faşizm

entry584 galeri40
    154.
  1. üç beş akli dengesi bozuğun, olmayan beyinlerinde tahayyül edip sonra da eyleme döktükleri bir sapkınlıktan ibaret olsaydı şayet, bu pislikten çoktan sıyrılmıştı dünya. lakin hitler üzerinden almanların, mussolini vasıtasıyla italyanların yahut ot eliyle bokun üzerine yıkılamayacak kadar sistemli bir ideolojidir bu melanet. lafı dolandırmadan direk söyleyelim; burjuvaziye has dünya görüşünün belli koşullarda dışa vuran kokuşmuş iç yüzündür faşizm.

    ikinci dünya savaşında 50 milyon insanın yaşamına mal olmuş bu saldırganlığa, sadece sovyetler 20 milyon evladını verdi. şimdi, "bize ne sovyetlerden" diyecek olanlar varsa, çay bile koymadan uzaklaşsın lütfen bu yazıdan.

    bize gelirsek... kimleri vermedik ki!

    17 sinde asılan erdal eren'den başlayalım mı? ardına denizler'i mahir'i, ibo'yu filan sıralasak çok mu ajitetif oluruz? niye ki... zaten bilindik şeyler bunlar yahu. alışkınız biz. ülkesini sevenleri zindanlara tıkıp işkencelerden geçirmiş, geçtiği onca işkenceye rağmen adını dahi vermeyenleri ya darağacına çıkramış ya da pencerelerden filan atmış bi ırkın ahvadı değil miyiz?

    ee...?

    ee si şu; ebenin...

    ***

    ilerde birgün, 'gönderenler'i saygıyla anacak olanlar var mıdır bilmem de, 'gidenler'in ardından çok şiir yazıldı. şiir demişken...

    şiiri severim. hele de küçük iskender'i. iskender deyince aklıma, marmaris'te ayağında şortu keyif içinde nü tablolar çizen o adam geldi. "o adam kim", "iskender'le ne alakası var" demeye hazırlananlar biraz sakin olup aşağıdaki mektubu okurlarsa, başlıkla bile bağlantı kurabilirler.

    sayın kenan bey,

    bu mektubu size serin bir mart sabahı, atatürk'e dil uzatan bir youtube videosunu seyredip sinirle kahvemi yudumlarken yazmaya karar verdim; satırlarımı pek de düşünerek sıralamayacağım; zaten düşünmek gibi ahlaksız bir eylemin girdabına kapılmış bir neslin yok edilememiş ender zatlarından biriyim; en azından özürlü bırakacağınızı umduğunuz bir devrin çocuğuyum; pek öyle lale devri de değil o; bal gibi kötek devri.
    zat-ı âliniz, darbeyi yaptığında henüz 17 yaşındaydım; cebir hesabım kuvvetlidir; şu an cebren ve hileyle 44 civarında seyrediyorum; mamafih sizin kadar dirayetli ve müstakil bir soğukkanlılık sergileyemediğimin de farkındayım.

    bizim aile de sayenizde çöktü; komünist babam arkadaşlarının gördüğü işkencelere, yaşadığı coğrafyanın güzel insanlarının genç / orta yaşlı demeden itinayla seçilerek imhasına tanık ola ola önce kendini, sonra yuvasını mahvetti; akademik eğitim görmüş bir ressam olmasına rağmen tünel'de yarısı yanmış, pislik içinde bir binanın karanlık odalarında canını teslim etti. ben sayenizde kabataş erkek lisesi'ndeki eğitimimi okulun koridorlarında dolaşan askerlerin eşliğinde, arada sırada canı sıkılanların bizleri copla sıra dayağına çektiği bir ilim yuvasında tamamladım; siz işkencelerdekilerle vakit geçirirken bendeniz girdiğim tıp fakültesindeki kadavraların başından mide bulanarak kaçtım; kendimi hep bir işkenceci gibi gördüm orada. sanki öldürdüğümüz yetmiyormuş gibi içini açarak hâlâ konuşturmaya çalıştığımız bir yurtseveri kesmek, daha da kesmek, mümkünse hücrelerine kadar inerek kesmek eğilimini bünyeme yediremedim. son kadavram bir çiftçiydi. onun, tahtaya çivilerle çakılmış o büyük ellerini, hayatı kavramaya, toprağı kucaklamaya hazır ellerini unutamadım; bir ölünün kutsal ellerini öpmek ne demektir, bilir misiniz?! ne faşizme yenilen babamın ellerini ne sizin ellerinizi öperim; o büyük köylünün elleri sizlerinkinden daha sıcak, daha şefkatli, daha öpülesiydi. ben o adamın elleri sayesinde hayattayım bugün.

