bir güruh olarak bakacak olursak üyesi olmaktan onur yahut utanç duymadığım taraftar topluluğudur. lakin başlık 'fenerbahçe taraftarı' diyor, taraftarları değil. o yüzden üstüne basa basa söylüyorum 'ordaki dallamaların hayvanlığı beni bağlamaz'. ben bir taraftarım, o kırmızı tişörtlü dayı da bir taraftar. tamamen farklı iki bireyiz. sayısı ne kadardır bilinmez -kimi 25 milyon der kimi 20 milyon, çok da önemli değil-, her taraftar ayrı bir birey olduğu için 'vay bunlar çok çirkef', 'aman da alayı puşt', 'aa çok centilmenler kardeşim cidden' gibi yakıştırmalar yersiz olur. elbetteki ait olunan grubun getirdiği bir takım ortak özellikler vardır fakat taraftar topluluklarını demografik ve sosyolojik terimlerle, tezlerle sınıflandırmayı, yaftalamayı yanlış buluyorum.
fenerbahçe sevdalılarının çoğunluğu kulübünü maddi manevi mümkün olduğunca destekler. kombine satışlarından ve fenerium'un gelirinden bu çok net bir şekilde görülmektedir. 80'li yıllara şahit olan yazar arkadaşlar, sarı lacivertli tribünlerin profilinin ne kadar değiştiğini gözlemlemişlerdir. o yıllarda etkin olan grupların etkisiyle hazımsız, futbolcusunu döven, en ufak başarısızlıkta 'yönetim istifa' diye slogan atan çapulcular çoğunluktaydı. özellikle aziz yıldırım dönemiyle birlikte bu taraftarların etkinliği azalmıştır. başkanın gruplarla yaptığı mücadeleyi hepimiz biliyoruz. her ne kadar kabul etmeseniz de bu ülkede en az küfür duyulan stad şükrü saraçoğlu'dur. fakat bugün yaşanan utanç verici olayları açıklamaya, mazur göstermeye, anlamlandırmaya ne gücüm var ne niyetim. holiganlar çirkin yüzlerini göstermişlerdir. basketbol adına acı verici olan şudur; eskiden üniversiteli oyuncuların ve seyircilerin sporu olarak görülen basketbol artık futbol taraftarının ve dolayısıyla da holiganizmin sirayet ettiği bir dal olmaya başlamıştır. galatasaray ve beşiktaş'ın maçlarında da benzer olaylar yaşandı. keza karşıyaka da öyle... müessese takımlarına karşı türk basketbolunda etkin konuma gelmesini istediğim kulüp takımlarının bu gibi olaylardan ötürü bu sporu hiç bir zaman domine edemeyeceklerini görmek üzücü. ve kulübüm adına üzüldüğüm nokta da fenerbahçe seyircisinin holiganlaşmaya doğru yol aldığını görmektir.
bu iğrenç olaylardan ötürü efes pilsen oyuncularından ve az sayıdaki gerçek taraftarından özür diler, şampiyonluklarını kutlarım. ayrıca maç boyunca sürekli küfrettiğim birkaç fenerbahçeli oyuncu ve tanjeviç'in de en kısa zamanda postalanmasını fenerbahçe yönetimine şiddetle arz ederim. madem ki finanse eden benim* o kadar söz hakkımız olsun!
gene yapmışlar yapacaklarını dediğim taraftar güruhu! ülker'in desteği de yetmedi elbette! Hakemleri de satın almak lazımmış denilecektir şimdi. Ayrıca efes pilsen zaten basket özürlüydü de, ondan haketmedi zaten. Az bile yapmışlar oyunculara dalarak. oradaki oyuncuların çoluk çocuklarına, karılarına da saldırsalardı, tam fener taraftarına yakışan hareket diyecektim ama, polis engel olmuş. Neyse sağlık olsun. Bir dahakine bunu da bekleriz. Beni haklı çıkarttığınız için de teşekkür ederim sevgili taraftar.
ayrıca (bkz: #5308173) tavsiye ederim.
galatasaray'ın her avrupa maçı* öncesinde karşı takımın bayrakları ile tribüne giden, pankart yaptıran, el şeyiyle gerdeğe girmenin kitabını yazmış taraftardır. bir de efes maçı sonrası diğer taraftarları efes'i desteklemekle itham edecek kadar komikler...
kendi kulüp yöneticisi barcelona maçı öncesi gazetecilerin önünde galatasaray bayrağı yırtıp barça formasını öpecek kadar köçekleşen adamlardan ne beklersin! şimdi gelip "eee ama sizde şöyle yaptınız böyle ettiniz, yok yunan fransız dölü..." vs şeklinde zırlayacaklara baştan söyleyelim, 15 senedir görüyoruz ne mal olduğunuzu. eden bulur...
galatasaray taraftarı gibi rakip oyuncuları havaalanında karşılamak yerine mabed dedikleri tribünlerinde rakip takımların bayraklarını açan, hatta rakip ülke bayraklarını da açan ve hatta yöneticilerinin rakip takım bayrakları ile gazetecilere poz verdiği taraftarlardır.
düne kadar rakip olduğu ülker'i benimseyip sindirmiş, bugün dayak yediği efes pilsen ile ortaklık yapsa onu da sindirebilecek kapasiteye sahip bünyelerdir...
önemli bir bölümü 2000 sezonu sonunda galatasaray'ın uefa kupası ve super kupa törenlerinden sonra ciddi kalp rahatsızlıkları, sindirim bozuklukları ve kalıcı sağlık sorunları yaşamıştır.
