bi bu bi de şu ressam vardı ya, neydi adı...hani spermini sildiği peçeteyi sergiye koyan. ikisinin de benim peçetelerimdekiler kadar değerleri yoktur bence.
kedisine şunu söylemek isterim ki şu an yaşayan ve müziğin herhangi bir dalıyla uğraşan ülkem müzisyenlerine puan versen, orhan gencebay la neşet ertaş ın alacağı toplam puan, fazıl ın da içinde bulunduğu geri kalanların toplamından fazla olacaktır.
sanatçı olmak başka bir şeydir, müzisyen olmak başka bir şeydir. fazıl say çok iyi bir müzisyendir. orası ayrı. ama sanatçı değildir, olamamıştır, olamayacaktır. kendisinin notalarıyla, çaldıklarıyla gündemde değil de, bu salakça yarattığı polemiklerle gündemde olmasından hiç utanmıyor mudur acaba? o saydığı isimlerin adını bu tarz polemiklerle hiç duymadık. o insanlar hep yaptıkları işlerle gündemde oldular. fazıl say hem yaptığı işlerle gündemde ama bir yandan da bu salak polemikleriyle. benim gözümde kendisi sanatçı falan değildir. çok iyi bir müzisyendir fakat sanatçı değildir. sanatçı dediğin herkese örnek olacak kişidir. fazıl say'da bunun zerresi yoktur. gitsin piyanosuyla uğraşsın. salak salak polemiklere girmesin. biz de güzel notalarını dinleyerek, "çok büyük sanatçı" diyelim. ama nerede?
iyice saçmalamış müzisyendir. kendi halkını aşağılamaktan zevk alan tanzimatçılar gibi olmaya başladı. arabeskteki çapkınlık sapkınlık edebiyatını bende beğenmiyorum ama bu, hele ki bu kişileri böyle aşağılamayı gerektirmez. ah bu kibir ah. kendisi daha ergenken orhan gencebaybach dinliyordu haberi yok. daha geçen seneki polemikte orhan gencebayın içinde iyi bir müzisyen saklı aslında diyordu. bu kişilerin tarzını hayata bakış açılarını beğenmeyebilirsin ama saygı duymak lazım özellikle gencebaya. arif sağa sanatçı muamelesi yapıyorsan gencebaya'da yapacaksın arkadaş. sentez müzik yapması (hatasız kul olmaz örneği gibi), halk kültürünü de sanat müziğinide iyi bilmesi, bağlamayı tabiri caizse yemesi müzik meraklıları tarafından gayet iyi bilinir. nikriz rüyası gibi bir eseri kaç besteci yapabilir. sadece şarkının orta bölümünde 4 tane asma karar değişir.
5n1k'da mehmet tez'e salak demişti bu fazıl. cüneyt özdemir de "burada olmayan biri hakkında bu tür hakaretvari açıklamalar yapmasanız?" demişti. cevaben "ne yapayım yani burada yanımda mı taşıyim adamı" demişti. sürekli donanımdan bahseden birinin bu kadar donanımsızlık örnekleriyle kendisini ve hakaretlerini savunmaya çalışması son derece komik.
büyük bir sanatçının, bir piyano virtüözünün, e bu vasıflara sahip olduğundan da büyük bir beyne sahip olması gereken bireyin diğer bireylerin zevklerine ne kadar saygılı olduğunu gösteren adamdır fazıl say.
bu yazının müzikal anlamda bir eleştiri olmadığı zaten ortadadır. arabesk yavşaklığından utanıyorumun devamıdır bu.
türk halkının klasik müziğe gereken önemi vermemesi sebebiyle sinirlenip sinirlenip kimi müzik işiyle uğraşan kişilerin müzikal yeteneği, yahut halkın müzikal zevki hakkında ileri geri konuşan bir şahıs. bu yaptığı tabii ki saygısızlık; onun yerinde olsam ve ben de beğenmeseydim bile böyle ukalavari açıklamalar yapmayı, hele ki büyük bir kitlenin takibinde isem, hayatta yapmazdım. teşvik yok, tahrik var. eleştirinin gayesi daha iyiye götürmek olmalıdır her zaman, daha iyiye götürmeye çabalamamak; aksine yerin dibine sokmaya çalışmak oldukça bencilce bir görüş bildirimidir.
kısmen doğruluk payı olan söylemlerini elitizm ve burjuvazi odaklı yansıtmasıyla kibirinin içinde boğuluyormuş gibi gözüken sanatçı. şöyle bir ele alsak ki, orhan gencebay dünya müzik tarihi'ne bağlamasını tüm dünyaya dinletebilmiş bir üstat olarak adını yazdırsa, sezen aksu para ve pozisyon kazanmak, sürekli gündem malzemesi olmak için bu kadar mide bulandırıcı şarkılar yazmasa, yahut müslüm gürses caz eserleri yorumlasa fakat amaçları ve hedef kitleye yaptıkları etki aynı olsa her şey daha güzel mi olur fazıl say diye sormak gerekir kendisine. evet, bu insanlar bunları tüketen insanları zehirliyor ve dünyayla olan iletişimini kısıtlıyor, ama bunu onların yeterlilikleriyle, neyi başarıp neyi başaramadıklarıyla değil; toplumu, tüketenleri nasıl etkiledikleriyle, neden müzik yaptıklarıyla alakalı yoğunluklu olarak.
bu ülkede birkaç tane böyle fikri neyse sansürlemeden söyleyen ve insanlar tarafından takip edilen birileri çıkıyor, onlar da böyle kendi elitizmleriyle, halktan kopukluklarıyla bencillik kusuyor. fazıl say türkiye'de doğmaktan, anadilinin türkçe olmasından dahi rahatsız olan biri profili çiziyor böyle. yapmasın bunu, çünkü iyiniyetle ve doğru kaygılarla yerel olarak bir şeyler yapmaya çalışan insanların kalbini kırıyordur muhtemelen. ama diğer paragrafta da belirttiğim gibi, söylemlerinde ve kaygılarında yüksek paydayla haklılık payı var.
müslüm gürses için "bir müzisyenin kılcal damarı olamaz." demiş...
müslüm gürses'in kişiliğine çok saygı duyan bir insan olarak kınıyorum fazıl'ı.
oysaki ben hep fazıl'ı savunmuştum şimdiye kadar tüm tartışmalarda.
türk halkı tarafından sebepsiz ve boş yere koruma altına alınan sanatçılar hakkında en doğru yorumları yapmış müzisyen. birinin tabuları yıkması gerekiyordu, bu ise bir başlangıç oldu. hele ki bu tabu orhan gencebay, sezen aksu veya müslüm gürses olunca daha ne kadar geç kalabiliriz diye endişeleniyor insan açıkçası.
muhtemelen "değerim öldükten sonra anlaşılacak" gibi bir düşüncesi var. yok lan fazıl öyle değil... kimsenin sikinde olmayacaksın, öyle düm düz ölüp gideceksin. ha bir köy muhtarı ölmüş ha sen... öyle olacak... başka türlü olursa yazık zaten.
bakın ne kadar edepsiz bir entry girdim flüt dahi çalamayan biri olarak... fakat ne kadar uğraşsam fazıl say twitlerini yakalayamam bu alanda.