ücretli öğretmenlik gibidir kiralık futbolcu olmak. ücretli öğretmenlerin çok azı öğrencilerini benimser, sahiplenir kazandığı paranın hakkını verir.
melo da galatasaray'ın ücretli öğretmeni ve kazandığı paranın hakkını veriyor, çalışıyor, brezilya milli takımında oynadığı halde kendini taraftara ispat etmek için çabalıyorki brezilya milli takımında oynamak boğaziçi'de ya da odtü'de okumak gibi bir şey yani cafcaflı bir etiketle piyasaya giriyorsun.
geçen seneyi hatırlayalım... jo alves denen bi yavşak geldi, o bar senin bu bar benim gezdi durdu. yattığı yerden kazandı gitti. Mustafa kemal atatürk boşuna dememiş abi, Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim diye.
rakip takım atak yaparken top bunun ayağına çarpıp kornere falan giderse gol atmış gibi seviniyor bu pitbull, rotweiller, tibet öküzü her neyse. tamam arkadaş bu takımda hırslı adam görmeyi özlemiştik biz cimbom kahrını çekenler de senin ağzın ispirto kokuyor be arkadaş, lpg ile çalışıyor eleman, az sakin...
adam gibi adam. lugano'nun yaptığı çirkefliklerle hırsı karıştırılıyor ama bu adamın yaptığı sadece işini yapmak. sevinmesine de karışmayın bi amına koduklarım! adam gibi futbolunu oynuyor, mücadeleyi kazanınca da seviniyor. futbol sadece gol atmak değil...
eliyle kart işareti yapar kart görmez, düdük çaldıktan sonra topa vurur kart görmez, kontra atak keser kart görmez. hakemlerimiz sağolsun kart görmez. biri fenerasyon mu dedi? ha bi de şu var. lugano'ya laf edenler bu adama sus puslar ya ikiyüzlülüğün doktorasını yapıyorlar...
normal maçlarda bile korner atışında savuşturduğu topa göstermiş olduğu tepkiyi görünce aklıma geliyor. derbi maçlarda ne yapar? milan baros ile birlikte en çok sevilen oyuncudur kendisi.
ben bu adamı çirkef sanardım, değilmiş. hakem kendisine hatalı bir faul çaldığında bile gidip rakibinden özür diliyor. hakemden sarı kart yediğinde hakemin elini sıkıyor, haklısın hocam dermişçesine.
hırsı, taraftarı coşkulandırması aranılır kumaştı zaten.
ayrıca maç izlemeyen mallar bilmez, futbolcuların eliyle hakemden kart istemesi artık sarı kart sebebi değil; kurallar değişti çünkü.
iyi bir ön liberodur, galatasarayım için muhteşem bir performans ile oynamaktadır.
Benim kendisi hakkında bir korkum vardı, hakem ve rakip futbolcularla diyaloglarıyla ilgili. Bunun olumsuz olması haliyle taraftarla diyaloğunuda etkileyecekti. Ama gel gör ki, galatasaray' da bambaşka bir felipe melo izliyoruz. Kontrollü oynayan, fiziğini çok iyi kullanan, hakemle iyi bir etkileşimi olan, yapılacak yerde '' hareket '' yapan bir felipe melo var karşımızda. 2 adam basar topukla pas çıkarır, uzun top atar, penaltı atar, havadan top karşılar, liderlik eder. Bonservisini aldığımız taktirde 1-2 sene içinde kaptanlık yakışabilir diyorum. Lakin dünkü maçta sabrinin yarı dani alves kesilmesiyle, ulan acaba ? da dedirtmiştir.
Çok hırslı birde. Top kesiyor deliler gibi seviniyor. Amatör ruhlu diyebiliriz. Tribüne oynuyor diyenler olmuş. Oynasın kardeşim. Bu adam böyle devam edecekse oynasın. Fener' de emre belözoğlu, alex, beşiktaş' ta ernst, fernandes, galatasarayda melo, selçuk, trabzonspor' da zokora, burak gibi oyuncuları görmek beni gerçekten mutlu ediyor. bam izlemekten, selçuk şahin izlemekten, umut bulut izlemekten bıkmıştık çünkü.
fiorentina da yıldızının parladığı sezon top kapıp çok iyi uzan mesafe paslar atardı, aynı etkinliği var mıdır bilmem ama bunu yekta ve selçuk ile orta alanda deneyip ilerde riera elmander kazım(baros) şeklinde oynatmak mümkünken fatih terim in klasik, oyunu liberolara gömüp ortadan kenarlara oyun kurma formasyonunda ısrarını savunma oyuncularının ayağının iyi pas yapmamasına bağlıyorum.
faul yaptıgı hiç bir futbolcu sakatlanmayan oyuncudur. faulu kuralına göre yapan, ve topla ilerleyen kişinin pozisyonuna müdahale eden profesyonel oyuncudur. sert futbol oynadığı dogrudur. sert oyun ise futbolun bir gerçeğidir.
sert oynamakla adam sakatlamanın arasındaki farkı bilmeyen ergenlerin bok attığı gerçek futbolcu. çubuklu tosun gibi karşılaşmanın 30. saniyesinde adamın tarak kemiğini kırmıyor. üstelik buna laf eden adamlar yıllarca luganoyu tanrı yaptı. hani şu fransa da rakip futbolcu tarafından hakkında sevgilim bile beni bu kadar tırmalamıyor denen luganoyu. dün sadece ilk kez bir adamı sakatlayabilecek bir hareket yaptı. o da o kadar haksızlığa can dayanmadığından. luganoları çubuklu tosunları barındıran adamlar bu futbolcuya takıyor ya inanılır gibi değil.
kafa attı, çelme taktı, tendona daldı, bir türlü kart çıkmadı, çıkamadı. üstüne birde galatasaray camiasının hakemlere tepkisine bakılırsa önümüzdeki hafta sanırım hakemi yatırıp s.kecek. bakalım bu sefer kart görebilecekmiyiz.
iyi futbolcudur. ortalama üzeridir ama asla ve asla bir kurtarıcı değildir. cesur yürek diye fingirdeyen bebelerin yeni yeşil saha tanrısıdır o ayrı tabi.
tıpkı muslera gibi vasat bir adamı öve öve bitiremeyenlerin ve stadın ancak %65'ini dolduranların yeni efendisi. şimdi gidin kumda oynayın!