    asmayıp da beslediğiniz biri...

    dedim ya, babam ressamdı, siz de resmi seversiniz; babam hayatı boyunca bir nü yapmadı, yapamadı kenan bey; masum bir içgüdüyle sanki çıplaklığı fakirliğe bağladı; fakir olan çıplaktı ve bunu resmetmek adeta alaydı onun gözünde; size nü konusunda ne ilham verdi kestiremiyorum ama, cinsel organlarına tazyikli su fışkırtılan kızların ya da hayalarına elektrik verilen devrimci delikanlıların çağrışım yapma olasılığı yüksek; kim bilir bizzat tetkik ettiğiniz bir seansta "bir gün bu vahşeti tuvallere estetik kaygı güderek nakşetmeliyim" diye düşünenler arasına da karışmış olabilirsiniz. malum, her yer, her şey karışıktı o vakitler; akıllar da dahil buna. insanın tamama gücü yetmiyor işte; asmayıp da beslediğiniz kişilerden biri olarak bunu ifade etmeyi ortamın müsaitliğine bağlıyorum.

    vaktiniz varsa ve gözlerinizin sağlığı yerindeyse dostoyevski'nin 'suç ve ceza'sını okumanızı önereceğim naçizane. o pek nutuk havasında değildir ancak, gizliden gizliye barındırdığı tiratlarla iç hesaplaşmanın hastalıklı yapısını teşhir eder; ah elbette fazla toplumsal sayılmaz belki, kim bilir fazlasıyla bireycidir de, ancak topluma bir noktadan başlamak da lazım. birey, bunun için iyi seçilmiş bir giriş kapısı. başka hayatlara saygı duymanın solculukla doğrudan ilgisi olmadığına kanaat getirebilirsiniz; başka hayatlara saygı duymak, bu aralar önemini fark ettiğinizi sandığım özgürlük denen, sizce kızıl bir hevesin tezahürüdür aslında. yani sizin de anlayacağınız şekilde söylersem bir tarafta kızıl kuvvetleri temsilen özgürlük vardır, bir tarafta karanlık kuvvetleri temsilen derin devlet politikası. bir nevi warcraft; varsa torun torba, bu bilgisayar oyununun brifingini verebilirler size. güzel oyundur: insan ırkıyla yaratıkların mücadelesi. ama baştan seçmeniz lazım hangi tarafta olduğunuzu. inanır mısın, bir kaptırıyorsunuz kendinizi; ne şiir kalıyor, ne özlem, ne mücadele, ne memleketi kurtarma arzusu, pata da küte de, kılıç al, kalkan al, geçiyor ömür. ikinci el savaş oyunları, her zaman ucuzdur, herkese tavsiye ederim.

    neyse, konu dağıldı, ee, kolay değil, şizofreniyi bir siper, bir sığınak kabul etmiş, hayatta kalmayı başarabilmiş bir neslin çocuğu olmak, bu acılarla barışık yaşabilmek; bazen benim de dengem kaybolabiliyor. mazur görmeli.

