14:53 seansına girip 18:05'te çıktığım film. unutmadan hemen bilgi vereyim:
-fatih'i daha genç biri oynasaydı daha iyi olurdu, ayrıca burun hiç olmamış. fatih'in burnu resimlere ve minyatürlere göre kartal burnu gibi aşağıya eğimli ancak fatih'i oynayan devrim arkadaşımızın burnu yalnızca büyük. şekil olarak benzemiyor.
-dövüş ve savaş sahneleri beklediğimden iyiydi. ama ulubatlı'yı biraz fazla abartmışlar gibi geldi. mübarek adam insan mı sayborg mu belli değil.
-filmde öyle cinsellik falan yok sadece bir tane öpüşme sahnesi var.
-oyunculuk genel anlamda iyiydi ancak yine ulubatlı arkadaşımız bazı sahnelerde deyim yerindeyse odun modundaydı.*
-konstantin'in durumlar iyiymiş bu arada adam tüm şehri elden geçiriyor.
-efektler genel anlamda güzel olmuş ancak karamanoğullarının mekanını gösterdiği sahnede çok yapmacıktı, onun yerine herhangi kale veya sur önünde çekim yapsalardı daha iyi olurdu.
son olarak değerlendirmek gerekirse, film bence güzeldi, verdiğiniz paraya değiyor, gidin izleyin bence.
ha bir de sinemada gözlerinizi kapayıp yalnızca müziklerini dinleseniz yanlışlıkla terminator salvation'ı izlediğinizi sanabilirsiniz, müzikler çok benziyor.*
edit: söylemeyi unuttuğum birşey kalmış. ulubatlı hakkın rahmetine kavuşurken on kilometre ötedeki fatihle ve manitasıyla bakışması çok saçmaydı.
Elimi vicdanıma koyup rahatlıkla olmuş diyebilirim. Severek izledim. Bizim yaptığımız işleri eleştirdiğimizde entellektüel ya da marjinal olmuyoruz, bunun farkına varmalıyız bence artık.
Devrim evin fragmandakinin aksine son derece etkileyiciydi. Bu adam olmuş mu bu role lafımı yedim yuttum diyebilirim. Yaşı konusunda da sıkıntım olmadı, her ne kadar 21 gibi durmasa da 30 35 gibi de durmuyordu. konstantin palaiologos olmamış, daha inandırıcı bi oyunculuk görmek isterdim.
Bunların dışında tek sıkıntım bir iki sahne zorlamaydı, bir çok filmimizde olduğu gibi verilmek istenen mesaj gözümüze gözümüze sokulmaktaydı.
Özellikle son sahnede; fatih'in kendi oğluna (savaşa giderkenki sahne hariç) göstermediği yakınlığı ve şefkati rastladığı bir çocuğa göstermesi inandırıcılıktan uzaktı. Daha doğrusu fatih'in bu tutumu film boyunca çizilen 2. Mehmet profiline uymuyordu.
Ama bunlar filme olan beğenimi eksiltmedi diyebilirim.
Not: yanlış anlaşılmasın, inançlarının gereklerini diledikleri gibi yerine getirebieceklerini söylemesinden değil, kız çocuğunu kucaklayıp okşamasından falan bahsediyorum.
Çok merak ettigim film.
Ben bu filme gitmesem aglarım, hasta olurum, hayata küserım. Türkiye'nin en iyi filmi olmaya aday. giden arkadaşlarım 'osmanlı torunu olmaktan onur duyuyosun filmden sonra' dediler. ee zaten Ülke olarak karışık durumdayız barı filme gidelimde bi gaza gelelim.
Ayrıca 'Fetih 1453'e gitmeyi düşünmüyorum sonunu bildigim filme para vermem' diyen kişi, gemici zihniyetiyle "titanic" izlemezdir.
14:53'te ki ilk seansına girip imzalı posterine de sahip olduğum mükemmel film. evet mükemmel hatta mükkemmel. elin gavuru yapınca "gangs bu film süber yeaa" bizim insanımız uğraşıp 3 sene gibi bir sürede hazırlayınca "ben pek beğenmedim". ulan yarrak kafalı nesini beğenmedin onu da yaz. fragman izleyipte buraya olumsuz entry girenin akrabalarıyla akraba oluyim. şu sahne pek olmamış; e 2 buçuk saat sürüyo film kalanından çıkardığın sonuç nedir? he tabi ayfonundan girdiğin entrylere bakarken izleyemedin tabi. gözleri tetikte hata arayan insanlar biraz filmin geneline adapte olsa türk film tarihinin gelmiş geçmiş en iyi filmi olduğunu anlarlar. filme notum 10 üzerinden 9,5. 0,5 lik kısımda nutellasının dibine yaklaşanlar için gelsin.
beni büyük hayal kırıklığına uğratan film. tarihe ilgi duyan birisi olarak iple çekiyordum filmi ancak izledikten sonra şunu diyebilirim ki kpss tarihi gibi olmuş. filmin amına koyan durumlara gelecek olursak birincisi ulubatlı hasan ve yavuklusunun filmin ve mehmet'in önüne geçen aptal aşk hikayesi, ikincisi filmde kısa sürede her şeyi verelim kaygısı ile gelen acelecilik, üçüncüsü ve bence en önemlisi senaryo yok lan filimde. savaş sahneleri ile seyirciyi yakalamak istemişler ama yetmez arkadaş. genede önemli buluyorum filmi. alanında türkiyede ilk ve bundan sonrakilere de yol açacaktır.
