fetih 1453

entry1008 galeri42
    780.
  1. başta peygamber'in (s.a.s) müjdesiyle uhrevi bir şekilde başlayıp daha sonra

    1) ulubatlı hasan'ın nikahsız ilişkisi
    2) gavurların eğlencelerinden müstehcen görüntüler

    ile devam etmiştir. bu yakışmamıştır. ayrıca neredeyse fatih kadar ekranda görünen ulubatlı hasan efsanesinin abartılması filmin kusurlarındandır. bence bunlar olmasa 10 numara filmdi.
    4 ...
  2. 781.
  3. "Hadi ulan Hasan artık dik şu sancağı lan" dediğim filmdir! Ulubatlı Hasan denen hero/kahraman tam vücut (tank yani). Sultan Mehmed Han ise tam bir Arslan! orduyla birlikte namaz kıldıkları sahne muazzamdı, savaş sahneleri ise muhteşemdi! Bir de mohaç meydan muharebesi ile ilgili bir savaş filmi yapsalar? dimi soltan sülüman!
    3 ...
  4. 782.
  5. yeşilçamın malkoçoğlu filmlerinin tadında yapılmış hamaset dolu bir film.
    1 ...
  6. 783.
  7. filmi artılarıyla ve eksileriyle,

    sanatsal, tarihsel ve sosyolojik bakımdan ele alan ayıntılı bir değerlendirme:

    http://aliklopedi.blogspo...m/2012/03/fetih-1453.html
    0 ...
  8. 784.
  9. --spoiler--
    fatih sultan mehmet'e fsm diyerek kısaltma yaptığını zanneden gerizekalıların, filmde ki göğüs dekoltesine ve nikah olmadan yapılan cinsel münasebete takıldıkları iyi film.
    --spoiler--
    1 ...
  10. 785.
  11. güzel bir proje olmasına rağmen fatih rolünde mustafa karadeniz formatında tuhaf bir adamı oynatarak, tüm gizemi kaçırmış olan filmdir..
    0 ...
  12. 786.
  13. Ordan burdan çalınmış sahneleri vardır.
    (bkz: yüzüklerin efendisi)
    (bkz: truva)
    1 ...
  14. 787.
  15. --spoiler--
    Ancak hepsinden önemlisi, "zayıf" diye niteleyebileceğim senaryo. Jenerik tarih kitabı bilgileri ve bakışıyla doldurulmuş, bu bir. Dramatik yapıyı kurarken çeşitli çatışmalar yaratılması gerektiğini bilen, bunları klişe tarafından bile olsa kurmaya çalışan senarist, nedense o çatışmaların bir kısmını tamama erdirmeye gerek duymuyor. Sultan Mehmet'in yardımcıları arasındaki çekişmeler mesela, son kertede neye yarıyor, nereye bağlanıyor? Neden fetihin arkasındaki savaş taktiklerine, yani zekaya daha çok girmeye çalışmıyor senaryo? Artık savaşın kaybedilmekte olduğu bir noktada, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi fikri nasıl ortaya çıkar mesela? Nasıl uygulanır? Sultan Mehmet çevresinden ne tepkiler görür bu fikri üzerine? Onları nasıl ikna eder? Dramatik malzeme budur. Ama Faruk Aksoy ve senaristi Atilla Engin ne yapıyor? Sultan Mehmet günlerce çadırından çıkmayınca yardıma Akşemsettin çağrılıyor (gerçekte olduğu gibi köse değil, ak sakallı bir dede bu filmde kendisi). Akşemsettin, Fatih'i yürüyüşe çıkartıyor. Sen yaparsın diyor. Yani, gaz veriyor. Sonra bir bakıyoruz ki kızaklar kurulmuş, gemiler taşınıyor. Bu kadar basit mi yani? Bir kuşatma filminin dönüm noktası laftan mı ibaret?
    --spoiler--

