fenerbahçeli olanların anlayamayacağı bir duygudur. nedendir bu düşmanlık? fenerbahçeli olmayan herkes mi nefret eder fenerbahçeden, inanın hiç anlamış değilim. fenerbahçeli doğmamakla birlikte insanın üzerine yapışan bir duygu olduğu kanaatindeyim. ha tabi fenerbahçenin iğrençliklerini de sayarsak, kendinden nefret ettirecek nice durumlardan bahsediyorum, düşmanlık da o kadar azılı hale gelmektedir.
fenerbahçe'nin iğrençliği falan diye konuşan arkadaşların bir iğrençliği göstermesini talep ederiz. Mesela o iğrenç fenerbahçe olarak biz u 15 takımından 11 tane çocuğu 40 kişi saldırıp dövmeyiz. Mesela biz rıhtımda taksicinin ekmek kapısı taksisinin dikiz aynasını kırıp bir iki dükkanın camını kırıp, tek yakalanan bir fenerbahçe formalı gence 100 kişi saldırmayız. Sonra çıkıp ta biz halk takımıyız demeyiz. Mesela biz fenerbahçeli olunmaz fenerbahçeli doğulur fenerbahçeli olmayan orospu çocuğudur demeyiz. (Moderasyona not: Bunu diyen beşiktaş tarafftarıdır.) Mesela biz anneler gününde insanlar anılarıyla fenerbahçeliler analarıyla anılır demeyiz. Mesela biz ezeli rakibimizin altına yatıp bacağımızı kendimiz açmayız kalecimizi, en iyi oyuncumuzu göndermek pahasına
sınırları dışında sıfır başarı oranı ile yaşayan ve buna ragmen 'coğrafya kitabında yer alan bütün coğrafi şekilleri ben yarattım lan' edası ile diğer taraftar gruplarını en çok aşağılayan, en çok dalga geçen, rakip takıma saygısı olmayan futbolcuları kahraman ? ilan eden güzide kulübümüze!(kulübün resmi sitesinde veya yönetici söylemlerinde böyle açıklamalar bulunmamaktadır.) beslenen duygudur.
(bkz: lugano'nun dokunulmazlığı)
- ben demedim amirim vallaha ben demedim.
- al bunları al al al, şunu da al!
son birkaç haftadır aleni bir şekilde seyreden düşmanlıktır. buca bize kök söktürür, gider trabzona kuzu kesilir, antep saracoğlunda çatır çatır oynar, avni akerde uyur, karabük bize karşı dişe diş oynar, futbolcularımızı sakatlamaya çalışır (iki hafta sonra onları da göreceğiz trabzon karşısında).
bu düşmanlık fenerbahçenin aslında işine yarıyor ha ona göre bakın bukalemunlar. neden mi, fenerbahçe takımı hırslandı mı tehlikeli olur, bu unutulmasın.
fenerbahçe' nin emin adımlarla şampiyonluğa yürüyüşünü, yaşlı gözlerle izlemek zorunda kalanların, karaktersiz ve zavallı oluşlarını gösterme biçimidir.
bir tür yaşam tarzı, birileri başarır, birileri düşmanlık güder. birileri hunharca sevişir, birileri mastürbasyona devam eder.
bu ezikliği bir şekilde yansıtmasalar; içlerinde patlayacak. içe doğru vermek suretiye, zaten kılıksızken daha da kılıksız hale gelecekler. ellemeyin, kendi nefretlerinde boğulsun dürzüler.
son olarak uefa'nın da katılmasıyla çok güçlenen düşmanlık. ama unutmasınlar ki fenerbahçe büyüklüğü tarif edilemez adı konulamaz bir büyüklüktür. öyle işte uefa be clever.
en net ve görünür şekliyle zirvesini yaşıyor. mecburen de düşüşe geçecek, sürekli orada olma ihtimali yok. zirvesini yaşarken bizim de onları görme şansımız olacak, mesele buradan sonrasını doğru tahlil edebilmektir.