    ortalara bir yerlere dallas

    benim babamın bavulu olmadı hiç; çünkü her an yolculuğa çıkabilecek kadar tedirgin değildi; tam tersi, yerleşik bir adamdı o. davasına, düşüncelerine, sevinçlerine, üzüntülerine körü körüne bağlıydı; evcildi kısaca. eline tutuşturulmuş bir pusulayla yaşamadı. insanların işaret ettiği yerlere gitmedi. doğduğu ülkede doğduğu kadar temiz öldü. herkes onun kadar şanslı değil.
    duydum ki, babamın doğduğu ve temiz öldüğü bu ülkeyi şimdi de eyaletlere ayırma, ortalara bir yerlere dallas yerleştirmeye niyetli taslaklar hazırlanıyormuş; bir oyun daha vardır; gizli hedef. oyunculara başta görevler dağıtılır ve herkes bir dünya haritası üzerinde ordularıyla bu gizli görevlerini sonuçlandırmaya çalışır. o da zevklidir.

    madem oyun oynayacaktık kenan bey, madem her şey bu kadar pamuk helvası kıvamındaydı, madem oyunlar masumdu, o çiftçinin ellerine neden çiviler çakıldı, o zamanki yaşıtlarımın boyunlarına ilmik neden geçirildi; neden babalar ölüme, gençler işkenceye gönderildi, neden bir dönemin taze beyinleri coplar eşliğinde eğitildi; zarlar mı hileliydi, krupiyer mi ahlaksızdı, nü'ye malzeme model mi yoktu?!

    sizi bu yaşta daha fazla yormamak lazım; kusura bakmayın, başta da dedim, şu videoya sinirliyim aslında. mektubuma son verirken, şu öpme / koklama bahsine gelmişken, eylemsiz kalmayı tercih ediyorum. kısmi "fikir arkadaşı"nız sayılabilecek yıldırım gürses'in dediği gibi 'biliyorum, bu son mektup ayıracak bizi' lakin, çıkarayak, bu coğrafyada düşünce özgürlüğünün sizin de canınızı yakmasına ben ve kahvehanedeki arkadaşlarım pek güldük. artık sayenizde okumuyor, düşünmüyor, statik bünyelerimizi okeyle, kingle, batakla tıka basa dolduruyor, boş vakitlerimizde nü resimlerin önünde 17 yaşlarımızın geç kalmış tatminlerini kolluyoruz.

    shakira nasıl, biz hastasıyız.

    hürmetler.

    küçük iskender
    6 ...
  2. 153.
  3. ezilenlerin faşizmi olmaz. özellikle belirtmek istedim ki bazı kavram özürlüler sağda solda yanlış kullanıyorlar.
    0 ...
  4. 152.
  5. kürtçe de waş domuz demek. faşizm in kökü olan faş(fash) da olsa olsa onun gibi bişeydir.

    edit: sözlükte bu kadar faşist olduğunu bilseydim daha ağır şeyler yazardım. kaç tane varsa o kadar eksi istiyorum.reca ederim
    1 ...
  6. 151.
  7. en basit haliyle; kendi genetiği üzerinden güzel olanı yorumlamaktır.

    puşt gibi ibne gibi bi şey de diyebilirdim ama yapmıyorum. iğrençliğinde bi sınırı olmalı.bence.
    2 ...
  8. 150.
  9. her şeyi çok bilen milletimizin hakkında hiç bilmediği şeydir.

    italyan milliyetçiliğidir. Tıpkı Nazizm'in alman milliyetçiliği olduğu gibi. Lakin kızıl rusya bünyesine her türlü milliyetçilik zararlı olduğu ve bu kızıllığın ilk başlarında da sadece italya milliyetçilikle yönetildiği ve kendilerine rakip olarak onu gördükleri için bi nevi kelime oyunu yaparak her türlü milliyetçiğe faşizm adını takmıştır. E malum bünyesinde o kadar türk nüfus barındıran rusya için milliyetçilik demek vücuduna 40 kilo saatli bomba yerleştirmiş adam için patlama ne demekse o demektir. Hepsi tü dür kaka dır. Hepsine de faşizm demiştir. Bizim danalarda tutup bu geleneği devam ettirmektedir.