    şeklinde eleştiriye maruz kalmış bir tarih filmi olarak görülen filmdir. Eleştirilmek istendiğinde mutlaka açık noktaların yakalanabileceği, mükemmelin aslında imkansız olduğu gerçeğine göz ardı edilerek eleştiriler diz boyudur filme karşı. Ne olursa olsun Türk Tarihine dair bu tarz filmler yapılması desteklenmelidir ki devamı gelsin.
    1 ...
  16. 788.
  17. Osmanlı hakkında bilgi sahibi olmayanlar çok. amk izliyorlar filmi sonrada, "hiç bişi anlamadım", "çok sıkıcı", "abartmışlar yaa" bilmem ne diyorlar. tarihini okumazsan ve kimin ne olduğunu bilmezsen tabiki anlayamazsın yavrum. Bir arkadaş vardı divanı hümayun'un ne olduğunu bile bilmiyor. osmanlı askeri teşkilatını okumak bile faydalı yani. size tavsiyem önce okuyun sonra gidin izleyin!
    1 ...
  18. 781.
  19. bu filmi sanatsal ve sinematografik yönden eleştirmeden önce, belirtilmesi gereken en önemli husus, bu film ile Türk seyircisinin imtihanı olmuştur. Yıllardır böyle filmler yapılmadığı için yapımcıları kıran kırana eleştirmiştik. Ve nihayetinde böyle bir film yapılınca filme giderek, korsanını beklemeyerek sinema seyircisi olarak sınıfı geçtiğimize inanıyorum.

    Fatih aksoy, film için tüm parasını harcamış, sağdan soldan borçlar almış ve bunlar da yetmeyince banka kredisi çekmiştir. Hal böyle olunca bu bütçeyle ne çok iyi bir hollywood yönetmeni getirikebilir, ne de çok iyi bir hollywood oyuncusu. Önemli olan, bu filmden kazanılan paranın nasıl kullanılacağıdır. Artık yeteri kadar birikim sahibi olmuşsa, görsellik konusunda aşmış yönetmen james cameron ile anlaşılıp bir de çanakkale destanı anlatılırsa, tadından yenmez.

