fatih terim in gitmesiyle beraber yeni gelecek teknik adam tarafından sık sık kadro dışı bırakılma ihtimali olan futbolcu. geçmişine bakarak söylüyorum yoksa beşiktaş maçında haksızlığa uğradığı kanaatindeyim ama neylersin işte yalancı çoban olunca doğru da söylesen kimse inanmaz.
Bu arkadaş için esas görülmeyen şey, taraftarın gözünü çok iyi boyaması. Trübinlere çok iyi oynuyor.
Zaten onları arkasına alarak başkanına çocuk bile demişliği var. Böyle şımartınca, paralar appa cukka.
Fatih hocanın isteğiyle alındı ancak yönetimdekilere ettiği laflar unutulmamıştır. Ondan da intikamı alacaklar gibi.
fatih terim'den sonra muhtemelen takımdan gönderilecek ilk isim kendisi olacaktır. haberleri şimdiden çıkıyor zaten. ünal aysal ne yazık ki maçları takip etmiyor. bunu sezon öncesi top bizde programına konuk olduğu zaman anlamıştım. sergen,
"başkanım melo ne olacak, bonservisi alınacak mı? sonuçta bütün sezon yatıp son 7-8 hafta oynayan bir oyuncu" demişti.
belki bu cümleyi, bu soruyu sorarken sergen bile "lan melo'ya haksızlık yaptım mı acaba" diye sormuştur içinden ama maçları takip etmediği kabak gibi ortada olan ünal aysal, "evet ben de profesyonel olmayan, devamlılığı olmayan oyuncuyu tercih etmem" demişti.
takımı takip eden bir futbol sever, herifin sezon öncesi kampı yemediğini, aslında takımın ruhu, bel kemiği olduğu orada sergen'in yüzüne vururdu. başkanımız yapamadı. kendisine akıl veren tayfa nasıl bir elitist tayfaysa takımın ruhunu sikti attı. bu ekol sevilmiyor galatasaray mevcut yönetimince. hırslı, gerektiğinde rakibi ısıran, yoran saha içinde, saha dışında rakibi yıpratan ekol sevilmiyor.
top oynayanlar bilir. bazıları fiziksel mücadeleye girmez. giremez. hırpalanmaya, zorlanmaya gelemez. zannedersem yönetimde dizginleri elinde tutan kafa bu tarz oyuncuları tercih ediyor. futbolculuktan önce beyefendiliğe bakılıyor. defansa alınan chedju'yu da bu şekilde değerlendirmek lazım galiba. herif zenci afedersin ama ibne midir nedir. öyle bir arkadaş. neyse, xabi de, iniesta da fiziksel teması sevmezler ama vücut dengeleri üst düzeydir, aklıyla oynarlar. bu anlayış doğru futbolcularla oynandığı zaman barca'ya neler yaşattı görüyoruz.
o standartar sağlanabilir mi göreceğiz. ama emin olduğum bir şey var o da şudur,
melo'nun arkasında tribün desteği, kulübede fatih hoca gibi bir otorite, yönetimde de hakkında atıp tutmayan bir anlayış olmalı yoksa bu adamın ne kadar pislik, ne kadar başına buyruk olabileceğini hepimiz göreceğiz. italya'da, milli takımında yaptıklarını bilenler bilir. vurdumduymaz, katıksız bir orospu çocuğuydu ama türkiye'de kendisini takıma, armaya, taraftara, kulübe ait hissetti. kendini buldu. o kadar kart gördü, adı saha içi tartışmaya karıştı ama taraftar ve gerçekten objektif olabilenler hakkını verecektir, adam takım için savaşırken girdi o olayların içine. hiç biri piçliğinden, fevriliğinden, çirkefliğinden değildi. hemen hemen her maçı izleyen biri olarak söylüyorum bunu. art niyetli, kendine çalışan, çirkef bir futbolcu görmüş olsaydık bunu da söylerdik.
fazla uzattım, daha fazla uzatmak istemiyorum ama hakkında söylenecek çok şey var, kendisi benim gönlüme taht kurmuştur ama bundan sonrası için ne olacağını zaman gösterecek. son olarak da şunu belirteyim gene yazarım gerekirse. ligimizde melo benzeri oyuncular orospu çocukluğu yaparken, adam biçerken bazı yorumcu-ayarcı pezevenkler bunu futbolun yüksek temposuna, fiziksel yorgunluktan ötürü futbolcunun pozisyon içindeyken sağlıklı düşünemediğine bağlarlar. melo gelip de selçuk'la beraber galatasaray ortasını ligin en iyisine dönüştürünce ilk fırsatta itin götüne sokuldu, fiziksel yorgunluğu, ruh sağlığı hesaba katılmadı hiç. vuruldu kırıldı. zoruna gidenin borusuna gitsin ama melo'nun sevilmemesinin, karalanmasının sebebi selçuk'u kaptırıp ortasahada galatasaray'a ayak uydurmakta zorlanan, baş edemeyen fener tayfasının bu konudaki yoğun mesaisidir.
