23 ocak 2008 alanyaspor fenerbahce macinda da görüldüğü gibi, önüne geleni deviren fenerbahçe'nin dosta güven düşmana korku veren durumu. her ne kadar bu durum fenerbahçe taraftarlarını memnun etse de, türkiye'deki güç dengesinin tek bir takım lehine böylesi bir oranda bulunması da türk futbolu açısından düşündürücü.
doğruluğu su götürmez önerme. güç, renk tayfı gibidir; sonda biten başta başlar, kırmızının biraz öncesinde mor, morun biraz ötesinde kırmızı vardır. gücün sınırlarını aştığınız zaman da başa dönersiniz. dahiliğin delilikle noktalanması gibi.
parayı ve taktiği ne kadar doğru kullanmanın da meyvesini yiyen takım olmanın da güçlü olmada etkisini bilmesindendir.
olaya parası var düdüğü çalar anlayışı getirenlere, parayı harvurup harman savurmamanın da tüyolarını verdirir.
vakti zamanında napolyon'un da dikkatini çekmiş olaydır. yüreğiyle oynayan bir anadolu takımının* karşısına norveçten getirtilen kremler, rusya'dan getirtilen kramponlar, venezüelladan getirilen armadillo derisi mataralar, fuji eteklerinden toplanan sazlardan örülmüş atletlerle çıkmak her babayiğidin harcı değildir. bir fenerbahçeli olarak dikkatimi çekmiştir.
bu bir Türk klübümüdür diye sorulan sorudan önce yada sonra yapılan önermedir.
sivassporda yada alanyaspordada bu kadar Türk(!) oynasaydı maçların skoru ne olurdu diye düşünmemizede sebep olur bu cümle.