    Filmin sanatsal yönden eleştirilebilecek pek çok yönü varken, sessiz kalmayı tercih edeceğim. Çünkü bu filmi kıyaslayacabileceğim bir türk filmi yok. Gidip de yüzlerce milyon dolar bütçeli hollywood filmleriyle de kıyaslayıp, küstahlık yapmanın alemi yok.
    1 ...
  20. 782.
  21. Reklamını yapmış olmak gibi olmayayım, bulunduğum şehir küçük bir cep sinemasına sahip. Filmler buraya bürokratların binbir ricasıyla geliyor ve bedava. 80 kişilik salon 2 yıldır hiç dolmamış tam olarak buna rağmen. Ancak Fetih 1453'e girebilmek tüm bu şartlarda tam 3 gün sürdü. Neredeyse tüm şehir filme akmıştı ve ancak 3 günün sonunda kendimizi o cep'in içine atabildik... Neyse... Filme gelince, beğendiğimi söyleyebilirim; harcanan paraya değmiş. Tebi eleştireceğim noktalar var bir tarihçi olaraktan. Zira ben tarihin "tarihi roman" ve "filmlerden" öğrenilemeyeceğini söylerim hep. Bunun nedeni biz seyircilerin bu türü okuyup izledikten sonra gerçekle özdeşleştirip özümsemimiz... Allah aşkına 1453'te 21. yüzyıl istanbul Türkçesiyle konuşuluyor olabilir mi? Gene neyse eleştirilerimizi sıralayalım:
    - Kullanılan dil kesinlikle otantik ve -en azından- hafiften Osmanlıca olmalıydı.
    - Yabancı karakterlerde dublaj kullanılsa daha gerçekçi ve hoş olurdu.
    - Gerçek olup olmadığı bile tam bilinmeyen bir efsane-Ulubatlı, filmin önüne bu kadar geçmemeliydi. (Film biraz Ulubatlı'nın hikayesi olmuş kusura bakmayın. Düşünün Ulubatlı'nın dövüş sahnesi neredeyse 15-20 dakika, ama gemilerin yürütülmesi gerçeği sadece aksiyon dozu artırılmış 2-3 dakikalık ufak bir sahne... Aaartı gemilerin Haliç'e inişini de göremedik malesef... Neyse devam...)
    - Başrol oyuncusu rolünün hakkını vermiş gerçekten, ayrıca öyle denildiği gibi Fatih pasifleştirilmemiş, gayet orjinal bir Fatih yansıtılmış. Tek bir nokta: keşke kemer burunlu bir oyuncu oynasaymış padişahı, gerçeklik dozunu artırmak adına...
    - Filmin başı çok muallak, Sultan II. Murat'ın son zamanları çok üstünkörü geçilmiş, Fatih'in ilk tahta çıkışı da yeteri kadar anlamlı ve açık anlatılamamış.
    - ilk 15 dakikadan sonra film harika bir seyir izliyor. Ta ki son 15 dakikaya kadar... Fetih sürecinin başlangıcı süper ilerlerken sonuçlanması gene çalakalem yazılmış görüntüsü veriyordu. (Sanırım süre sıkıntısı devreye girdi. Uzayan hikayenin sıkabileceği düşünülmüş gibiydi. E canım Ulubatlı'ya o kadar rol biçersen Fetih'e zaman kalmaz tabi. Ha bir de maliyet var.)
    - Ayasofya sahnesi hoştu, ama keşke istanbul sokaklarında biraz daha gezeydi padişah, orada kalmasaydı sadece keşke.
    - Ak Şemsettin için daha iyi bir oyuncu tercih edilebilir, süresi artırabilirdi. Çünkü sultanın hep yanında olan birisinden bahsediyoruz.
    Offf yoruldum. Tüm herşeye rağmen gerçekten güzel bir film çıkmış ortaya, baya uğraşılmış harcanan paraya değmiş. Hollywoodvari bir sinema filmimiz var diyebileceğimiz türden güzel bir 3 saatti.
    4 ...
  22. 783.
  23. her türk evladının izlemesi, türk olmayanlarınsa kesinlikle izlemesi gerken filmdir. bu ülke toprakları kolay kazanılmadı adım adım ceddimizin kanıyla sulandı bölücü köpeklere yar etmeyiz.
    3 ...
  24. 784.
  25. aşk filimleri yapmaktan harap ve bitap düşmüş günümüz türk sinemasının yüz akı olan filmdir. elin adamı yaşamamış olan robin hood la ilgili 30 film yapmış ve hala yaparken sen istanbul un fethi ile ilgili daha ilk filmini yapıyorsun, olacak o kadar. sırf eleştirmek için 2 kez izledim. elbette bazı eksikler vardı, yine de bence film olmuş. hepimiz ilkokuldan beri istanbul un fethi ni okuduğumuz için kafamızda farklı farklı canlandırdık. elbette sinamaya dökülürken olaylar değişecektir. türk sinemasının şu anda yüz akı olan filme çamur atan tosun paşalara biraz diyeceklerim var.

    filmde hatalar var mı ? evet var, akşemseddinin nasreddin hoca gibi olmayıp köse olması, kuşatmaya taa ilk gününden itibaren katılması gibi ufak hatalar var. ama yüz milyon dolarlık holiwood filmlerindeki hatalar yok. troy daki gibi arkadan uçaklar geçmiyor, gladiator deki gibi at arabasında tüp gazlar görünmüyor, yüzüklerin efendisi ndeki gibi adamların kolarında saat yok, cennetin krallığı ndaki gibi hayatında fransayı görmemiş baronu fransa da göstermiyor, apocalipto daki gibi inkaların yaptığı vahşeti mayalar a mal etmiyor.

    yok efendim savaş sahneleri başka filmlerden aparmaymış. allah aşkına savaş nasıl yapılır, illa fark yaratacağım diye fatih sultan ve ordusu amuda kalkarak mı savaşacaklardı ? o zamanlar savaşlar öyle yapılıyordu adamlar da öyle çektiler. haa unutmadan o bahsettiğiniz, fetih oradan aparılmış dediğiniz yüzbin dolarlık holiwood filmlerinin hangisinde şahi topların dökülme ve patlatılma sahnesi, lağımcılar, karadan yürüyen gemiler, şehrin kuşatması uzadıkça hıncından atını denize süren sultanlar var ?

