fenerbahçe spor kulubune gönül vermiş taraftardır.
tanımı yaptıktan sonra gelelim anlatılmak istenene...
lafa başlamadan önce takımları şampiyonlar ligi'ne kaldığı için tebrik edelim.
yıllardır bekledikleri durum bugun gerçekleştiği için galatasaray ile dalga geçecekler ve galatasaray taraftarlarını da kızdıracaklardır doğal olarak. bazen zorumuza gitse de futbolun doğasında vardır bu, yoksa bu oyun neden buyuk kitleleri peşinden süreklesin...
yıllardır galatasaray avrupa kupalarında başarılı olmuş, fenerbahçe taraftarı bu başarıları televizyondan izleyerek sinir olmuştur. galatasaray taraftarı, takımı şampiyon kulupler kupasında yarı final oynarken, 1993 yılında manu'yu eleyip avrupa'nın en büyük 8 takımı arasına girerken, 2000 yılında önce uefa kupası'nı sonra da super kupa'yı müzesine götürürken, 2001 yılında CL'de iki gruptan da çıkarak çeyrek final oynarken, super mario jardel diye bağırırken; bu zavallı grup elleri dizlerinin arasında avrupa'da fenerbahçe hezimetleri vol.x serisini izlemekteydi.
galatasaray takımı şımartmıştı taraftarını... fakat fenerbahçeliler hırs yapmış elindekini avucundakini kulube katkı için harcayarak avrupa kupalarında başarı yakalamak istemişti. ilk başlarda gerçekleşmeyen bu başarıların üstüne, 2007-2008 sezonunda bir çeyrek final ilaç gibi gelmişti, sarhoş olmuştu taraftar.
ey fenerbahçe taraftarı hatırlar mısın 2002 yılının yaz aylarını, hani şu şampiyonlar ligi ön eleme maçı. rakip feyenord ve fenerbahçe şampiyonlar ligi'nde yok; ya galatasaray, o yerinde CL'de...
bir de iki sezon önce ki dynamo kiev maçları... hani bu maçlar sonucunda galatasaray 10 milyon euroları cebine indirmişti, keriz parası işte...
işte fenerbahçe taraftarı; bugun eline geçmiş olan fırsatı iyi değerlendir. dalgani geç, sevincini yaşa: altı üstü elediğin partizan gerçi ya; neyse.
şımarık galatasaray taraftarı da takımının yıllardır cepten yediğinin farkına varır da oturur biraz düşünür belki, maça gitmek forma almak falan gelir aklına.
fenerbahçe iyi bir grup kurası çekerse aralık ayında uefa'da görüşürüz.
sonradan aklıma geldi:
olay iki sene öncesi gibi sanki. galatasaray şampiyonlar ligi'ne kalmış junicho inamoto'yu getirmiş, fenerbahçe elenmiş mateja kezman'ı transfer etmişti. bugun fenerbahçe cl'de gelen adam josico, galatasaray elendi cl kuraları çekilirken imza atacak adam milan baros...
kaybettiklerinde ilginç bir şekilde her zaman hakemi hatalı bulan, kazandıklarında "her maçta oluyor öyle şeyler" diyerek kendilerini savunan garip yaratıklardır.
olsun olsun. delikanlılar bak, en azından kazansalar da hakemin hatalı olduğunu kabul edebiliyorlar.
son haftalarda diğer taraftarlarca yoğun olarak çekiştirilmesini, tribünün seçkinliğine, takımın da bazı ezikler gibi uefa'da oynamamasına bağladığım taraftar.
bir asilliğini göremediğimiz taraftar grubudur. daha çok kaybedilmiş kupalar yüzünden bağdat ta, kadiköy de, denizli de ağlarken ve ya kötü bir sonuç alındığında tesisleri basıp, futbolcusuna "are you big player" derken ve ya hiçbir şey demeyip direkt tekme tokat dalarken görünen taraftar topluluğudur.
bir galatasaray taraftarı olarak kendilerini ikiye ayırmışımdır hep. alkışı hakedenler ve alkışı haketmeyenler olarak.
bu terimleri isterseniz açalım:
alkışı haketmeyenler
toplu bir ortamda, cafe ve benzeri yerlerde fenerbahçe ve galatasaray derbisi izlerken 'bu galatasaraylıların hepsi ayrı piç, hepsi ayrı şerefsiz, hepsi ibne olum bunların' şeklinde feryatlarda bulunanlardır. futbolun f'sini dahi iliklerine işleyemeyen, aşırı fanatik ve yenilince hazmedemeyen guruplardır.
alkışı hakedenler
her fırsatta, her platformda fairplay mesajları veren ve avrupada galatasaray'ın başarılarını kıskanıp bok atmamış, bizle beraber ağlayıp bizle beraber sevinmiş guruplardır. kendilerine galatasaray camiasının içinden biri olaraktan minettarım.
bahsedildiği gibi adı cinayetle anılmayan taraftar grubu değildir.
