fenerbahçeli olmayan bir adamın kıçından uydurduğu ve bunun gazıyla herkesin birşeyler yazma ihtiyacı hissettiği konu olmuştur. şampiyon olma şansları fenerbahçe'nin ligden çekilmesi sayesinde belirli bir yüzdesel ağırlık kazanacak olanların böyle kampanyalar başlatması normaldir tabii.
fenerbahce taraftarının değil de diğer takım taraftarlarının fenerbahçe için istediği durum. fenerbahçe şu anki federasyon yönetimine yıllardır tepkilidir. şampiyon olduğu yıllarda da tepki göstermiştir.
... ve hatalara alışkındır. eğer fenerbahçe taraftarı iseniz bunlara alışırsınız ve belli bir süre sonra büyük tepkiler vermezsiniz. sorun, fenerbahçe şikayet ederken onun şikayeti ile dalga geçenlerdedir. kayseri maçında olanlar, o sahda kalmıştır. fenerbahçeli zaten duruma alışkın. önemli olan tüm olumsuzlukları yenerek şampiyon olmak ve son yıllarda fenerbahçe bunu sıkça yapmıştır. fenerbahçe böyle basit hakem hatalarında ligden çekilmeyi düşünmez.
bokunun çıktığı konu. her sezon başında sözleşme imzalansın artık. ligden çekilebiliriz, çekilmeyi tartışıyoruz diyenden 3; çekilecez, haftaya yokuz diyenden 6 puan düşülsün. tabi o hafta için. tekrar durumunda ceza 2,4,8,16,32... şeklinde katlansın.
edit: geçen sene yapılmıştı bu açıklama; hayır, garip olan beşiktaşlıların -tasvip etmediği- menacer ve başkan tarafından yapılmış bir açıklama bu kadar uzatılırken, kendilerinin 1 sene önce yapmış oldukları ama afiyetle yuttukları açıklamayı unutmaları. yoksa yemez öyle ligden çekilmek. ne fener için ne galatasaray ne beşiktaş. mahalle takımı değil bunlar.
fenerbahçeli taraftarların unuttuğu bir açıklama olup, yaşlı gözlerle savrulan bir tehdit olmakla beraber, bugün aynı fenerbahçeli taraftarların kendi kapılarının önünü temizlemeden beşiktaş'a b.k attığı çekilme olayıdır.
hani sol frame'e çekelim de unutanlara gösterelim istedik... ayrıca, bir fark var, beşiktaş taraftarı yönetimin bu şovenist açıklamasını tasvip etmezken, fenerbahçeli taraftarlar bu olayın savunucusu olmuşlardı vakt-i zamanında...
şu da var, "takımı ligden çekeriz" deyip, yaşanmayan hadisedir. aziz yıldırım ve tayfasının her zaman olduğu gibi tükürdüklerini yaladıkları olaydır.
beşiktaşımın "maalesef yönetimi" olan gürühun açıklamasını tasvip etmesem de en azından tükürdüklerini yalamamalarını istemekle beraber, sivas maçına paf takımı ile çıkılması taraftarıyım.
bu da sadece, "tükürük yalama" konusunda ün yapmışların ünlerine zarar gelmemesi açısındandır.
fenerbaazeye yapılmış herhangi bir hakem hatasından sonra gündeme gelecektir. yıldığım ve yanındakiler kuzey afrikadan lig beğeneceklerdir.
edit: moderatör tarafından uyarıldım. fenerbaaze değil olup fenerbahçe'ymiş. ama fenerbaaze avustralya'da bir kasabadır. ve fenerbahçe o kasabayla alakalıdır. inanmayanlar sözlüğün * en aşşağısındaki yazıyı okuyabilir. *
asla olmayacak olan hadisedir.
amaç çirkeflik yapmak ve gündemi değiştirmek değil mi;
şimdi de bu çıktı!
fenerbahçe ligden çekilecekmiş;
okkalı bir nah çekiyorum ben size;
nah çekilir ligden!
hani penaltı verilmiyordu fenerbahçe'ye!?
penaltı verildiğinde protesto olsun diye topu taca atacaklardı!?
ne oldu denizli maçında topu taca atan oldu da ben mi kaçırdım lan!?
götleri yemedi!
buna da götleri yemez!
gündem değiştirme çabaları için başka bir alternatif yaratın bence;
(bkz: messi fenerbahçe'ye geliyor)
obaaaaaaaaaaaaaaa!
ezeli rakibimiz fenerbahçe'ye yakıştıramadığım talihsiz açıklamadır. artık fenerbahçe'li yöneticilerin bu hastalıklı psikolojiden kurtulup gündem değiştirme oyunları yerine kendi işlerine bakması gerekiyor. ligin başından beri iyi bir tempo yakalayan futbol takımının son haftalardaki içler acısı durumu büyük ölçüde yöneticilerin bu garip açıklamaları ve yaşadıkları stresin futbolculara yansımasından kaynaklanıyor. bu gidişle fenerbahçe 3 kupa hedefiyle başladığı 100. yıla yine kupasız olarak veda edecek.
ha bir galatasaray'lı olarak bu beni memnun eder mi, evet. ancak büyük bir kulübün bu duruma düşürülmesi ve ne yazık ki taraftarlarının da bu gündem değiştirme oyunlarına alet olması çok acı. artık başkanlarına ses çıkarmalarının vakti geldi de geçiyor, başarısızlığa alışmak nereye kadar?