    efendim film fatihten fazla bahsetmiyormuş: filmin adı fetih 1453; fatih in hayatı değil. o dediğin bi dahaki filmde olacak tosunum.

    yok efendim osmanlı dindardı; filmde öyle değil. kusura bakmada tosunum aç biraz tarih kitabı oku. ama padişah, halife özlemiyle tarih yazdığını ileri süren şaklabanların kitaplarını değil, ciddi yazarların kitaplarını oku. osmanlı tebası peygamberin havarileri değildi, içki de içtiler, kumar da oynadılar, karı kız da oynattılar; zina da ettiler. zoruna da gitse öyleydi ne yapalım.

    hayatımda ilk kez, bir türk filminin yaşadığım ilçedeki 500 kişilik sinema salonda 3 hafta kapalı gişe oynadığını gördüm. 1950 li, 60 lı yıllarda olduğu gibi köylerden insanların dolmuşlara binerek kadınlı, erkekli, çoluklu, çömlekli film izlemeye geldiklerine tanık oldum. hala anlamayan tosun paşalar, türkler artık aşk filmlerinden, ilkokul çocuğu formatındaki güldürü filmlerinden bıktı usandı. adam gibi fetih filmi yaparsan izlenir, çanakkale yaparsan izlenir; malazgirt, dede korkut, göktürkler, hunlar, kürşad filmi yaparsan izlenir.

    yinede tatmin olmayan tosun paşalar gidip zahmet olmazsa imdb ye baksınlar. bugün itibariyle fetih 1453 ün imdb puanı 8,2. elin gavuru bile filmin hakkını veriyorken, bizans savunması mantığıyla yorum yapmak haksızlık oluyor.
    3 ...
  26. 785.
  27. abartılmış veya çok abartılmış bir filmdir.
    7 ...
  28. 778.
  29. 779.
  30. amerika sinemalarında vizyona giren türk filmi.

    California

    Los Angeles

    AMC Burbank Town Center 8
    201 E. Magnolia Blvd.
    Burbank, CA 91501
    1-888-AMC-4FUN

    Orange County

    AMC Tustin 14 at The District
    2457 Park Ave
    Tustin, CA 92782
    714-258-7036

    San Diego

    AMC Fashion Valley 18
    7037 Friars Road
    San Diego, CA 92108
    619-296-0370

    Washington D. C.

    AMC Loews Rio Cinemas 18
    9811 Washingtonian Blvd.
    Gaithersburg, MD 20878
    (301) 948-6673

