entry nedeniyle son kötü oylanan entry listemi kabartan galatasaray taraftarıyla yıldızı barışamayacak olan, sarı lacivert renklerin her ne şartta olursa olsun göğsünü kabarttığına inanan nadide taraftar topluluğu.. *
avrupa'da kalitesi tartışılan bir lig olan türkiye süper ligi'nde elde edilen şampiyonluklara sevinmekle yetinebilen bir taraftar topluluğu. gerçekten kutlamak lazım. mazallah bir avrupa şampiyonluğunu düşünemiyorum, kalpten giderler heralde. ayrıca bir de şu var:
(bkz: ülkerspor şampiyon olunca biz de şampiyon sayıldık)
en asil duygunun insanlarıdır. şaşırtıcı insanlardır.
marcio veya mert nobre kendi takımlarında en çok atan futbolculardan biri iken kral adam, gol makinası falan derlerken rakiplerinden birine transfer olunca artık oluverir. aynı şekilde mehmet yozgatlı içinde geçerli. takımınızda bir tane sağ açık oyuncu var(dı). o da yozgatli ( apiah 'ı saymazsak * ). türkiye' nin en iyi sağ kanat oyuncusuydu falan... ama n'oldu bir transfer, o da artık oluverdi. - ne diyelim helal olsun. - rüştü' mü ? onu boşver gitsin, pis artık(!)
adnan polat'ın açıklamalarına göre sadece 2 tanesinin bile 25000 kişilik galatasaray taraftarına bedel olan taraftar topluluğu. 2 kişi olsalar bile sahaya atmadık koltuk bırakmayan, polis döven, sahanın dört bir köşesine su şişesi fırlatabilen, ali sami yen stadı'nı yakıp yıkan, aciz yönetimlerini istifaya çağıranlarda hep bu kendini bilmezlerdir.
Galatasarayın şampiyonluk kutlamaları sırasında (bkz: 14 mayıs 2006) zaferi kutlayan Galatasaray taraftarlarının üzerine meşale ve kız kaçıranla saldırarak ne kadar muhteşem(!) bir taraftar olduklarını göstermişlerdir. en azından iskenderundakiler için geçerlidir bu.
her çeşit insanı, toplumun her kesimini bünyesinde barındıran saygı duyulası kitledir. Türkiye'deki futbol endüstrisine anlam katan topluluk olduğunu da ısrarla vurgulayabiliriz. orta halli kesim olsa bile gidip orjinal ürün alan nadide insanlardır. bayan taraftarları da göz ardı etmemek lazımdır. ayrıca erkek taraftarlarımız, her maçta kendi içindeki bayanları muhteşem bir şekilde korumaktadırlar. centilmenlik denilen şeyin varlığını her maçta bizlere hissettirmektedirler.
en zengin taraftar topluluğu olup, kara, yağmura, çamura gelemez. takımlarını genelde oturarak izler. öyle 90 dakika değil 3 dakika bağırdıktan sonra ''aman niye ben bağırıyorum yanımdaki bağırsın ben maç izliyeyim'' derdine düşebilen. türkiye'nin dört bir yanında ağız birliği etmişcesine, sürekli ''federasyon ve hakemler bizim şampiyon olmamızı istemiyor'' diyerek ağlayan ve şampiyon olan takım taraftarıdır.
o kadar çirkef bir taraftardırki daha oynanmamış maç hakkında "beşiktaş'ın hakem marifetiyle kazanacağı penaltı golüyle 1-0 kazanacağı maç" diyebilmektedirler.
ötekine nefret üzerinden değil, takımına duyduğu sevgi ile kendini var edendir. takım tutmak hiç de rasyonel bir durum değilken, fenerbahçe taraftarı olmak, şüphesiz irrasyonel akıldır. (var böyle bir şey.) salt bir "genel"de ifadesini bulmak yerine, muhakkak her "özel"de ayrı ayrı anlamlanmaktır.
keşke herkes sadece kendini takımını sevse, değil mi canımın içi?
kendini efsane kitle sanan taraftar topluluğu. "taraftar baskını" olarak lanse edilen olay, taraftarın küçük bir botla yayın yapılan yerin arkasından geçerek tezahurat yapması olayıdır. gerçek taraftar baskını görmek isteyenler, 12 aralık 2005 tarihinde karşıyaka taraftarının ellerinde biralarla ege tv'yi bastığı yayını izlemeliler.
üstelik karşıyaka taraftarının 1996 yılında göztepe binasına, 2000 yılında yeni asır gazetesine, 2003 yılında tekrardan göztepe'ye yaptığı baskınlardan sonra 4üncü vukuatlarıdır bu. yani öyle basılmaz böyle basılırdır...
yalnız olan insanlardır. diğer takımların taraftarları gibi, en büyük rakipleri karşısında diğer bir rakipleri ile birleşmezler. bu açıdan delikanlıdırlar yani. misal; fb karşısında bejiktaş ve gassaray ın birleşmesi, birbirlerini desteklemesi.
kendi içerisinde fenerbahçe yönetimine yada taraftarına yada oyuncusuna kızsa, sinirlense, tastiklemese, gıcık olsa bile, dışarıya karşı asla renk vermeyecek olandır.
asil duyguların adamıdır. kanının son damlasına kadar takımını savunur ve asla altta kalmaz.