Dün yaptıkları ayıplanan taraftarlardır. Ben de bir fenerli olarak utandım dünki olaylardan. Yahu kardeşim adam emeğiyle kazanıyor. Hani oynamasa o mücadeleyi yapmasa neyse diyeceğim ama, bizimkilerden daha iyi oynadıkları açık. Bizimkiler de çok kötü değiller ligin en iyi iki takımı. birisi kaybedecek. Bunun neresi anlaşılmıyor.
Kaybetmeyi bilmeyen kazanmayı nasıl bilecek?
Ben kendi adıma Efespilsen li oyuncu ve idarecilerden özür dilerim. Çok güzel bir mücadele sonucunda gülen taraf oldular tebrik ederim.
Bununla birlikte saçmalamak sadece fener taraftarına özgü değil, bunu bu başlık altında yazılanları okuyunca bir kez daha anladım.
türkiye'nin tartışmasız en faideli taraftarıdır.Daha kalabalık olduğunu iddia eden galatasaraylı taraftarlara klüplerine yaptıkları katkıyla göt eden,ali samiyen stadının kapasitesinden daha çok kombine alan taraftarlardır.Kısaca:
gs taraftarları X2 < fb taraftarları
Gerçekten garip olan taraftardır. galatasaray'ın, abdul kader keita için ödediği 6.5 - 7 milyon euroyu çok fazla bulmuşlar. Evet Mehmet Topuz, bilica ve özer hurmacı için 20 milyon euro + bilmem kaç tane genç futbolcuyu harcamış takımın taraftarı lyon'dan alınan adamı çok pahalı bulmuşlar ve bu yoldan galatasaray'ı eleştirmeye çalışmışlar. Ankaraspor'dan, kayserispor'dan değil lan lyon'dan transfer yapıyorsun.
cogunun tek övüncü galatasaray a fenerin attigi alti goldür. bundan baska övünecek basari bulamazlar. bunun icindir ki, fenerbahce günü kurtarmaya calisir, galatasaray ise yillarin en basarili takimidir her zaman.
unutulanları hatırlatmazlarsa, götü tavana vuracak kekoların önünü alamazlar. bir şey söylüyorsak, bir ithamda bulunuyorsak sebebi budur..
derbilerde kapalı alana rağmen yakacağımız orgazm sigaralarının da sebebi budur..
bugün 19 temmuz, biz fenerbahçeliyiz..
fenerbahçe' nin aldığı 2 brezilyalı futbolcuyu duyunca bir galatasaraylı oalrak haliylşe merak edip videolarına filan baktım. kesinlikle kaliteli oyuncular olduğundna eminim. (bkz: #5640217) bu entryimde de hayırlı olmasını dileyerek görüşlerimi yazdım.
görüşlerim hala değişmedi. bu iki oyuncunun da çok çok yetenekli olduğundan ve fenerbahçe' nin çok doğru 2 transfer yaptığından eminim. fakat bugün gazeteleri okuyunca şaşırıp kaldım. biri carlos' un veliahtıymış, diğeri her mesafeden gol atarmış filan filan... mutlaka iyi oyuncular bundna şüphem yok, mutlaka avrupa' nın büyük kulüplerinin takip ettiği oyuncular bundan da şüphem yok. ama en nihayetinde 2 kollu 2 bacaklı insan bu iki futbolcu da. senlerdir her sol ayaklı brezilyalı için carlos' un veliahtı deniyor. wederson da yeni carlos' du ama gördük ki sol bacağı olaMAZ. dünyada her sol ayaklı hızlı oyuncu carlos olabilseydi bugün roberto carlos ismi olmazdı zaten. beni tanıyanlar fenerbahçe' ye ne kadar saygı duyduğumu ve fenerbahçe' yi ezeli rakipten önce ebedi dost olarak gördüğümü bilir. bu yazıyı kesinlikle ama kesinlikle bu iki transfere çamur atmak için yazmıyorum, ama bugün gazetelerde yazılanları gördükten sonra ben maradona' yı filan geliyor sandım. ön libero için apiah-aurelio karışımı bir futbolcu tanımı yapılmış. sol kanat için geleceğin yıldızı denmiş. ya bu adam zaten 26 yaşında değil mi hangi gelecekten bahsediliyor. bu ikisi brezilya' nın en çok konuşulan iki oyuncusuymuş. brezilya' nın en çok konuşulan 2 oyuncusunu toplam 10 milyon euro bonservis ile alabiliyorsan ya sen müthiş bir ticari iş başarmışsındır ya da yaptığın haber yalandır. ayrıca bu iki oyuncu brezilya' nın en büyük 2 yıldızıysa ve maliyeti de sadece 10 milyon euro ise brezilya pazarını karış karış tarayan dev kulüplerin scoutları kör demek ki.
özetleyecek olursam kesinlikle bu iki adam fener' e güç katacak, çok yetenekli adamlar. ancak fenerbahçe taraftarı basında yazılanlara inanır, ön liberodan 30 metre civarından 10 gol bekler, sol açıktan her maçta 4 5 kez 3 kişiyi ipe dizmesini filan beklerse büyük bir hayal kırıklığı yaşar.
bu ülkeye anelka geldi, ortega geldi; zidane' nin ''şu an messi' den de, ronaldo' dan da daha iyi'' dediği ribery geldi. hepsi normal insandı. ama ben bugün gazeteleri okuyunca süperkahraman beklemeye başladım. umarım fenerbahçeliler okumamıştır ya da inanmamışlardır o gazetelere.
çeyrek final oynadığı bir turnuvada kendi başarısının yanına bile yaklaşamamış gariban bir semt takımının taraftarındaki mücadele ruhunu gördükçe sevinçle üzüntüyü birarada hisseden taraftardır.
kendi halinde olan, sari-laciverte gönül vermis taraftardir. bu durumun ise * diger takim taraftarlini niye rahatsiz ettigi bi türlü anlasilamamaktadir.
