şu aralar baya bir eziktir. kendini ülkenin en iyi kulübü ve en iyi taraftarı sayan bu güruh, küçük emrah pozlarından sıyrılabilirse kulübünün yaptığı şikeleri daha objektif görebilir. şimdi şöyle diyorlar; bütün kulüpler yapıyor bunu.. o zaman şöyle diyelim biz de;
birincisi şike yaptığını kabul ediyorsun. ikincisi sen yapma kardeşim sen yapma...bir yanlışı herkesin yapması ne zamandan beri ona meşruluk kazandırıyor?
ne yaparsa yapsın, rakip taraftarlar tarafından ne kadar aşağılanıp alay edilirse edilsin, bu kadar kışkırtmaya rağmen kan döküp, şiddete bulaşmadıktan sonra en kral olan taraftarlardır.
takımının bayağı iyi oynadığı 21 temmuz 2011 fenerbahçe shaktar donetsk maçında sahaya inerek maçın yarıda kalmasına neden olan taraftardır. ben, maçı izleyen taraftarın yaptığı bu eylemi onaylamıyorum. ancak onları sahaya inmeye iten nedenin gazetelerin büyük bölümünün polis ve savcıdan aldığı ve gerçekliğini irdelemeden yaptığı belgeleri manşetten verip iddialara konu olan kişiler hakkında yaptığı yargısız infaz olduğunu unutmamak gerekir. internet haberciliğinin öncü sitelerinden odatv, "fenerbahçe taraftarları haklıdır" başlıklı haberinde bu konuya değinmiştir:
Önce "şiddet" tanımı üzerinde durmalıyız; nedir şiddet?
Gazetecilere atılan her madde şiddete neden olur.
Güzel. Peki...
Gazetecilerin daha -üstelik gizli olan- soruşturma iddialarıyla kişileri itibarsızlaştırma, mahkûm etme eylemi şiddet değil midir?
Hangisi daha çok can yakar!?
Aslında bir özeleştiri zamanı gelmedi mi?
Şimdi kimse çıkıp Fenerbahçe taraftarının medya protestosunu kınamasın. Ortada bir tahrik yok mudur?
Günlerce gazete sayfalarında (ki çoğu manşet) ve TV ekranlarında başta Aziz Yıldırım olmak üzere insanların haysiyetleriyle futbol topu gibi oynanmadı mı?
Sadece "ama iddia bunlar" bahanesine mi sığınacak medya?
Ne "iddiası"; kamuoyu 4 yıllık süreçte bu tür kelime oyunlarıyla karanlık tezgahlara inandırılmadı mı?
Medya polis-savcı sızdırmalarıyla tarihin en kötü sınavını verdiğini artık kabullenmek zorunda değil mi?
Bu linç kültürüne boyun eğdiğini artık kabul etmelidir.
Hiçbir editör, yazıişleri müdürü, genel yayın yönetmeni Ergenekon süreci ile başlayan bu dönemde "masumiyet karinesini ayaklar altına aldık" açıklaması yapmadı daha. Hiç kimse polis-savcı sızdırmalarına "hayır" demedi, iştahla bu tür yönlendirici sözde kanıtları sayfalarına, ekranlarına taşıdı.
Hiç kimse şüphe duymadı bu sızdırma yalanlardan. Polis-savcı verdi; polis muhabirleri yayın kuruluşlarına getirdi ve, ya manşet oldu ya da üzerine TV'de program yapıldı. "adam asmaca oyunu"ydu bu.
Çoğu medya yöneticisi ne yazık ki bunları elinin tersiyle iteklemedi, oyuna katıldı.
Öyle ya, Ergenekon, Balyoz vd. soruşturmalara kimse sesini çıkarmıyordu; insanlar korkuyordu. Ya da sesini çıkaranları medya görmezlikten geliyordu. Ama bu oyunu Fenerbahçe taraftarı bozdu.
Medya belki de taraftar protestosuyla kendine gelecektir. Haberciliğine, yayıncılığına çekidüzen verecektir. Kimi "özel yetkili" polis muhabirlerini kapı önüne koyacaktır. Koymalıdır.
Bu, habercilik değildir, bu gazetecilik değildir. Polisin- savcının kamuoyunu etkilemek amacıyla sızdırdığını büyük bir iştahla "haber" diye verme dönemi artık bitmelidir.
kendisini cem yılmaz'ın götünden çıkmış sananlar tarafından yine üzerinden türlü komiklikler yapılmaya çalışılan taraftar grubu.
1- lan mal fenerbahçe küme düşürülmesini 4 gözle bekleyen, olduğu anda atmadığı göbek kalmayacak bir takımı avrupa'da veya türkiye'de neden destekleyeyim? sen sanki fenerbahçe'nin yegane destekçisisin.
2-sen ikinci mal çekirdek yiyen adamın neresinde kişilik problemi var? sen yediğin yarrakların hesabını ver. adam istediğini destekler.
3- ve sen son mohikan gerizekalısı. 30 yıl öncesinin skorlarını verip utanacağımızı mı sandın? milletçe utanalım o zaman. milli takımın 7-0'lık 8-0'lık maçlarını hala hatırlayabilen nesiller mevcut.
neden bu kadar antipatik olduğunuzu düşündünüz mü?
kulübünüzü savunabilirsiniz sonuçta o sizin sevdanız, hayatta en çok sevdiğiniz şeylerden biri. futbolcularınızı savunabilirsiniz, her ne olursa olsun en masumu onlar, evet emek verdiler, adamlar koştular, çalıştılar, didindiler.
ama, fenerbahçe'ye zarar verenleri görmezden gelemezsiniz. hani artık şu "şike yok" "ama sizde yaptınız" konularını lütfen geçin artık. yanlış kişileri hedef alıyorsunuz, hedef alacağınız, hesap soracağınız yerler daha farklı.
not: objektif oldum, siz de olun. bir galatasaray aşığı.
neden bu kadar antipatik olduğumuzu düşündük.
Cevap devamlı yeniyoruz. Beraberliğe sevinir duruma geldiniz. Aslantepe dediniz, miyavladınız.
sizi küçükken sürekli döven sizden küçük çocuktan * da nefret etmiyor muydunuz?
siz de yaptınız diye savunmazlar, şikeyi asla savunmazlar ama belki şöyledir; eğer şike yaptıysanız onu bile beceremişsiniz, ulan şike yaptığınız maçın normal süresi berabere bitti, şike yaptığınız maçı bile alamıyorsunuz salaklar, diyorlardır. bi düşünmek lazım.