o sebeple akil düşünmek, akil davranmak fenerbahçe taraftarına ve öncelikle genel kurul üyelerine lazımdır şu an itibariyle.
sevgili fenerbahçeli arkadaşlarım; başkanınız mapus damlarında! neden? hiçbir şey yok değil mi? şikenin ş'si yok değil mi? kendinize sorun'acaba şikenin ş'si var mı' diye. ve uefa diyor ki, en ufak bir şüphe varsa batırın diyor. net değil mi bu? ve türkiye federasyonu daha nasıl çabalasın sizin için, uzattıkça uzattı süreci, son güne kadar! karanlıkların gölgesinde korunmaktaydı fenerbahçe, ancak o gölgeye uefa büyük bir fener tuttu ve fener çıplak kaldı!
fenerbahçe'nin kendi kendine yarattığı düşmanlıktır.
özellikle bu aralar ş.l'nden elenince bu düşmanlık attı diyorlar. Ama bence kendilerine bakmaları lazım.
4 tane yöneticin içeride onlara tepki koymak yerine onlara tepki verenlere tepki veriyorsunuz. biliyoruz bu sene çok mücadele ettiniz bunu kimse inkar etmiyor ama bu mücadeleniz tüm gerçekleri yastık altı etmenizi de gerektirmez değil mi?
haksızlığa karşı tepkisini dile getiren herkeste mevcut olan düşmanlıktır.fenerbahçelilerin hal tavır ve davranışları ile orta çıkan bir düşmanlıktır. etki tepki durumudur.
ünlü mü olmak istiyorsun?
onaylanmak, pohpohlanmak mı istiyorsun?
takdir edilmek, egonu tatmin etmek mi istiyorsun?
becermediğin onca iş varken, kafanı basmadığı bir sürü olgu varken götünün klakmasını mı istiyorsun?
eski fenerli deniz barışın 29 ekim 2012 fenerbahçe antalyaspor maçı'nda attığı golle en son örneğini gösterdiği nefrettir. şöyle ki; deniz barış kariyeri boyunca 3 gol atmış. 2'si fenerbahçe formasıyla kendi kalesine, 1'i antalyaspor formasıyla fenerbahçe kalesine.
bundan büyük bir nefret ve düşmanlık görmedim fenerbahçeye karşı.
aziz yıldırım'ın fenerbahçe başkanlığı döneminde yaptığı davranışlar, verdiği demeçler ve şike skandalı sayesinde büyüyen ve aziz yıldırım gitmeden dinmeyecek olan nefrettir.
Zirvede olmak yalnız olmayı gerektirir bu sebeple kıskanılan bir takımdır Fenerbahce. Bukalemun diye adlandırdığımız insanların hissettikleri duygudur.
onun dışında anadolu takımı taraftarlarının(sadece anadolu takımını tutan) umurunda bile değildir fener g.saray filan.
gs,bjk,ts takımların fenerbahçeye düşman olmalarının sebebi fenerbahçenin türkiyenin en büyük kulübü olmasıdır.
zira bu takımlar ne zaman şampiyon olsalar rakip sıklıkla fenerbahçe olmuştur ve ne zaman 2.olsalar şampiyon da fenerbahçe olmuştur.
haliyle hepsinin en büyük rakibidir ve dünyanın her yerinde en büyükten 2.ler, 3.ler,4.ler nefret eder.
bu örneğin ispanyada real madrid için böyledir, italyada juve için böyledir yada almanyada bayern için böyledir.
tabi şunu da söylemek lazım, fenerbahçeliler için de galatasaray nefret edlen bir kulüptür.
sorun rakibinden nefret etmek değildir.belirttiğim üzere tüm dünyada böyledir. ama sorun bu nefretin şiddete dönüşmesidir. türkiyede kanunlar kağıt üzerinde kaldığı için nefret şiddeti doğuruyor.
ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın nefreti azaltmazsın ama kuralları tastamam uygularsan kimse 1 adım öteye geçip şiddete başvuramaz.