    AMC Loews Shirlington 7
    2772 South Randolph St
    Arlington, VA 2220
    703-671-0978
    0 ...
  31. 780.
  32. yazılmıştır büyük ihtimalle. ulubatlı hasan filmi olmuş biraz ama genel olarak beğendiğim film.
    0 ...
  33. 781.
  34. imdb notu ile de göze batandır. http://www.imdb.com/title/tt1783232/
    zorunlu tanım cümlemle zıt düşeceğim ama baştan söyleyeyeyim, bence film ne fatih sultan mehmedin, ne de uğruna dökülen paranın hakkını vermemiş ne yazık ki. evet biliyorum orada burada "bizim türkler film çekemiyo, halbuki hollywood..." diye eleştiriler düzerek havalı göründüğünü zannedenlerin olduğunu. yalnız şimdi bir de bunun tersi türedi. onlar da hollywood ne yapsa eleştirir, izlediği her türk filminde, iran ya da hint filminde ya da avrupa filmlerinde bir keramet arar. hele ki o filmin orada burada kazandığı bir iki ödül varsa o zaman yandınız. hayatta o filmi beğenmediğinizi beyan edemezsiniz bunların yanında. hemen de sinema kültürünüzün olmadığını iddia ederler. çünkü onlara göre sinema herkesin anlamaması gereken bir sanattır. yüzüklerin efendisi güzel filmdi dedin mi "sinemadan anlamıyo" atıyorum nuri bilge ceylanın filmleri bana hitap etmiyo dediğin zaman zır cahil oluverirsin gözlerinde.
    nedir bu bizim trend meraklısı insanlardan çektiğimiz be kardeşim. bir şeyi sevdiğin zaman onu sonuna kadar sahiplenmek zorunda değilsin ki. hele hele aslında çok da beğenmediğin bir filmi izleyip, sırf trende uymak için "üstad yapmış abi" demeler falan. hiç gerek yok ki buna.
    şimdi geleyim film hakkındaki yorumuma. herkes farklı beklentilerle gitti bu filme. benim de beklentim, adam gibi bir senaryo ve olay kurgusu, gerçekçi grafikler, üsluplu bir anlatım (ya da gösterim diyelim). buydu özetle. öncelikle görüntü iyiydi, bir çizgifilm izliyormuş hissine kapılmadım ama yine de bence görüntülerde gerçekçi olmaya çalışmak yerine 300 deki gibi ya da spartacus deki gibi epik bir havada çekilseydi film muhteşem olabilirdi. çünkü türk sineması açısından iyi bir ilerleme olurdu, hem de kültürümüz ve doğamız gereği epik anlatımlar bizim daha bir ilgimizi çekmiştir her daim. hadi burasını es geçelim çünkü filmin başarılı yönlerinden biriydi belki grafikler ama esas ilgilendiğim şey senaryo.
    pek çok insan senaryonun gerçekdışı olmasından yakınıyor ama aslında von hammer'a göre anlatılanların önemli bir kısmı tarihle paralellik gösteriyor. fakat gelgelelim ulubatlı ile o sevgilisi olacak kadın bütün hikayeyi öyle bir bozuyor, tarih anlayışımızı öyle bir darma duman ediyor ki. bir ara tarih filmi izlediğimi unuttum. kilometrelerce öteden birbirleriyle göz göze gelmeler, yüzünde pürüz bile olmayan kadının erkek kılığına girip macar ustanın işlerine burnunu sokması, birbirleriyle gayet romantik bir ilişki kurmaları... hele konuşmalar, zannedersin 1974 baharı, yer istanbul. hayır osmanlıca konuşsunlar demiyorum ama "yolculuğun nasıldı kızım" şeklinde başlayan muhabbeti hatırlarsanız bana hak verirsiniz muhtemelen. kız da "business classda geldim çok rahattı" diyecek diye ödüm koptu yeminlen. gerçi yine de onun kadar saçma bir cevap geldi orada da ama neyse.
    konu bütünlüğü desen hiç yok. bir bakıyorsun pat diye bizansla iyi ilişkiler kuruluyor, bir bakıyorsun pat diye savaşa çıkılıyor, bir bakıyorsun fatih bir an küçük çocuk gibi mızmızlanıyor. ne oluyor oolum lan? hayır senin fatih dediğin adam böyle biri değil ki. sert birisi evet ama senin adamın gayet mızıkçı bir çocuk. velhasılı kelam hiç haz edemedim ben bu filmden dostlar. beğenenler varsa ne mutlu, herkesin zevki kendine ama umuyorum bu film bir başlangıç olur da iyi bir yolda ilerlediğini düşündüğüm türk sineması bizim de zevkimize hitap eden yapıtlar verir.
    2 ...
  35. 782.
  36. 783.
  37. güzel filmdir. keşke seyretmiş olsaydım da burada kallavi bir yorum yapsaydım. onun için bu entry kesinlikle spoiler içermez rahat rahat okuyabilirsiniz.

    çocukluğumuzdan beri duyduğumuz bir hikayenin film yapılmasından dolayı heyecan duymamak elde değil. keşke diğer tarihi olaylarımız için de bir örnek teşkil etse.
    0 ...
  38. 784.
  39. hmet davutoğlu'nun dış işlerine gelişiyle birlikte iyice hissedilen yeni-osmanlıcılık furyasının en güzide propaganda malzemesi-oldu olacak. (aman ne orijinal yorum) çoğu izleyiciyi özlem duyduğu cihan imparatoru türk devletini beyaz perdede gösterdiği için memnun ediyor. hatta öyle ki, bazı sinemalardan allah-u ekber nidaları yükselmiş. (yapımcı aksoy'un yalancısıyım)

