tramvayın içindekiler beşiktaş taraftarı, tıklım tıklım dolu içerisi. ve fenerbahçe t-shirtü giymiş bir genç duraktan tramvaya binmek ister fakat öfkeli kalabalığı * gören genç koşarak uzaklaşır. işte beşiktaş taraftarları böylesine sevgi beslerler kendilerine.
antu'da yazarlar, tribünde bakarlar, hakeme her daim sallarlar, bol bol cakma tezahüratlar üretip, güzel günler görüp, hep inanırlar. sevimli cocuklardır. inanilmaz bir hayal gücleri vardir. şampiyonlar ligi şampiyonu olmak gibi mistik bir inanca sahiptirler. sayilari milyarlarla ifade edilebilecek topluluktur, baharat ve ipek yolu sayesinde cinli fener taraftarının sayısı da artış göstermiştir.
bir gün herkesin kendileri gibi olacaklarına inanırlar. bir de bunu şapka diye takarlar kafalarına. merdivenlere karşı inanılmaz bir alerjileri vardır. hayır öyle degil işte. merdiveni görünce degil görmeyince killanirlar.
sakin ola ki yanlarinda kadıköyün üzerinden uzay gemisi ile gececegiz gibi olması büyük ihtimal şeylerden bahsetmeyin. yoksa antu'da ihbar olur, valilikten hakkınızda soruşturma açılmasına sebebiyet verebilirsiniz.
yeri geldiğinde kendi oyuncularını maç çıkışı dövebilen yegane tek taraftardır. ne var bunda baba yeri geldiğinde evladını da okşasın ki bir daha aynı hatayı yapmasın değilmi. ayrıca hakkını vermek gerekir maddi güçleri rockefeller gibidir, klübü zengindir.
tanım: fenerbahçe gibi, şampiyonlar liginde çeyrek finale kalmayı başarmış bir spor klübünün taraftarı.
ben bunları, sevilla maçı sonrası tebrik etmek gibi bir hata yaptım. bana etmediklerini bırakmadılar. x takımın taraftarı olarak akşam oturdum maçlarını izledim. izlerken kendimden geçtim, o denli coşkulu ve yüksek tansiyonlu bir maçtı ki kendi takımımı desteklediğim zamanlarda nasılsam dün akşam da öyleydim. maçı aldık (bakın aldık diyorum hala) ve dedim bunları bir tebrik edeyim.
resmen bok yemişim..!
ayaklarına kapanmam, secde etmem ve renklerimi değiştirmem gerekliymiş bunu duydum. eğer ki maçı izlemiş ve bu denli içten sevinmişsem zaten ben hafiften fenerbahçe taraftarlığına doğru kaymışım. vs vs..
sözlüğe bakayım dedim, başlamışlar ahmet çakarla ilgili yüzbinlerce anlamsız başlık açmaya. dur soluklan yiğidim!
böyle bir maç kazanmışsın, önce onu bir kutla..sağa sola salça olma bir sevin, coş önce, hazmet ya..fair play bu mudur?
tebrik ettiğimde "s.ktir lan sizin tebriğinize ihtiyacımız yok itaat edin" diyen insanlar barındırır bu gürüh. sonra da derler ki neden 17 takım bize düşman. ulan andaval sen kendini beğenmişlik yap, kibirlen sonra da sebep ara. itaat et diyor ama geçen haftayı unuttu sanırım bu arkadaşım. biz 'it'aat ettirmiştik halbuki geçen hafta onları. zafer sarhoşluğu var tabi. unuttu garibim.
edit: sadece benim arkadaşım değilmiş demek ki bunlar.
cefakar ve vafakardır. Onca dalga geçmelere, onca düşmanlıklara göğüs germiştir. Ve artık Edirne' den dışarı da taşmıştır. Önünde saygıyla eğilesi bir destekle takımının başarısına imza atmıştır. Kimseler bilemez kıymetini bizden başka fenerli olmanın.
Edit: nazar etme ne olur iyi yönet senin de başarılı takımın olur :) HAdi arkadaşlar kötü oylarınız verin, ben onlarla da mutluyum :)
çok sevinen sevinmeye hakkı olan ama, çok da abartmaması gereken taraftardır. artık biraz sakinleşmeleri, gereksiz başlık enflasyonuna sebebiyet vermemeleri, dünyaya dönmeleri gerekmektedir.
her ne kadar futbol takimi bu sene yine türkiye kupasindan elense de, üstelik gs'ye elense de, ligde beklenildigi cizgiyi göstermese de hatta ve hatta sene sonunda sampiyon olmasa bile belki de gögsünü en gere gere gezdigi yili yasayan taraftar.
el arabasından sonra tempra merakı açığa çıkan taraftardır. avrupa'da ortalama düzeyde iki sezon geçirip süper ligi sallamıyoruz derler,komik olurlar.*
oysa biz uefa serüvenine kadar ligi de sallıyorduk.hatta dört şampiyonluk yaptık ardı ardına. he pardon siz o ara milyarlık eşekleri dövüyordunuz. *
iyice ingiliz taraftarlar gibi oldular.bu da çok normal çünkü kale arkası hariç biletler 100 mecidiyeden başlıyo.maraton numaralı gibi olunca da oradaki taraftar grubu da bitti doğal olarak.artık 'aaaa' 'uuuuu' diye sesler duymamızın da yakın olduğu taraftarlar.
aynı söz öbeğinde bulunmaması gereken insanlardır. yani fenerbahçe ve taraftar kelimesi yoktur, 55 bin tane burada ayıp olmasın diye şöyle söyleyeyim, cadde insanı veya çekirdekçi tayfa vardır. tayfa lafı bile yakışmaz onlara ya neyse.
fenerbahçe'nin schalke 04 ile eşleşceğine kendini inandıran bir fenerbahçeli arkadaşın chelsea eşleşmesinden sonra "sktir et olm chelsea de ii drogba afrika kupasında zaten" demesiyle fenerbahçe'nin turla alakası olmadığını ispat eden taraftarlardan biridir.
bu arada internet sitelerinde "fenerbahçe kimle eşleşsin" başıklı anketede "schalke 04" cevaplarını yapıştırarak bize bir mesaj vermeye çalışan taraftarlardır.
vazifesini türkiye'de en iyi yerine getiren taraftar grubu. adamlar klüplerinin ürünleri alıyor, stadları dolduruyor gerektiğinde yönetimlerinin arkasında kale gibi duruyor. daha ne olsun..
şöyle ki meşhur 33. haftadan önce ne zaman kadıköyde maç olsa sahaya bir sürü şey atılır, galatasaray taraftarına türlü oyunlarla türlü tuzaklar kurulur, futbolcuların kafasına birşeyler atılır hatta bazen antrenörler bile bundan nasibini alır dururdu.
lakiiiin ne zaman 33. hafta geldi ve sabrımız kalmadı, işte o zaman anladılar ki aslında onlar sadece kral yokken ortaya çıkan şakşakçılar.
sonuç olarak aslında taraftar bile değillerdir, başarısızlıkta futbolcu döverler, şimdi göklere çıkarttıkları kalecilerine ana bacı söverler, tesisleri basarlar.
buna ek olarak birde gerçek taraftarların ne yaptığına bakıp bunları taklit etmeye çalışırlar. ha ne kadar başarılı olurlar onları resimler anlatsın...