(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)
(bkz: sütten çıkmış ak kaşık)
--spoiler--
Denizli'de pazar günü oynanacak Denizlispor-Fenerbahçe maçını izlemek için otobüsle istanbul'dan yola çıkan bir grup Fenerbahçe taraftarıyla, Sakarya'nın Geyve ilçesindeki bir market çalışanları arasında çıkan bıçaklı kavgada, 1 kişi öldü, 8 kişi yaralandı.
Fenerbahçe ile Denizlispor arasındaki karşılaşmayı izlemek için Denizli'ye giderlerken Sakarya'nın Geyve ilçesi'nde uğradıkları bir büfeden bira almak isteyen Fenerbahçe taraftarları ile büfe sahibi ve köylüler arasında çıkan kavgada, 1 kişi bıçaklanarak öldürüldü, 8 kişi yaralandı. 26 taraftar ile 8 Geyveli gözaltına alındı. Öldürülen Geyveli işçiyi kimin bıçakladığı araştırılıyor.
--spoiler--
hoş bi durum değil öldürülen insanlar. hele ki futbol yüzünden, hepimizin gülerek birbirimize takıldığımız eğlencemiz olarak kalsın sadece...
türk halkının içinde faşistlerden bile daha fazla kandırılmış güruhtur. kandırıldıklarının zerre farkında değillerdir. düşünün, iyi taraftar olmanın fazla para harcamaktan geçtiğini daha hala düşünüyorlar ve bir de ispatlamaya falan çalışıyorlar.
şarkılar besteleyen,maçın sonuna kadar bağırarak takımını en iyi şekilde ateşleyen, futbolcusunun tüylerini diken diken eden taraftar mı, yoksa her sezon kombine, kulüp kartı ve forma alan, kulübüne inanılmaz derecede maddi katkı sağlayan taraftar mı daha iyidir? tartışılır. güzel tartışılır hem de.
son günlerde kalbi buruk başı dik taraftardır. galibiyete ve güzel futbola hasrettir ama kötü sonuç alınsa kötü futbol oynansa bile takımını yanlız bırakmayan harbi taraftardır.
sadece iyi günlerde takımının yanında olan, başarısız sonuçlarda ise futbolcuları stat çıkışında yakalayıp sözlü sataşma, protesto ve hatta tartaklamaya kadar giden olaylara sebebiyet veren taraftardan öte müşteri topluluğu.
"alkışlayın ulan ibneler" diye tempo tutup alkışlayan da bunlardır,
tribün liderlerine "aşığız sana reis" gibi efemine bir şekilde yaklaşanlar da bunlardır,
takımlarını "güzeller içinden bir seni seçtik" diyerek takımlarının ne kadar alımlı olduğuna gönderme yaparak destekleyenler de bunlardır,
bunun üstüne başkaları "genç fenerliler birbirlerini bilmemnaapar" diye bağırınca kuduran da bunlardır.
galatasaray'ın gölgesinde kalan takımın, ulaşamadığı ciğere ne diyeceğini şaşıran taraftarlarıdır. mesela galatasaray uefa kupasını kazanır, taraftarı bununla övünür, aradan bir fenerbahçeli atlar ve "6 kasım ulaan! paradan 6 sıfır atarsınız ama tarihten asla! yıh yıh yıh" diyip komik duruma düşer. tabi bunu söylerken karşısındakinin bunu görünce üzüleceğini falan sanar. bilmez ki tarihte ne 6-0lar ne 7-0lar vardır ama uefa kupası tek türk müzesinde bulunur.
bir de şöyle bir gariplikleri var; kıyas yaparken istatistik canavarı kesilen bu vatandaşlar takım istatistiklerine nedense hiç bakmaz. kim daha çok kupa kazanmış, avrupayı kim dize getirmiş ilgi alanları değildir. en başarılı oldukları konu konuşmak ve 6-0 demektir. başarılarının devamını dilerim, pamuk eller eksiye.