kendi sahasında(derbilerde dahil) sadece ıslık öttürmekten öteye gitmeyen taraftardır.
19 eylül 2010 fenerbahçe-beşiktaş derbisinde de görüldüğü gibi beşiktaşlı taraftarlar marşlarla coşarken fener taraftarı aval aval etrafına bakmaktadır. kaleci volkan'da kendi sahasında taraftarından destek istemektedir.
bu fenerbahçe taraftarının değil türkiye de tüm tribünlerin sorunudur.fenerbahçe nin maçlarını oynadığı stad şükrü saraçoğlu değil fenerbahçe stadı iken maraton tribünüyle yarattığı ambians çok daha etkiliydi.ancak endüstrileşen futbolun ihtiyacı olan taraftar değil paralı müşteri yani seyircidir.aziz yıldırım ın müthiş icraatleri sonucunda fenerbahçe tribünleri tezahurat konusunda can çekişir hale gelmiştir.
ayrıca galatasaray başkanı adnan polat ta aziz yıldırım ın izinden gitmektedir.bundan 10 sene evvel avrupa takımları ali sami yen kapalısı önünde gürültüden top çeviremezken artık ali sami yen de tezahurat seslerinin çok cılız olduğu aşikardır.
eğer yeni stad yapılırsa beşiktaş ın da aynı politikayı izleyeceğinden şüphem yok.beşiktaşlılar ne yapıp edip yeni stadı yaptırmamalılardır bence.
biz türk tibüncüleri olarak kolpadan birbirimizin otobüslerini taşlayıp nah çekeceğimize ortak bir konsensus oluşturup endüstrileşen futbola karşı cephe almalıyızi yoksa yakın zaman içinde tezahurat etmenin ayıp sayılacağı stadyumlarda maç izlemek zorunda kalacağız.