sevdik seni pitbull. inşallah götü salmazsın. yoksa bu vefasız ortamda senin de yaptıkların, emeklerin, akıttığın ter boşa gider, baş belası bir piç olarak anılırsın. biz yine severiz ama üzerini çizerler. böyle bozuk bir dünya.
son dakikalarda muslera sakatlanıp, topu dışarı attığında, topu fair play kuralları gereği galatasaray'a iade etmeyen kulüp taraftarının "çirkef" dediği topçu.
motta'nın tükürüğünü saymıyorum bile...
sadece melo'ya kırmızı kartı az bulanlara melo'ya verilen kırmızı kart ile motta'ya verilmeyen kırmızı kart ve penaltı pozisyonunu paylaşıyorum. http://www.rerererarara.net/motta-melo.swf
kıvıracak noktanız yok yani. benim topçum o hareketiyle kırmızı kart yedi, senin topçun daha ağır pozisyonda sarı kart bile yemeyip, penaltısıda kaynadı.
her şey ayan beyan ortadayken melo'ya verilen 2 maç ceza için "ama az bu ceza" demek kusura bakmayın ama yavşaklıktan başka bir şey değildir.
beşiktaş taraftarının yeni ağlama duvarı, burak yılmaz vardı önceki sene bu sene melo. melo yokken de 3.büyüktünüz, hala öylesiniz. formayı gösterdi diye tahrik olmuşlar ahahahahaha allah akıl fikir versin.
ünal başgan'ın sevmediği ir futbolcumuz. sezon içinde mancini'yle yıldızı barışmadı gibilerinden haberler okuyup, sezon sonu buruk bir şekilde gönderilişine şahit olabiliriz.
agresif, çirkef diye hiç bok atmayın. bu adamın durduk yere kavga ettiği bir adam yok. ya tahrik ediliyor ya da zaten olaylar karşı tarafça başlatılıyor.
hatırladığım birkaç örnek;
2011/2012 sezonu 2-2 biten fenerbahçe-galatasaray maçı: melo mehmet topuz'u tokatlıyor ama öncesinde mehmet topuz top melo'nun ayağından çıktıktan sonra bileyerek ve isteyerek tekme atıyor. dirseğiyle de dudağını kanatıyor.
2012/2013 sezonu galatasaray beşiktaş maçı: melo yere düşüyor. necip melo'ya doğru sertçe ayağa kalk diye el kol hareketi yapıyor. bunun üzerine melo necip'in üzerine yürüyor. olayla alakasız oğuzhan uzaktan bir yerden gelerek melo'ya dayılanıyor. sonrasında fernandes ve oğuzhan'ın yalancı şahitliği ile melo olmayan tükürükten kırmızı görüyor.
2013/2014 sezonu beşiktaş galataaray maçı: beşiktaşlı oyuncular muslera'nın sakatlanması sonucu taça atılan topu galatasaray'a geri vermiyorlar ve atak başlatıyorlar. bunun üzerine melo her galatasaraylının yapmak istediğini yapıp topa sert giriyor. kırmızı kart kararı doğrudur ama beşiktaşlı oyuncuların tahriğini görmezden gelene de kör derler.
ayrıca, gün be gün galatasaray efsanesi olma yolunda ilerlemektedir. allah yolunu açık etsin.
Aslanım Drogba'nın başlığından buraya geliyorum... Baba'nızı elimizden aldılar... Bu bayrağı düşürmemek sizin elinizde sen mangal yürekli korkusuz ve kahpeliklerin nasıl geldiğini bilen bir adamsın. Bugün itibariyle Didier'i baban biliyorsun ve bu savaşta onun yanında oluyorsun. Sende bu cesaret var! Bu gemiyi güvenli limanlara götüreceksiniz. Allah yardımcınız olsun!!!
Dünyanın en iyi 3 box to box oyuncusundan biridir güçlü, adam geçebilen, süratli, teknik, ofansif ve defansif pozisyon bilgisine sahip olup birde kaleye geçip penaltı kurtaran kaç tane adam vardır ki dünyada.
Hem hücum hem savunma yapabilen türkiye ligindeki en iyi orta saha oyuncusu denilebilir. Karakterini beğen beğenme o kısmına girmiyorum. Ama bu adam hem rakibi kovalayabiliyor , hem ikili mücadelede top kazanıyor hem de senede 10 dan fazla gol atıp ortalama bir brezilyalı kadar da top tekniğine sahip. Ee zaten vaktiyle juventus bunlar için bu adama 25 milyon euro saymış. Brezilya nın bi ara ilk 11 futbolcusuydu. Şu anda da türkiye ligi standartlarının üzerinde olduğunu ben şahsen rahatça söyleyebilirim.