david fincher'in felsefik eseri. evet evet felsefik eğer ki içinde geçen diyalogları incelerseniz hepsi düşünülerek yazılmıştır. ayrıca filmin sonunda ana karakterin herşey düzelecek dediği anda binaların patlaması ironinin en büyük örneklerindendir. hele son filmin sonunda araya sokulan o porno sahne yok mu o insanı kendine bi kez daha hayran bırakır. şimdiye kadar yapılmış en güzel filmlerdendir.
Herkes gibi bizlere de birgün fight club'a katilma arzusu kazandirmis elimizde her yanik olustugunda, oldu bu sefer lan diye ortama artizzlik yapmamiza neden olmus basyapit! Ellerinize saglik!
kesinlikle bağımlılık yapan film. 1 kere izlersiniz, kafanızda soru işareti kaldığı için 2. defa izlersiniz. sonra bir daha izleyeyim dersiniz. bu 4, 5, 6...9, 10 olur. bir süre sonra her canınız sıkıldığında açıp izlersiniz.
lanetlenmeyi ve affedilmeyi boşverin. bizler tanrının kötü çocuklarıyız.
"Tanrı'nın senden hoşlanmadığı, seni hiçbir zaman istemediği olasılığını düşünmek zorundasın. Her durumda o, senden nefret ediyor. Olabilecek en kötü şey bu değil neyse ki. bizim ona ihtiyacımız yok. Bizler tanrı'nın istenmeyen çocuklarıyız"
testis kanserlilerin terapi grubuna katılan marla singer adında bir kadın karakteri bünyesinde barındıran muhteşem film. söylediğine göre bunun sebebi sinemadan daha ucuz olması ve bedava kahve. *
kafama bir silah daya ve duvarları beynimle boya.
sizler özel değilsiniz,
sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan
kar tanesi de değilsiniz,
sizler işiniz değilsiniz,
sizler paranız kadar değilsiniz,
bindiğiniz araba değilsiniz,
kredi kartlarınızın limiti değilsiniz,
sizler iç çamaşırı değilsiniz,
sizler her şey gibi çürüyen birer organik maddesiniz...
bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden yeri geldiğinde dalga geçen yeri geldiğinde gülüp geçen pislikleriyizz
bu erkek egemen filmi yazan insan bir eşcinseldir. (bkz: chuck palanhiuk)
bir kitaptan uyarlanmadır. kitap ile film farklı sonlarla bitmektedir.kitapta anlatıcı ölüp tanrı ile konuşurken, filmde marla ile el ele medeniyetin çöküşünü izler.
izlendikten sonra birkaç saat kız arkadaşa falan mesaj atılmamalıdır..insan, tyler durden etkisiyle duygusallıktan ve modern ilişkilerden öyle uzak hissederki kendini hatrını soran sevgiliye varlığının manasızlığı anlatan bir cevap yazabilir..
ilk başta bir hevesle başladı herşey.Fight Club türkçesi Dövüş Kulubü isminde bir çekicilik vardı.Seyrettin anladın yada anladığını sandın etkisinden çıkamadın.Bütün gün dilindeydi Where's My Mind Where's My Mind diye sayıklıyordun.Öyle abarttın ki her gün bir kere seyrettin.Delimiyim diye soraya başladın kendine ama her seyrettikçe yeni 1 şey anlıyordun.işte böyle bir film Fight Club.
her karesinden müthiş dersler çıkarılması gereken gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri. Filmde oyunculuğu ve kötü çocuk imajıyla brad pitt göz doldurmuştur.
ders çıkarılması gereken bir filmdir. anlayabilmek için en az 2 kere seyredilmelidir. filmi izledikten sonra insanın hayatı bir anda değişir. o filmin etkisiyle kavgaya gidenler vardır ki bu filmin vermek istediği mesaj değildir. verilmek istenen mesajlar şu sözlerle verilmektedir.
- bizler özel değiliz.
- omlet yapmak için yumurtaları kırman gerekir.
- hayır, değil. eğer hiç kavga etmemişsen kendini tanıman ne kadar mümkün? hiç bir yara izim olmadan ölmek istemiyorum.
- sahip oldukların, sonunda sana sahip olur.
- tüm umudunuzu kaybetmek özgürlüktür.
- bırakın evrilelim; her şey düşeceği yere düşsün.
- her şeyden önce korkmayı bırakıp bir gün öleceğini kabullenmelisin.
ve çoğu kişinin cevap veremediği bir soru sorulur filmde.
- tanrının ya düşmanı ya da hiçbir şeyi olacak olsan, hangisini seçerdin?
filmin sonunda çalan where is my mind ise orgazm etkisi yapmaktadır.
benim için filmden daha öte başka bişey. ama gerçekten olmuş dediğim az sayıda filmden biridir. ilk izlediğimde afalldığımı hatırlıyorum. bu film adamı anarşist yapar. **
sahip olduğun herşey en sonunda gün gelir sana sahip olur.ancak herşeyini kaybettikten sonra herşeyi yapmakta özgür olursun.umudunu kaybetmen özgürlüğündür.
sen işin diilsin sen bankada ne kadar paran olduu diilsin sen sürdüün araba diilsin sen cüzdanindakiler diilsin sen üstündeki kiyafet diilsin sen şarki sölerken dans eden dünyanin bokusun ayni çürümüş yiğinin parçalariyiz...
ölümden korkan bünyelere soğuk su etkisi yaparak bir nebze de olsa korkmamayı sağlatan, hayatı sorgulatan, tekrar tekrar izlenesi, edvard norton'ın oyunculuğuna hayran kalınası muhteşem film.
chuck palahnıuk'un romanından uyarlama harkulede bi film. kitabını okuduktan sonra izlendiginde cok daha etkili olacaktır tavsiye ettigimdir.
edit: kitap'ta tyler'la tanışma faslı ve final farklı olsada ikisininde lezzeti ayrıdır.
