çok sevdiğim filmlerdendir.
tekrar tekrar izleyebilirim.
müziği halen kulaklarımda hatta (bkz: where is my mind)
(hayatımda bulunmasını istediğim kurumlar gibi)
Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir acımız yok, ne büyük savaşı ne de büyük buhranı yaşadık. Bizim savaşımız ruhani bir savaş. Ve bunalımımız kendi hayatlarımız.
muhteşem bir (bkz: chuck palahniuk) kitabıdır.
filminde, en sevdiğim aktörlerden biri olan edward norton oynamıştır.
filmi mi kitabı mı diye sorulsa, kesinlikle kitabı derim.
televizyonda tanıtımları dönüyordu tv de ilk kez diye. ben de oturup güzel bir dövüş filmi izlerim dedim. film bitince öylece kaldım. hayat nedir, biz nasıl yaşıyoruz ,evrende ne var, bu gerçek mi, gerçeklik nedir filan bayağı bir dumur olmuştum. güzel bir filmdir.
cümbür cemaat popüler kültür eleştirisi olarak göklere çıkarılması ve anti-kapitalizmin vazgeçilmez anıtları arasına konduruluverilmesi, belki de tarihteki en büyük ironiler arasında ilk beşe rahatlıkla giren film. en azından benim açımdan yarattığı algı bundan daha fazla değil. düşünsenize; kapitalizm hakkında ateşli nutuklar atan ve mamasına reklamlar katık edilmiş bir neslin yüzüne gerçekleri vuran bir karakter, fazla çalışan ve ileri derecede uykusuzluktan muzdarip, kravatıyla ve pahalı eşyalarıyla zincire vurulmuş beyaz yakalı bir proleterin zihninin halısının altına süpürdüğü fantezilerinin dışavurumundan başka bir şey değil. özellikle genç seyircilerin damarlarına enjekte ettiği mesaj "kahrolsun kapitalizm" gibi görünse de, normalde insanların kulaklarına fısıldadığı şey "bakın, siz bu makinayı ancak hayallerinizde, sanrılarınızda yenebilirsiniz. bu kadar aciz ve bu kadar efendinize tutkunsunuz".