mevlana'nın yaşadığı dönemde islam yaşanıyordu ve mevlana'ya düşen görev ruhları doyurmaktı, eğer aynı mevlana günümüzde yaşasaydı ve aynı şeyleri söyleseydi bugün burada fethullah gülen için yazılanların çoğu onun için de yazılırdı ve hatta daha fazlası..günümüzde ben müslümanım diyen adam bir bakıyorsun içki içmeyi savunuyor, haramı savunuyor ve sonra da buna günah diyeni hoşgörüsüzlükle suçluyor, oysa ki kimse senin içmende değil, iç içebildiğin kadar fakat neden bunu islama sokmaya çalışıyorsun, islamda olmayan bir şeyi neden islamda varmış gibi gösteriyorsun..allah örtünün diyor ayetlerinde bir aklı evvel çıkıyor diyor ki yok allah öyle demiyor, sen yalan söylüyorsun..güneş balçıkla sıvanmaz, ne olduğunuzu bilirsek eğer size de elbet saygı duyar hoşgörülü davranırız ama eğer yanlışta ısrar eder ve islamda olmayan şeyleri islamda varmış gibi anlatırsanız işte o zaman da uyarılırsınız..yiğitlik çıkıp allah böyle emrediyor ama ben bunu kabul etmiyorum diyebilmekte, işi kitabına uydurup da günahlarımızı meşru hale getirip sonra da hoşgörü naraları atmayalım..böyle insanlara eyvallah demek hoşgörü değil, dine hakaret edene yardımdır..neyse bu kadar yeter anlayan anladı zaten..ateistlere müslüman görünüp de dini yozlaştırmaya çalışanlardan daha çok saygı duyuyorum en azından onlar ne yaptıklarını ne söylediklerini biliyorlar..
mevlananın meclisinde hanımlar da bulunurdu. Çünkü o direkt insan gözüyle bakıyordu. Sınıf ortamlarında Fethullah Gülen cemaatine mensup insanları inceleyelim. iyidirler kötüdürler bireysel olarak bir şey söyleyemem. Ama eylemlerindeki haremlik selamlık guruplara ayrılmak,karşı cins ile tokalaşmamak onu geçtim selamlaşmamak mantalitesi hangi islam mantığına sığmaktadır. Bu mantığı idare eden kişi hangi hoşgörüden bahsetmektedir. Biraz bu işi araştıran arkadaşlar ne demek istediğimi anladılar. Geri kalanı için köstebek isimli kitabı tavsiye ediyorum.
"çanakkale'deki bütün şehitler saidi nursi'nin talebeleridir" iddiası kadar saçma bir iddiadır. kendi kendini peygamber ilan eden, allah derken ağlama numaralarına yatan, islam dini çatısı altında devletinden çalan çırpan, ona ihanet eden ve küçücük beyinleri kamplarında eziyet etmek suretiyle dinden soğutan ya da en iyi ihtimalle hayattan soğutan bir asalakla mevlana celaleddin rumi hazretlerinin adı yanyana bile duramaz.
tanım: tanım yapamayacak kadar sinirlenmeme neden olan iddia.
ya hangi mantık mevlana gibi dünyanın kabul ettiği bir yüce şahısla fetullah gülen gibi amerikanın uşağı olmuş birini karşılaştırır. onu da söyliyim;
eğer bi adam fetullah gülenin propagandası içinde kalmışsa, onun abd'nin büyük ortadoğu projesi kapsamında müslümanları bir arada ve kontrol atlında tutmak maksadıyla bir nevi halife yapmaya çalıştığı birisi olduğunu bilmiyorsa bu karşılaştırmayı çekinmeden yapr. ne diyim, bkz veriorum
(bkz: allhım sen akıl fikir ver)
allah kelamını duyunca gözünden gözyaşı akan mustarip ve münevver bir insan elbette günümüzün bediüzzamanıdır. tıpkı sokrates gibi gandi gibi said nursi gibi...
derviş hayatı yaşamış; hayatı din, allah sevgisi ve edebiyat olan büyük bir filozof ile hayatı verdiği vaazlarda yalandan ağlamak, cemaatten para toplayarak servet yapmak, rejim karşıtı eğitim (!) kurumları açmak ve abd'de ekmek elden su gölden yaşamak olan bir kolpacıyı benzetmektir. mevlana'ya büyük hakarettir.
her iki şahsiyetinde sergilemiş ve sergilemekte oldukları islam kaynaklı hoşgörüleri ve kendilerini toplumsal aydınlanmaya adamış olmaları sebebiyle söylenebilecek bir söz.
ayrıca günümüzde fethullah gülen'e getirilen haksız eleştirlerin benzeri de zamanında mevlana'ya dönemin ahalisi tarafından getirilmiştir.
