bu herifler ile çizilen bir dış politikamız vardı.
yalakalıktan tutun kışkırtıcılığa kadar her türlü pisliği barındıran bu adam gibiler ile toplumdaki bazı kesimlere alttan alta gazlar veriliyordu.
ülkücü-türkçü ayrımını yapmayan bir tek kendisi kalmıştı galiba.
neyse demek istediği şu sanırım:
"ülkücüler yani bahçelinin safında kalanlar reise tabi olduğu ve benim gibi yalamayı sevdiği için böyle övüyorum, fakat bahçeli-rte yanlısı olmayan varsa türkçü diyeyim ırkçı-kafir ilan edeyim zaten benim gibi geri zekalılar dolu ülkede."
bu aralar nedense a habere falan sallayan gazeteci müsveddesi. yani ne bileyim tamam tayyip yalaması falan ama. diğer tayyip yalamaları gibi değil. bu biraz onurlu. diğer tayyip yalamalarının yanlışlarını görüp onları falan dillendiriyor. acayip geldi bana biraz bu durum.
bu adamı yaklaşık iki yıl önce ilk kez gördüm.
o günden beri "lan bu kime benziyor amk" diye düşünüp dururdum hatta twitter'daki hesabında fotosuna dakikalarca mal mal bakarak bulmaya çalışırdım kime benzediğini.
biraz önce pao-oly maçı sırasında sonuca ulaştım.
bu adam bildiğin (bkz: antonis fotsis) lan.
denize düşseler kimi mi kurtarırım?
tabi ki fotsis reyis'i. yıllardır az izlemedik euroleague'de.
bu adamla aynı oksijeni yaktığım için gerçekten huzursuzum. bununla iligili güzel bir çalışma var. neyzen tevfikten geliyor.
“Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka,
Onu da mundar eder.
Tanrı senin hamurunu
Necasetle yoğurmuş,
Anan seni sıçarken iken
Yanlışlıkla doğurmuş.”