    Türk milliyetçiliğinde izm yoktur. Biz ona Türkçülük diyoruz. Zaten ne zaman yumurta kapıya dayansa * herkes Türkçü oluveriyor. Ama sonra dan unutup gene küfür etmeye devam ediyoruzdur.
    8 ...
  10. 149.
  11. "genelleme" kaynaklı yanlışlıklar bütünüdür.
    0 ...
  12. 148.
  13. insanlığın en büyük ayıbıdır faşizm; sevgiye, barışa küfürdür. çeşitlilikten, birliktelikten korkmaktır yalnızlığa mahkum kalmaktır...
    1 ...
  14. 147.
  15. teröre, kaosa, sınıf çatışmasına, her türlü ahlaki ve idari yozlaşmaya, ırk ve vatan düşmanlarına karşı bir başkaldırıştır. türk ırkının kurtuluşudur.
    1 ...
  16. 146.
  17. her farklılığı, husumet nedeni sayan görüştür.
    1 ...
  18. 145.
  19. 144.
  20. basitçe kullanılsa da çok kapsamlı bir sözcüktür.

    kimi zaman sol faşistler olarak karşımıza çıkarlar, kimi zaman nasyonalist faşistler olarak.

    demokrasi ve insan hakları gibi pozitif düşünce uzantıları yok olmaya başladığında beliren kavramdır.
    0 ...
  21. 147.
  22. faşizm kendi dışında oluşan bir durumla ırkınla övünme.
    0 ...
  23. 146.
  24. kendine benzemeyen herşeyi imha etme isteğidir.
    2 ...
  25. 145.
  26. herkesin birbirine attığı, amma velakin herhangi bir ideolojiyi savunan bir insanda görülebilecek, yanlış kanının aksine, herhangi bir ideolojiye dayanmadığı sürece tek başına "röh! faşizm!" diye ortaya çıkamayacak "yöntemler ve düşünceler" bütünü. yani, salt bir ideolojiymiş gibi yaklaşmak daha başından hatalıdır. ill ki de ırkçı, milliyetçi, ulusalcı veya yayılmacı olması da gerekmez. dini de olabilir, enternasyonal de, toplumcu da... isteyen inkar edebilir, ama, dediğimiz gibi, her türlü ideolojiyle birlikte servis edilebilir. yani neymiş? dayanak noktası olarak aldığı spesifik bir ideoloji yokmuş.
    0 ...
  27. 144.
  28. tüm siyasi rejimler veya inanışlar gibi boktur. düşünce de güzeldir. iş eyleme geçtiğinde cortlar.

    (bkz: cortlamak)
    1 ...
  29. 143.
  30. komünizmin kobay olarak kullanmaya çalıştığı akımlardan biridir. şöyledir ki;

    faşizm üzerinden kendi ideolojilerini açıklamalarına, savunmalarına ve kendilerini ifade etmelerine sebebiyet vermiştir.

    faşizm denince anladığı tek şey yahudilerdir.

    yahudileri de aynı şekilde kullanırlar. onlar üzerinden kendilerini açıklarlar.

    halbuki yahudilerin maruz kaldıkları soykırımdan sonra soykırım yapmalarına pek bir sessiz kalmışlardır yıllardır.

    bingo. hümanizm.
    1 ...
  31. 142.
  32. 141.
  33. can acıtır, yürek kanatır.
    ideoloji değildir olamaz da zaten ama her türlü ideolojiyi düzen lehine savunan ve ne yaptığının farkında olmayan bi çeşit psikoloji bozukluğudur.
    en komiğide bunlar faşizme karşı olduklarını söylerler. *
    3 ...
  34. 140.
  35. 139.
  36. bazı komunistlerde de görülen rahatsızlık. ama iyi ki bunların sayısı çok değil. var harbiden böyle etnik milliyetçilikle intikam duygusu götüne vurmuş aşırı gaz yapmış faşist komunistler. oksimoron sanıyorsun bunu değil mi?

    dur ben sana nöron açan mamadan vereyim:
    faşizm ırkçılık en düz tabirle.