    film bana göre kotarılmış, bulduğum en önemli eksik gemilerin haliç'e indirilme sahnesinin oldukça kısa geçilmiş olması. yapımcı ve yönetmen aksoy bunun sebebini oraya indirilen gemilerin sadece köprü olarak kullanılmasına bağlıyor. bana göre her ne kadar bu gemiler silahsız da olsa, onların haliç'e inişi psikolojik savaşın kazanılmasının en önemli nedeni. bir de, kuşatmanın uzamasıyla fatih'in bir ara içine düştüğü ümitsiz durum filmin duygusal merkezi olabilirmiş onun yerine yapımcılar ulubatlı hasan'ın aşkını bu merkeze koymuşlar. e kendilerine göre gayet haklılar, kadınsız bir hikaye tuzsuz bir yemeğe benzer derler. (yalan, demiyorlar. aylak adam'da okumuştum)

    bunların dışında film öğrencilerin servislerle gelmesi nedeniyle (acaba bindirilmiş kıtalar diyebilir miyiz bunlara?) uzun zaman kırılamayacak bir rekoru kırdı. türkiye'de neredeyse her 10 kişiden biri bu filmi izledi. (yalan değilse 6.5 milyon gişe yapmış. oha!) bu gişeyle birlikte kısa sürecek de olsa insanların osmanlı tarihine olan ilgisini arttırdı. giden 6.5 milyondan bazıları filmin sonrasında internetten fethi okudular, kitaplardan fatih sultan mehmet''i araştırdılar, çocuklar ailelerine sordular, vs. vs. sonuçta bu ülkede osman bey'i tanımayan insanlar var. (kaynak: genç bakış'ın yaptığı bir sokak röportajı) böyle insanların ülkesinde büyük osmanlı tarihi (iyi veya kötü ama büyük) unutulup gidiyor ve de gidecek. birilerinde tarih bilincini bir dakika da olsa yaktıysa ne mutlu aksoy yapım'a. bu açıdan benden kazandığı helali hoş olsun.

    son not: über-süper entelektüel olacağız diye türk tarihini de, sırf bu sebepten bu filmi de aşağılayanlara da ayrıca acıyorum. burada dahi; ''filme gitmedim ama kesin kötüdür'' şeklinde yorumlar yapılmış ki cidden ayıp. izlemediğin filmi eleştirmek, nasıl bir dünyada yaşamaktır, insanın kendi tarihine karşı bu kadar lakayt ve küçümser davranışta olması nasıl bir kendini bilmezliktir, bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.
    1 ...
  40. 785.
  41. --spoiler--
    durdurun şu gemileri durduruuuuun! üç gemiyi durduramadınız.
    --spoiler--


    süper film!
    0 ...
  42. 786.
  43. youtube'a düşmesini merakla bekliyoruz. acaba film için link isteyenlerde çaylaklığa düşüyormu?
    1 ...
  44. 787.
  45. DVD Si ALIP iZLEDiM SON DERECE SAÇMA SON DERECE GERiZEKALICA bir film.GERÇEKTE AKŞEMSETTiN KÖSE DiR.FiLM DE iSE DiZ BOYU SAKAL. GERÇEKTE ULUBATLI HASAN FETiH SIRASINDA ÇIKAN BiR YiĞiT. FiLMDE FATiHiN KANKASI KILIÇ USTASI NEREDEYSE. AYRICA EROTiK SAHNEYE GELiNCE BU KADAR DA OLMAZ ARKADAŞ HER FiLMDEDE BUNU YAPMAYIN YA. SONUÇ TÜRK SiNEMASI HALA BEŞ PARA ETMEZ
    2 ...
  46. 788.
  47. 2002 yılında çekilmiş bir truva kadar etmedi. bu truvayı küçümsediğim anlamınamı gelir, asla. truva gelmiş geçmiş en iyi savaş filmidir benim için. (bkz: truvalı helen) (bkz: yenilmez achilles) (bkz: prens hector)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük