kabe arabın olsun bize çankaya yeter zihniyetinde olanların, oturma organlarına (bkz: oturma organı) şemsiye girince sözkonusu organlarından uydurdukları, laf kalabalığından öte birşey olmayan hiçbirşey. anladı?
daha kendisini tanımadan kulaktan dolma bilgilerle hareket eden insanların dalga geçeceği kerametlerdir.görmeden inanmak da inanmamak da olmaz,çekimserim hakim bey.
en büyük mucizeleri kuşkusuz ülkeyi amerika'dan yönetmek, orduya sızmak, kalp ameliyatı olup ertesi gün avaz avaz bağırmak, işsiz güçsüz insanları bırakın en baba üniversitelilerin bile kafasını yıkamak.
cemaat dershanesinde okuyup sınavdan bir gün önce;
- hocam bizim uğlan yarın üssye giriceydi de bir okuyuverseniz iyi bir yerlere girseydi... diye alınan bir telefondan sonra o çocuğun öss birincisi olması. **
dünyanın her köşesine inglizce eğitim veren okullar açması -zira bu okullarda sadece ingilizce eğitim verilir, türkçe ise onlarca yabancı seçmeli dil dersi arasında sadece bir tanesidir-; ki, hoca efendi bu başarısının karşılığınıda "ingliz kültürüne katkı ödülü" almıştır.
ikinci dunya savaşının neticesinde soguk savaş başlamış ve milletler bir biri üzerinde gerilim yaratarak ama savaşmadan da bazı kazanımlar elde edebileceklerini anlamışlardır(hepsi değil bazıları güçlü olanlar).
bunun neticesinde gayri nizami harp uygulamları gelişmiş, pek çok uygulama gayri nizami harbin içine alınmıştır.
bu gayri nizami harp uygulamalrının bride işgal edilecek veya kontrol altında tutulacak bölgelerdeki din konusunu kullanmaktır. bu konunun ilk uygulamaları hırıstiyan misyonerlerdir.
feto aslında bir misyonerdir. bunun karşsında kimse duramaz. şimdi yok oyle değil diyenlere sunu soralım peki uslup ve uygulamları misyonerlerden ne acıdan farklıdır?
dini konular ile insanlara yaklaşır, sakinlik sukunete çağırır, milliyetçi ve laik duyguları torpuler, din adına takip edilmesi gereken sahislar yaratır. o kişileriilahlaştırır.
muridleri tarafından 'en sevdikleri' olarak nitelendirilmesi.
"en sevdiğim" nedir ya. sen müslüman değil misin? senin en sevdiğin, en değer verdiğin, en kutsal saydığın insanın hz. muhammed olması gerekmiyor muydu? yoksa abd merkezli müslümanlıkta işler biraz değişik mi?
eh feto'nun* kelime-i şahadet'i kendine göre söylediği düşünülürse buna da çok şaşırmamak gerek değil mi?
oluşturmayı hedeflediği sistemin;
kendini günlere adayabilecek dolayısıyla da potansiyelini çürütecek kadınları
düzenli toplatılara katılmaya
okuma, araştırmaya, tartışmaya
hal-i hazırda sahip oldukları el sanatları konusundaki yeteneklerini öğrenci okutmak için kermeslerde satarak kazanca dönüştürmeye
ayırt edici bir yeteneği olmadığını düşünen kadınlara en azından mantı ve gözleme yapma olanağı vermesiyle başkalarına faydalı olmaya
hayatı aileleriyle sınırlandırmayıp taaa adını bilmediği adalardaki insanlar için de çabalamaya, iyiliklerini istemeye
zaten sahip oldukları misafirperverlik duygularıyla yurt dışından gelen misafirleri evlerinde ağırlayarak kültürünün tanıtılmasına katkıda bulunmaya
kimi zaman tiyatroya kimi zaman klasik müzik konserlere gitmelerini teşvik etmesi ve bunun fazlasıyla gerçekleşmiş olması dünyanın her tarafında görülebilecek türden bir mucize olmasa gerek..