    öyle tipler var ki, vakti zamanında sülalesini nüfustan silenlerin kıç yalayıcılığına şerefsizce devam ederken bir taraftan da kavmine karşı gerçekleştirilmiş sayıca daha az yakın zaman eylemlerine bilenerek intikam ateşini harlatmakta. intikam ve nefret hissi salt dahil olduğu kavminin kısasını gerçekleştirmekle kalmıyor, intikam alınmış olsa dahi kavmi ona göre diğerlerinden ezilmişliği ile öne çıkıyor olması hasebiyle bu durumun merkezinde yer alan ve nefretini her tarafa kusan kişi diğer kavimlere/topluluklara horlanmışlığının getirisi tavırla sürekli bileniyor. sözlükte de görüyoruz örneklerini; şahıs hem ateist, hem markist olması ile övünürken bir taraftan da öyle bir öğürerek kusuyor ki dersin dersim'i de hitler bombalamış.

    muhafazakarlık ve solculuk günümüzde önüne arkasına yeni ekler alarak kılık değiştirebiliyorsa, komuniste de bu kendi tarifi ile pekala faşist denilebilir. ( fraternite ?)
    1 ...
  37. 138.
  38. faşizm adına söylenilen 14 yalan;

    1 - Güçlü ve yükselen milliyetçilik : Faşist rejimler milliyetçi amaçları , sloganları, sembolleri şarkıları sürekli ve sabit bir şekilde kullanmaya eğilimlidir. Bayraklar her yerde gözükecek şekilde asılır ve bayrak sembolleri kıyafetlerde ve diğer kamu alanlarında açıkca sergilenir.

    Doğrusu : Faşist yönetimler, özellikle en bilineni olan hitler almanyasının kartalı; 10 senede tam 8 defa tasarım değişikliği göstermiştir. ona keza kullanılan gamalı haç defalarca yenilemeden geçmiştir.

    modası geçmiş propagandalarla, kendini yenilemeden sürekli aynı sembolleri kullananlar komünistler ve sosyalistlerdir.

    2 - insan haklarını ihmal etme , saygınlığını küçük görme : Düşman karşısındaki korkudan ve güvenlik ihtiyacından dolayı faşist rejimlerdeki insanlar ihtiyaç halinde insan haklarının bazı koşullarda gözardı edilmesi gerektiği konusunda ikna edilirler. insanlar olayları farklı algılamaya ve hatta işkenceyi onaylama , toplu katliamları , suikastları yok sayma gibi düşüncelere kanalize edilirler.

    doğrusu : faşist yönetimler; ülkede egemen olan milletin yönetimleridir ve azınlıklardan korktukları için değil; egemenlik ve güvenlik adına insan haklarını hiçe sayarlar. zira zaten egemen halkın can ve mal güvenliğini tehdit edenlerin insan olarak tanımlanması enternasyonalist ve hümanist bünyelerin hüsnü kuruntusudur. 8 yaşındaki çocuğa tecavüz eden zihniyet yaşasa ne olur, yaşamasa ne olur?

    3 - Birleştirici bir güç olarak düşmanların ve günah keçilerinin belirlenmesi : Algılanan ortak bir tehdit ya da düşman karşısında ırka ve etnisitiye ya da dini bir azınlığa karşı , liberal , komünist , sosyalist , terörist gibi sıfatlar adfedilerek insanların birleştirici bir milliyetçi taşkınlığa yol açması.

    doğrusu : dünya üzerinde; şucu, bucu vs. gibi yaftaları ilk çıkartanlar, sınıflar ayrılıklarını icad edenlerdir. velhasıl komünistlerin icadının faşistler tarafından kullanılması, bunu faşist belirteç yapmaz.

    4 - Militarizmin üstünlüğü ilkesi : insanların çok daha kötü sorunlara sahip olmasına rağmen devlet bütçesinden en fazla pay orduya akıtılarak askerlik çekici hale getirilir.

    doğrusu : dünya üzerinde bütün devletlerin en çok pay ayırdığı birimi askeriyedir. insanlarının güvenliği için çağımızda buna mecburdurlar. lakin "faşist yafta"sını önüne gelene yapıştıran; sözde humanist, özde başkalarının mantalitesine hizmet eden bir kısım emperyalistler mevzubahis devletlerin kolay ele geçirilebilir veya güçsüz kılınması için anti militarist propaganda güderler.

    5 - Cinsiyetçilik : Faşist milletlerin hükümetleri erkeklerin kadınlara hükmettiği bir arenadır. Faşist rejimler altında geleneksel cinsiyet rolleri çok daha sert ve değişmezdir. Kürtaj karşısında sıfır tolerans gösterilirken , homofobi de eşcinsellik karşıtı kanunlar ve milliyetçi politikalar yoluyla kendisini dikta eder.

    doğrusu : hitler almanyasında kadın subaylar, erkek subaylarla neredeyse eşit sayıdadır. hitler almanyasında kadınlara verilen imtiyazlar ve pozitif ayrımcılık dünya üzerinde hiç bir toplum kadınlarına verilmemiştir. anne olanlara kendi isimleriyle maaş bağlanmıştır, bu gelenek bu gün bütün avrupa tarafından benimsenmiştir.

    6 - Güdümlü basın yayın organları : Bazen medya tamamen hükümet tarafından kontrol edilir , diğer koşullarda hükümet yasaları ile sempatik medya patronları ile dolaylı yoldan kontrol edilir. Sansür özellikle savaş yıllarında çok yaygındır.

    doğrusu : bu, bütün dünya hükümetlerince yapılan; özellikle savaş yıllarında istisnasız bütün devletlerce yapılan bir olaydır. sosyalist ve komünist olan hükümetlerde daha da yaygındır.

    7 - Ulusal güvenlik saplantısı : Korku kitleler üzerinde bir motivasyon aracı olarak kullanılır.

    doğrusu : insanların bir takım reaksiyonlarının kırılması için bütün tehditleri pembeye boyayanların aksine faşizm de tehditler görülür ve yokedilir.

    8 - Din ve yönetimin iç içe geçmesi : Faşist rejimlerde hükümetler yaygın dini toplumsal düşünceye yön vermek adına bir araç olarak kullanır. Din adamlarının hükümete karşı ifadeleri zıt yönde de olsa , hükümetçe ve liderlerce kullanılan dini terminoloji aynıdır ve yaygındır.

    doğrusu : faşist yönetimler laiktir. ancak insanların dini duygularını suistimal etmezler, insanların dini duygularının tatminini desteklerler.

    9 - Kolektif üretimin kontrol altına alınması : Faşist ulusların endüstri ve iş alanı aristokrasisi genellikle hükümetleri iktidara taşıyan ve onlarla karşılıklı ilişkiler bağı kurup elit bir güç yaratan kişilerden oluşur.

    doğrusu : faşist yönetimlerde esnaf çok önemli olarak görüldüğünden hiç bir zaman komünist veya sosyalist hükümetler gibi tekele izin vermezler. komünist partisine üye olanların köşe olması gibi sorunlar, faşist hükümetlerde söz konusu değildir.

    10 - işgücünün baskı altında tutulması : Örgütlenmiş bir iş gücü faşist yönetimler için en büyük tehdit olduğu için , işçi sendikaları ve örgütleri ya tamamen ortadan kaldırılır ya da baskı ve kontrol altında tutulur.

    doğrusu : faşist yönetimler için sendikalar ve işçi örgütleri özellikle çok önemlidir. dünya üzerindeki bütün ideolojilerden çok fazla desteklenirler. hitlerin partisinin adı; nasyonel sosyalist alman işçi partisidir.

    11 - Suç ve Ceza saplantısı : Faşist rejimlerde polise kanunları uygulamak adına sınırsız bir güç verilir. insanlar polisin sivil özgürlükler üzerindeki şiddetini yoksaymaya ya da milliyetçilik adına görmezden gelmeye eğilimlidirler. Faşist rejimlerde göreceli olarak sınırsız bir güce sahip olan milli bir polis gücü vardır.

    doğrusu : faşist yönetimler kendi insanlarının haklarını yoksayanların haklarını yoksayar.

