para biriktirmeyi onunla öğrenirsiniz; sahip olabilmek için gerekirse öğrenim kredinizden vazgeçersiniz, ya da iki ay boyunca çubuk kraker yersiniz, okula yürüme gidip gelirsiniz, alkol sigarayı bırakırsınız.
değerlinizdir, toz kondurmassınız. arabanızı yıkatmaya götürmeye üşenirsiniz ama stratınızı her çalıştan sonra tellere, manyetiklere kadar özene bezene silmeye üşenmessiniz.
o masum duruşuyla, keskin hatlara sahip headstock uyla, çapraz single köprü manyetiğiyle tekrar tekrar aşık eder kendine. ilk görüşte aşkı onla öğrenip, ciddi ilişkiyi onla yaşarsınız.
sahnede parlayan ışıltısıyla seyircinin gözlerini alır, bilerek kirli çalarsınız sonra, o double bendler, o cool lickler daha bi güzel tını verir, içinizi huzur bulur.
bitki bilgisi gibidir; ağacın yaş halkalarını sayıp, dokusunu incelersiniz. yapıldığı ağac gelir aklınıza, sonra "ahh ahh o ağaç neler gördü, gölgesinde ne aşklar barındırdı, ne rachel'ler ne john'lar yasladı sırtını." dersiniz.
sizi her zaman özel hissettiren sevgili gibidir; elinize alınca hendrixe, joe bonamassaya, paul gilbert'e bağlarsınız, onlayken zamanın nasıl geçtiğini anlamassınız.
kadim dosttur; hayatına onca insan girip çıkmıştır ama o, sizi asla yarı yolda bırakmaz, asla çekip gitmez. iyi günde kötü günde yanınızdadır. dertleşirsiniz, birlikte ağlar, birlikte gülersiniz.
insanın yırtıcı hayvanıdır, en yakın dostudur. öpmeden koklamadan yatamassınız. sabah kalkıp okula giderken yatağınıza yatırırsınız, iki üç saat ayrı kaldığınızda özlersiniz.