tek sebep vardır ki o da hazımsızlıktır. hani bir nefret'in oluşum sürecine bakın... hayatınızda nelerden nefret ettiğinizi ve neden ettiğinizi düşünün.
misal ben ömrümün uzunca bir süresi çarşamba günlerinden nefret ettim. neden peki? fatih'teki evimizin hemen önünde pazar kurulurdu ve o yaşlarda futbol oynamaya en elverişli alan evimizin bulunduğu sokağın sonundaki kavşakımsı alandı... ara sokakların ortasında kaldığından ve 6 sokağı birbirine bağladığından o zamanlar bizim futbol arenamızdı orası...
uzatmadan konuya dönelim. çarşamba günleri benim bu hakkımı elimden alan o pazardan nefret ederdim ve dolayısı ile belli bir süre sonra çarşamba günlerinden nefret etmeye dönüştü bu durum. hani şu pazar günlerinden nefret etmek sendromu gibi birşey bu.
bu anlamda fenerbahçe bana herdaim eğlenme sebebi olmuştur. misal eş-dost ve arkadaşla bir araya geldiğimizde takılmalar, şakalaşmalar bu kulüp sayesindedir. fenerbahçe olmadıktan sonra, şampiyonluğu fenerbahçe'nin elinden almadıktan sonra ne tutacağım lan galatasaray'ı? tadı bile olmuyor fenerbahçe'nin uzaklaştığı şampiyonluk yarışlarımızın...
veya sevilla'yı eleyerek turu geçtiği o günü hatırlarım bu takımın. ev ve hatta oda arkadaşımın maçın henüz başında 2-0 yenik durumdayken "turu geçelim 70'lik votka alacağım" demesini hatırlarım... maç sonunda sokaklarda "hindi baba" çekemeyen konya'daki, fenerbahçe'li taraftar topluluğunun en önünde ve üzerimde galatasaray formamla "hindi baba hindiiii" diye bağırışımı hatırlarım ki sağ elimde votka şişesi...
ama o kadar alışmışız ki nefret etmeye. başka türlüsünü yapamıyoruz. nefretin ne anlama geldiğini dahi bilmesek de nefret ediyoruz, yazık...
açıklık getirilmesi gereken konu editi: sevmemek mümkündür fenerbahçe'yi, ama nefret denince daha farklı bir durum oluşuyor. tabi algıdan algıya değişiklik gösterir bir durumdur bu. aradaki farkı algılarına bırakıyorum okuyanların...
futbolda bir şeyden nefret etmek için bir nedene ihtiyaç olduğunu ortaya kim sürmüş ki? gerek takımların çıkarları açısından olsun gerekse tribün, futbolcu, saha içi-dışı gerekçelerle olsun her türlü nedenden araları açılabilir takımların taraftarlarının zira yöneticiler dostluk mesajları vermek zorundalardır.
--spoiler--
şükrü saraçoğlu stadı 55 bin kişilik bir kapasiteye sahipken ali sami yen ve inönü stadı'nın total kapasitesinin 52 bin kişi olması
--spoiler--
eskiden de sevilmezdi fenerbahçe, lakin aziz yıldırım zamanında iyice tavan yapmıştır bu. aziz yıldırım'ın antipatikliği parası olmasından, istediğini almasından kaynaklanmamaktadır. öyle olsa herkes Joan laporta'dan nefret etmelidir. olay yaptıklarını etik çerçevede yapmaması, kibirini, saygısızlığını da yanında bulundurmasındandır. haddini aşan açıklamalarda bulunmasındandır.
görmemişlerdir, hırsızlardır (bkz: inanin çocuklar), cumhuriyet içinde cumhuriyet (bkz: fenerbahçe cumhuriyeti) kurup yinede (bkz: atatürk)e saygılıyız derler, kendi kalecilerini döverler (bkz: rüştü reçber), şampiyonlar liginde sıfır çekip halen atıp tutmaktadırlar, başkanları bile kendi takimlarının adlarını telaffuz edemez (bkz: fenevbahçe), çok konuşurlar, boş konuşurlar, kızları sarışın olup tabiki diye lafa başlarlar, 27 yıl türkiye kupasını alamayıp biz önem vermedik derler, facebookda en çok taraftarı olan kulüpdür (bkz: kokmuş boka sinek çok konar).
galatasaray: uefa kupası almış olmasına rağmen fenerbahçeyi yenemiyor olmak. beşiktaş: teknik direktör faciası yaşayıp ligte adeta yok gibi olan fenerbahçe sayesinde yıllar sonra şampiyon olmak.
nerden başlasam bilemedim. fazla uzatmaya gerek yok. bu ülkede masa başında maç kazanmak denildiği zaman ilk akla gelecek takım fenerbahçedir. nefret edilme sebebi sportif başarı ile alakalı değil, şeref ve onur ile alakalıdır. yoksa dünyanın tüm kupalarını fenerbahçe almış vız gelir tırıs gider, alnının akıyla alsın yeter. yoksa başarı ve kupa kıskanacak olsaydık galatasaraydan nefret ederdik. anladın? *
Bundan 10 yıl öncesinde bile olmayan bir kavramın bugünlerde neredeyse fenerbahçe taraftarları dışındakilerde oluşan bu nefretin asıl sebebleridir. Hakikaten neler oldu ? neden bu bu nefret gelişti ? Buna kim veya kimler sebebiyet verdi ?
Aziz yıldırım ve yönetiminin bir eseri olduğunu düşünmemek elde değil. Hep bir kibirli duruş, fenerbahçe ve diğerleri altmesajları, diğer takım klüplerini hep bir küçük görmeden dolayı ve bu mesajların yıllarca verilmesinden dolayı sizler fenerbahçe takımına karşı nefret ürettiniz. Bu nefretin sebebi de sadece aziz yıldırım yönetimidir. Bu durumun tek suçlularıda bu duruşlardır.
kendilerini sürekli diğer takımlardan üstüm görmesi sebeplerin başlıcası arasında yer alır. diğer nedenler daha kişiseldir. ama önmeli olan sonuçtur. sürekli biz daha sütünüz diyen takımı bu hallerde görmek, tabiri caiz ise göt oluşlarını izlemek ise bu sbepten ötürü insana ayrı bir zevk verip, "hakkaten çok farklısınız lan" dedirtir.
ali şen nefreti rakip tribünlerde öyle bir boyuta ulaşti ki, alakasız bir ikinci lig maçında ( eskişehirspor-afyonspor) bile ali şen'e
küfredilir hale geldi. sayın şen çözüm olarak maçlara bir noterle gitmeye başladı ve notere küfürü tespit ettirip, küfreden seyircilerin kulüplerine dava açacağını açıkladı. ilk hafta numarası tuttu ve galatasaray seyircisi "ali şen anlarsin ya" diye bağırıp, "ali şen'in götü kocaman"ın ritmini çağrıştıran şarkılar söylemekle yetindiler. ama iki hafta sonra inönü stadı'nda beşiktaş-fenerbahçe maçı vardı ve beşiktaş seyircisi efsanevi yaratıcılığını yine kullandı, ali şen'in noterle geldiği görülür görülmez bütün stad ayağa kalkıp,
"noter tasdikli ibne ali şen" diye bağırdı.
tüm amaçlarının şampiyon olmak ve gs yi yenmek olmasıdır. Başkanları 3 sene üst üste şampiyonluk sözü vereceğine 3 senede bir avrupası alacağız dememesinden de bellidir bu durum. 17 kere şampiyon olmuşsun zaten mesele artık avrupa olması lazımken eziklikten dolayı olsa gerek illa türkiyede şampiyon olalımdır amaç.