gemileri karadan ne zamanlar yürütecekler diye film boyunca heba olup, tarih bilgimin en beni çarpan kısımlarından biri olan bu hadiseyi kısaca geçmiş film. artık nasıl bir şey bekliyorsam. yani filmin kötülüğü değil de benim önyargım.
güzel olmuş, 14:53 seansıyla beraber verdikleri posterler ayrıca güzel.
birileri daha iyisini yapana kadar en iyisi bu yani, olmamış diyenlerde var tabi kendilerinin daha kısa sürede daha az bütçelerle yapabileceklerini söyledikleri filmi izleyip seve seve değerlindiririm. **
--yorum içeren spoiler--
bizim askerler sürekli mağlup olunca korku kaplad içimi ne oluyoruz bizim kazanmamız lazım dedim. azda sinir oldum.tarihten bunu bilebilecek kadar anlarım ama insan hiç biri ölmesin istiyor yinede.
fatih'in oğluna sarıldığı sahnede gözyaşlarımı tutamadım.
bide sultana verdiği mektubu okuyacak diye beklemedim değil.
--yorum içeren spoiler--
-başroldeki adam -f.s.m- daha iyi oynayabilirdi, duyguyu daha iyi verebilirdi diye düşünmekteyim; kötü rolündekilerin (bkz: konstantin)* işini daha iyi yaptığını düşünüyorum.belki de ara ara sinir yaptık diye, başarılı olduklarını, duyguyu iyi verdiklerini sandık.*
-gerçekten çok emek verildiğini gözümüze gözümüze sokan filmdir.
-ulubatlı hasan'ın aşk hikayesinin orada ne işinin olduğunu merak ettiğim filmdir ayrıca. **
-ara ara tüylerinizi diken diken eden sahnelere sahip filmdir ayrıca; fatih'in oğluna sarıldığı sahne gibi.
-bizimkiler şehit olurken de dellenmedim değil, insan kaptırabiliyor kendini; hiç kayıp olmasın istiyor. o bakımdan objektif olduğunu da düşünmekteyim ayrıca.
elin oğlu sağlam bir tarih filmi çıkarmak için tarihsel gerçeklikleri eğip bükerken (merak edenler cesur yürek'in tarihsel uyuşmazlığına bakabilir o ayıla bayıla izlediğimiz "braveheart"tan bahsediyorum.) bizimkiler burnu benzemiyor diye eleştiriyor bu fetih'i. abdülhamid düşerken filmindeki abdülhamid'i canlandıra şahıs birebir kopyasıydı da ne oldu? ortaya saçma sapan bir film çıkmadı mı? bunlarla değil daha elle tutulur eleştirilerle gelelim lütfen.
Herkesin izlemesini tavsiye ettigim film. oyunculuklar ise tam anlamiyla mükemmeldi. ilk yarim saati gelismeleri anlatan evrede fragmandan yola cikanlar icin "sikici" olarak görülebilir. ancak sonra sonra film mükemmellesiyor.
Not: bir defa olsun birbirimizi, kendi malimizi asagilayacagimiza bizden oldugu icin yüceltsek ne var ? sacma sapan 10 gerizekali adam cikmis filme olmamis, etmemis cart curt. Sen izleme lan ayi.
Ulubatlı Hasan'ın efsaneye dönüştürülmüş olması, bazı yerlerin gereksiz ve hayal ürünü olması dışında iyi denilebilir. özellikle savaş sahneleri ve animasyon çok iyi yapılmış.
haftasonu izleyecğim filmdir fragmanı ilk çıktığında izlemiş ve beğenmiştim. sonra sinemada da izleme fırsatı buldum fragmanı yine iyiydi. yabancılar kendi tarhinlerindeki en dandik olaya bile mükemmel filmler çekerken bizim böyle şanlı bir olaya hakkını teslim etmemiz gerekirdi.
facaebook daki bir paylaşıma göre gitmekten soğuduğum film şöyle ki; bu filmin yapımcısı faruk aksoy daha önce herkesin bildiği recep ivedik filminin yapımcısıymış, yani para kazanmak için laf olsun torba dolsun tarzındaki filmleri üstlenmiş ve bir diğer duyuma göre içkiciymiş bu herif yani diyeceğim bu şartlar altında bu film ner kadar gerçeği yansıtabilir şekil a muhteşem yüzyıl sonuç: gitmeyin arkadaşlar.biz bu oyunu bozalım.
şu an ihtibariyle izlediğim filmdir.
film efekt te senaryo yönünden 10 numara bi film
olumsuz yorumlara hiç kulak asmayın derim
harcanan paranın tam anlamıyla hakkını vermişler savaş sahneleri falan insanın duygularını tavana vurduruyor.
oyunculuk ve efektler çok gerçekçi özellikle dikkatımı çeken oyuncular çok iyi hazırlanmış kılıç kullanışları ve kapışmaları gerçekten emek ve çalışma sonuçu olduğunu izleyenlere bas bas barıyor.
aynı zamanda film koca bir salonu ağlatacak ve aynı anda tüm salonu çoşturacak kadar iyi olduğunu yaşayarak hissederek anladım
aynı anda 30 kişi helallllllllll be sana diye bağrıp tum salonda alkış tutturabılıyorsa bi film gerçekten iyidir.
(bkz: bayrak dikme sahnesi)
