her şeyi kafalarının içinde yaşadıklarından olsa gerek. ayrıca kime göre neye göre bir yerlere gelememek?
benim yokluk dediğime adam mutluluk diyor belki.
insan adı verilen canlı türünün yarattığı statü ve mevkilere körükörüne inanıp, bunlara ulaşmaya çalışmanın anlamsızlığı nedeniyle vuku bulduğunu düşünmekteyim.
yaşarlarken fazlasıyla aşağılanıp küçük görülürler. genellikle öldükten sonra biryerlere gelirler. Ve gelen heykelleri olur, isimleri olur, aforizmaları olur.
doğru olan önerme. lisedeki felsefe hocamı hatırlayınca bir kez daha hak verdim. kadın hiç bir yere gelememişti evlenememişti bile, işte bi öğretmen olmuştu.