    12 - Entelektüelleri ve sanatı hor görme : Faşist rejimlerde akademik eğitim horgörülür. Profesörlerin ve diğer akademisyenlerin eserleri sansürlenir ya da hapsedilir. Sanatsal ifade özgürlüğü baskı altında tutulur ve hükümetler sanat alanına bütçeden pay ayırmayı reddeder.

    doğrusu : faşist yönetimler akademik kariyeri özellikle özendirir ve mümkün olduğunca genele yayar. toplumsal entelektüelite ve sanatsal girişimler dünya tarihinde hiç bir zaman faşist rejimlerce gördükleri desteği görmemişlerdir.

    13 - Yaygın arkadaşlık ilişkileri ile sürüdürülen rüşvetçilik : Faşist rejimler neredeyse birbirleriyle dost olan bir grup insan arasında birbirlerini iktidara getirip diğerlerini sorumluluktan koruma düşüncesi üzerine kurulmuş hükümetlerce yönetilmektedir. Bu hükümet liderlerince ulusal kaynakların talan edilmesi yaygındır.

    doğrusu : faşist yönetimler, şeref ve onur üzerine kuruludur. rüşvet; vatana ihanet demek olduğu gibi cezası idamdır.

    14 - Hileli seçimler : Bazen faşist rejimlerdeki seçimler sadece yapmacık bir oy verme işlemidir. Diğer zamanlarda ise rakipler karşında kirli ortaklıklar kurulan ve rakip adayların suikastlarına kadar gidebilen , medyanın kontrol altına alınmasından tutun da oy verecek insanların sayısının belirlemesi ve oy verecek bölgelerin sınırlandırılmasına kadar giden bir takım kirli oyunlardan oluşur. Faşist uluslar seçimleri kontrol etmek ya da sonuçlarını manipule etmek adına klasik olarak yargıçlarını kullanır.

    doğrusu : faşist yönetimler bir kez başa geldikleri zaman, dış müdahale olmadığı sürece; suçlular, şerefsizler vs. dışındaki insanlar başka bir yönetim şekli tercih etmezler.
    3 ...
  39. 137.
  40. faşizm...
    diyorlar ki aşırı,
    çok aşırı,
    söylesene tanrı
    hiç duymadın mı
    beşer şaşarı
    madem duydun
    düzeltsene bre insaf yumağı
    sen kaç insan yarattın
    kaç inanç yarattın
    hepsini şaşırttın
    bir de yakarım yaptın
    alâdır acımız,
    şaşırdık...
    nice acılar içimizi kapladı,
    hayali düşüncelerimiz
    mükemmeliyetti
    fakat, mükemmeliyeti bile
    mükemmelce düşünemedik.
    0 ...
  41. 136.
  42. özellikle çevre ülkeler olarak anılan ekonomik, siyasal, kültürel ve askeri açılardan bağımlı ülkelerde emperyalizmin tetikçiliği dışında bir işlev görmeyen, ulus devlet iddiasının dayandığı önemli noktaları tahrip eden iç savaş aygıtı olan ideoloji. genel anlamı ise çok daha geniş olan ve kapitalizmin kriz yönetim biçimi olan anti-komünist, emek düşmanı hareket. tek ölçütü yoğun bir aşırı milliyetçilik ve gericilik değil, aynı zamanda günümüzde kendini piyasaya tapınma, ekonomiyi mali sektöre havale etme ve pervazsız bir liberalizmdir.
    2 ...
  43. 135.
  44. sadece 7 milyon yahudi'yi 5 yılda yok etse de "komünizm kadar can yakmamayı" başarabilmiş siyasî tavır. vay anasını sayın seyirciler!
    4 ...
  45. 134.
  46. ulusal birliği engelleyen her türlü unsurunun yok edilmesi, zararsızlaştırılması ya da boyunduruk altına alınmasını amaçlayan ideoloji. faşizm, ulusuna yaşamak için mücadeleyi değil, mücedele için yaşamayı öğretir. onlara bir insan yığını değil, bir millet olduklarını hatırlatır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük