bugün

eğer türkiye'den üç edebiyatçı say deseler ferit edgü ( diğerleri yaşar kemal ve oğuz atay) bunların başında gelir. türkiye'deki minimalist öykünün de temsilcisi sayılır. yazım tarzı eğer oulipo akımını biliyorsanız aynısıdır, oulipo akımının türkiye versiyonudur diyebiliriz. hatta raymond queneau'nun biçem alıştırmalarını ilkin çevirmeye çalışır fakat altından kalkamaz ferit edgü, sonrasında o tarz bir kitap yazar, bir tür türkiye versiyonu diyelim.

raymond queneau, 'biçem alıştırmaları' kitabından bir olayı 99 farklı şekilde anlatır.

ferit edgü de bir olayı 101 farklı şekilde anlatır 'yazmak eylemi' adlı kitabında.

gökdemir ihsan da yine raymond queneau'ya nazire olarak bir olayı 33 farklı şekilde anlatır 'kurmaca alıştırmaları' adlı kitabında.

ferit edgü'nün diğer güzel kitapları ise;

roman; hakkari de bir mevsim
öykü; doğu öyküleri

okuyun-okutun.
Hikaye ve romanlarinda zengin kesimin buhranini, insanın yalnızlığıni işlemiştir.

Alfred jarry, albert camus ve samuel becketten oyunlar cevirmistir.

Şiir: ah minel aşk, dağ şiirleri

Öykü: bir gemide, kackinlar, bozzgun, binbir hece...

Roman: hakkkaride bir mevsim, Eylül'ün gölgesinde bir yazdı...

Deneme: ders notları
"biliyorum, bir insana inanabilseydim, bir insanı sevebilseydim (bu insan kendim bile olsa) her şey değişecekti. ama ya o insan yoktu ortalarda ya da o inanç -o günlerde."
Öykücü, denemeci yazardir.
Toplumsal bireysel gercekleri incelemiştir.

Romsnları: kimse o.

Öyküleri: kaçkınlar, bir gemide, bozgun, av, ressamin öyküsü...

Denemeleri: ders notlari, yazmak eylemi...

Şiirleri: ah minel aşk.
birkaç hafta önce sekseninci doğum gününü kutladığımız yazar. keşke gazeteler, televizyonlardan da duyurulsa!
ipekli mendil, yazar'ın doğum gününü mirza öyküsüyle kutluyor:
"bugün ferit edgü’nün sekseninci doğum günü. o doğduğu sırada türkiye gencecikmiş, almanya’daki nazi egemenliği ise bebek. insanlar caz müziği ile yeni tanışmış, beatles’ın şarkılarına ise daha çok var. picasso guernica tablosunu bitireli henüz bir yıl olmuş, edward hopper’ın nighthawk’ı resmetmesine daha 6 yıl var. ferit edgü’nün yaşamı, bir çok vahşi, acımasız, anlamsız, farklı, ilginç, yenilikçi, çoğulcu, olağanüstü ve sonra yeniden vahşi, acımasız, anlamsız olaylara tanık olmaya gebe."
"Nabzın çok şiddetli atıyor

Ne mutlu bana! Dur, çekme elini. Herkes uyurken, gece ne denli güzel."

04.46
yazdığı kitaplar diğer birçok yazardan üç gömlek kaliteli olan yazardır.
Tezer Özlü 'nün yazdığı bu mektubun gönderilenidir. :
görsel
"düzüşebildiğim için sağlık açısından sıkıntı yok"
Ferit edgü
" Yalnızca tavanda bir noktaya dikilmiş bir bakış: Hayat dedikleri demek buymuş. "
Ferit Edgü
Çünkü anlamak bir ortak dil gerektirir.
Ortak dil ise,
ortak yaşam/ortak bilgi/ortak birikim/ortak düş
kimi yerde, ortak düşüş demektir.

Ferit Edgü, Hakkari’de Bir Mevsim
Kitaplarını imzalatmayı hep kıl payı kaçırdığım yazar. Aslında ne çok sorulacak sorum ve ne çok kurulmamış cümle var biriktirdiğim. Tam da bu hale tekabül eden bir minik öyküsü vardır kendisinin...

“Yoksa aşık mı oldunuz?” dedi kibirli bir gülüşle. “Sizinle ilgisi yok” deyiverdim telaşlanarak.
Sadece sevesim vardı..”
bir anton çehov değil.
çoktan öldüğünü sandığım bir yazardır.
http://www.edebiyathaber....-dil-uzerine-bir-soylesi/
kör ve oğlu isimli öyküsünden:

gözlerime perde yeni inmişti.
körlüğe alışmaya çalışıyordum.
arada bir, bir ağaca, bir duvara,
bir insana çarptığım oluyordu.
bir gün, yol ortasında çarptığım bir kadın
(onun kadın olduğunu ilkin kokusundan
sonra ipek çarşafından anlamıştım;
daha sonra, sesi, bu sezilerimi doğrulamıştı)
homurdanmak yerine, çantasını açıp,
elime bir metal parçası (yüz para) sıkıştırmıştı.
ona bir dilenci olmadığımı söylemezdim.
çünkü her kör
kendisine yardım edilmesi gereken (insanlık borcu!)
biridir.
kabullendim hayatımın bu ilk ve son sadakasını.
tanrı'nın, kendisini nazardan ve beladan saklaması
dileğinde bulunduk bıyık altından gülümsemeden.
ama o metal parçasını cebime koyamadım, avucumda sakladım.
çok geçmeden bir başka insana tosladım.
bu kez, karşımdaki, benden önce davranıp özür diledi.
anladım ki iki kör çarpışmıştır.
ama karşımdakine bunu (benim de onun gibi bir kör olduğumu) belli
etmedim.
elimdeki metal parçasını tutuşturdum.
bağışla beni, dedim, dalmış gidiyordum, görmedim seni.
tüyap'ın onur konuğu olacağını öğrendiğimde tanıdığım, ada yayınlarının sahibi, ressam, koleksiyoncu, öykücü, yazar.
bu yıl otuzuncusu düzenlenecek olan istanbul kitap fuarının onur yazarı. tezer özlü'nün de en yakın arkadaşı olduğunu belirteyim.
1950 kuşağının modernit eğilimli egzistansiyalist yazarlarından.

(bkz: hakkari de bir mevsim) ve (bkz: kimse)adlı romanları yalnızlık ve yabancılaşma psikolojilerini yansıtan en özgün romanlardandır.
her kim ki seni gercekten yasamistir
bir inilti surup gider yasaminda, dusunde.
ornegin:
senden ayrildiktan sonra
buyuk, sana hic benzemeyen
gercek kentlere gittim.
uygarligin buyuk kentlerine.
o kentlerde de insanlarla konustum
yabanci, ama bildigim dillerinden.
(sen benden, ben senden oldugum halde, garip, yuzyillar boyu hic ogrenememisiz birbirimizin dilini)

(bkz: hakkari de bir mevsim)
başka dünyaların yazarı. içinde olmadığı bir edebiyat, ziyadesiyle eksik kalır.

yazdığı güzel kitaplar içersinde benim favorim işte deniz, maria'dır. ****
bir çok öyküsünü "leş" adı altında ki,mor renkli,minik ansiklopedik kitabında toplayan,yaşarken değeri gene bilinmeyen zat-ı muhterem.

"leş" te,"seyir defteri"nde de hikayeler beklerdik amma olsun gene de güzel kitab vesselam!
'o' kitabının yazarı, yetenekli büyüğümüz.
Ferit Edgü anlattığı yazdığını aşmış bir yazar. Kendisi doğu görevi sırasında anlayacağını sandığı insanlar arasına gönderilmiş fakat değiştiği anlayışıyla memleketine dönerken bir kaç kelime öğretip bir kaç kelime öğrettiği diyarı derin derin anlatmakta muvaffak olmuş şahsiyettir.
(bkz: tanışmak istenen yazarlar)