulmaz bu kulüp. kendisini birinci dereceden suçlamıyoruz kulübün bu hale gelmesinden, fakat beşiktaşın yerinde saymakla ileri gidemeyeceği de ortada....
beşiktaş başkanlığına 2004 yılındaki kongrede kazanarak oturması beşiktaşı bu gün galatasaray ve feenrbahçe nin çok çok önünde yer almasına olanak sağlayabilirdi. ulan tüpçü yatıcak yerin yok senin.
mustafa denizli için 'sezon başında terim'in karşısına çıkmaya yüreği yetmedi' gibisinden bir açıklamada bulunmuş beşiktaş başkanı
bu adamın tt arena için spor bakanını devreye sokup misilleme yapmaya çalıştığı gün tanımıştık şimdi iyice eminiz. bu herif dengesiz bir yönetici bir kere ve ne zaman ne diyeceğini de bilmiyor
hadi nihata yada rüştüye ettiği lafları geç, şu son açıklamasıyla samet aybaba'yı nasıl bir duruma düşürdüğünün farkında mı acaba? bence değildir
beşiktaş için yararlı bir başkan olabilir ama iz bırakamaz. mesela aysal da bazen türkiye şartlarında söylenmeyecek laflar ediyor ama ani olarak ediyor ve bitiyor
ulan herif sezon başından beri içinde tutuyor demekki bunu. bildiğin kin tutan insan modeli...
kendisine basit bir soru yöneltmek istediğim şahıs.
sevgili fiko ; Ali Sami Yen arazisi 1 milyar 25m TL 'ye satıldı. Bu paranın 475m TL'si Toki' ye kaldı. TT arena da 191m TL' ye yapıldı ve diğer tüm paracıklar gsgm'ye kaldı.
peki siz ne vereceksiniz gsgm'ye? yeni stat için size hibe edilen 80 milyon dolar karşılığında devlete ne vereceksiniz?
bazı sümüklü böcekler tarafından bok atılan beşiktaş kulübü başkanı. geçmişi karanlık olan takım taraftarları hangi yüzsüzlükle gelip sallıyor anlamış değilim.
günlerce oynamak için başbakan ve bakan kapılarında yattığı stada aklınca hakaret etmeye kalkmış ve reddesilmesinin güya öcünü almış çapsız beşiktaş başkanı
açık olacaksın arkadaş bir taraftan dostluk mesajları verirken bir taraftan da böyle kurnazlıklara girişmeyeceksin. yarın sen de satacaksın o devletin finanse edeceği stadın ismini bir firmaya o zaman görürüm bir taraflarını..
fikret orman yıllar önce beşiktaş başkanlığına aday olmuş fakat yıldırım demirören gibi bir rakibin karşısında başkan olamamıştı. aradan yıllar geçtikten sonra yıldırım demirörenin futbol federasyonu başkanı olmasından sonra bu emelini gerçekleştirdi.
iyi niyetli bir insan kulübün bu kadar borçlu olmasına rağmen cesur bir çıkış yaparak aday olması cesaretli bir kişilik olduğunun göstergesidir. henüz yeni geldiğinden dolayı yorum yapmak için erken. lakin özel hayatına dikkat etmesi gereken bir insan. geçtiğimiz yaz teknede çıkan fotoğrafları malum. beşiktaş başkanı attığı adımlara çok dikkat etmesi lazım. ilerleyen dönemlerde fikret orman ın çapı ve beşiktaş takımına vereceği katkılar ortaya çıkacaktır bekleyip görmek en uygunudur.
açıklama yapmazsa ölecek hastalığına yakalanmış beşiktaş başkanı. aslına bakarsan samimi geliyor insana. egolarından sıyrılmış bir kişi gibi duruyor. beşiktaş'a çağ atlatacak biri varsa, bu muhtemelen fikret orman olabilir.
yanlışları düzeltelim öncelikle. dentinho 1 yıllığına kiralanmıştır, kendisine 1milyon euro ve takımına 750 bin euro verilmistir ve herhangi bir maç başı ücreti yoktur. toplam maliyet 1 yıl için 1.75 milyon eurodur. drogba ise 1.5 yıllık anlaşma imzalanıp bu sene sonuna kadar 2 milyon euro ve seneye 4 milyon euro alacaktır ve 4 milyon euro da imza parasi alacaktır. maç başıda 15 bin euro alacaktır. toplam maliyeti 1.5 sene için 10 milyon euro+maç başı ücret alacaktır. bu sonuçlara baktığımızda fikret orman'ın neden haksız duruma düşürüldüğünü anlamadım. işin ekonomik kısmı bir yana performansa gelirsek ben bir beşiktaşlı olarak dentinho'yun iki maçtır oynadığına bakarsak gereksiz bir transfer gibi duruyor. drogba ise zaten konusulacak birsey yok eğer kendine baktıysa tüm ligi sikinde sallar.
Galatasaray'in transferlerine ithafen "bir takimda biri 6 milyon euro alirken, digeri 500 bin euro aliyorsa takim ruhu bozulur, isler yolunda gitmez" falan diye buyurmus.
Kendisine uc soru sormak isterdim:
1) madem bu kadar esitlikci, bu kadar sosyalist bir dusunce tarziniz var neden emekci olmak yerine patron olmayi tercih ettiniz?
2) yedek parca fabrikanizda usta basindan yonetim kurulu uyesine herkese ayni dolgunlukta maas onerip onlari ikna edebilecek sahsi karizmaniz olduguna siz kendiniz inaniyor musunuz?
3) besiktas 500 bin euroluk adamlara 6 milyon euro vere vere bu hale gelmedi mi?
