kalıplara sokunca üstlerine alınabilecek kadar duyarlı zat-ı muhteremlerden oluşan yeni düşünce topluluğu...
oradaki sokulan kalıp(bunu açıklamak zorunda kalacağımı düşünmemiştim hiç); insanların düşüncelerine sınır çizen(inanç, ideoloji v.s.) sınırlar toplamıdır. ama illa ki hakaret olarak ele alınacak birşey gerekiyorsa bu noktada "fikir fukarası" olmak ciddi bir hakarettir. tabi anlayabilenine... misal benim inancımda varlığından şüphe etmediğim yaratıcım, bana defalarca "düşün" demiş ve durmaksızın buna işaret etmiş. kastettiği şey, günü kurtarmak veyahut kendi menfi değerlerini herşeyin üstünde tutmak olmasa gerek.
garibanlığı bir hakaret olarak ele alabilecek, dağarcık anlamında kendini fazla geliştirmiş(!) kişilerce sahip çıkılabilen topluluk.
(bkz: kurban bayramı hintlilere hakarettir) bağlamında hazım sorunu da yaşar bu garibanlar. idraktaki kısıtlı yeteneklerini biraz daha geliştirebilseler, birşeyleri söylemeden önce yaparlardı ya gerekli araştırmaları bu arkadaşlar... gene de kendisinde bir "başbakan" potansiyeli vardır bu grup içerisindeki arkadaşların. kaldı ki türkiye cumhuriyeti tarihinde doğru kararlar alabilmiş başbakan sayısının, genele oranı çok düşük(gerçekçi olalım neredeyse hiç).
*en sevdikleri meslek genelde içişleri bakanlığıdır. o sebepten "ülkenin durumu" uzun yıllardır, nesiller boyunca düşünülmüştür insanlar tarafından.
diiit: bakanlıkların ne alakası var bu konuyla? şöyle ki ne kadar fikir fukarası varsa farklı dönemlerde bu ülkenin yönetiminde yer almışlar ve geri dönüşü olmayan hayati kararları alırken de "kendi doğruları" olan ne varsa "doğru" saymışlardır.