videonun sonuna doğru adamı yatırmışlar adam etkisiz halde ama hıncını alamamış bir süzme orospu çocuğu polis daha tekme atma derdinde işin ilginci yapma diyen esnafında üstüne yürüyor, o polisin ölüsünü sikeyim, ruhunu siktiğimin yavşağı, senin kundaktaki çocuğunu sikeyim.
Haberi okurken kanımın donduğu , bu namussuz ve şerefsizlerin malesef her zaman ki gibi cezasız kalacağı hatta o şerefsizlerin utanmadan bir de darp raporu alacağı , hatta utanmadan birde dövdükleri bu adama polise mukavemet suçundan dava açacakları aklıma geldikçe delirmemek için zor tutuyorum kendimi . Zaten Anadolu'dada şöyle bir ifade vardır " bi baltaya sap olamayan ya polis ya da asker olur " derler , o kadar haklı söylenmiş bir söz ki bu .
Not: Görevini layıkıyla yapan , namuslu ve şerefli TÜRK polisleri bu tanımın dışındadır.
kemerle adam dövmek mi kaldı(?) büyük ihtimal nostalji olsun diye yaptı polis amca. lakin o göbek falan hiç hoş değil. türk polisi böyle olmamalı. nerede siks pekli amarikan polisleri nerde bizim göbekli polis amcalarımız...
olayın tasvip edilir yönü yok ama oluyor böyle şeyler. demokrasi dilendiğimiz her ülkeden benzer görüntüler geliyor zaman zaman. adi bir olay üzerinden tüm polisleri öcü gibi göstermenin alemi yok. karışanlar bellidir. kusurlarına göre ceza almalıdırlar. bu kadar net.
gelelim haberin veriliş şekline ve veren gazeteye http://www.milliyet.com.tr/2012/06/20/index.html bu haberi veren site. sabahtan beri manşet! öyle bir manşet ki sayfanın yarısını işgal ediyor? neden(?)
şehit verildi bu ülkede değil mi(?) ne kadar kaldı bu gazetenin manşetinde bir bakın amına koyim!! çocuk mu kandırıyorsunuz. adi bir olay yahu bu! memleket meselesi haline getirmenin alemi ne? polisle halkı karşı karşıya getirmek mi(?) hemde şu dönemde.
tamam haberini verdin. çakma habercilik anlayışının gereklerini yerine getirdin. eyvallah. ama gün boyu bunu insanların gözüne sokmanın alemi var mı! gazetenin sahibi, iktidarla olan ilişkileri, iktidarın cemaatle olan durum bütün bunları birleşitir.
ya da birleştirme amına koyim! önce bu haberi oku bu gazeteden sonra yan tarafta karılı-kızllı-amlı-götlü foto galerinde gezin. rahatla.
polisler mi bilmiyorum ama insan olmadığı kesin olan yaratıklardır. polis kaba kuvvet kullanabilir ama bunu karşısında kişinin durumuna göre yapar. yani orantılı güç uygular. bir tane adam, etkisiz hale gelmişken (yani bir suç unsuru olduğunu varsayıyorum) 10 kişi dalmak ve öldüresiye dövmek, orantılı güç kullanmak değildir. ne olduğu burada yazılmaz. gg olabilir. herhalde toplum destekli polisliği yanlış anlamış bu sürü. umarım en kısa zamanda cezaları verilir.
açıkça onur yoksunudur bu polisler. Bir babaya eşinin çocuklarının önünde hiç bir şekilde yetkileri olmamasına rağmen on kişi saldırıyorlar hem de dakikalarca.
-Bu yıl da 30 bin polis alacakmış hükümet. Öğrenci dövmekten, eşkiyalık yapmaktan, gençleri rencide etmekten başka bir işe yaramayan on binlerce polise daha maaş ödeyeceğiz, hayırlı olsun.
resmi kabadayılık, resmi çetecilik... olayın özeti budur. devletten maaşını al, yetkini de rozetine yapıştır, çık sokaklara istediğin gibi terörünü estir. şimdi bu adam kalkıp kimden yardım isteyecek? karısı telefona sarılmış birilerini çaresizce arıyordu, acaba çevirdiği numara 155 miydi?
askeri darbeyi yargılayan adamların, polis darbesine çanak tutmalarıda nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil.
sonra da diyorlar ki "behzat ç polisi kötü gösteriyor". -ağır küfür geliyor- bre amın evlatları! polis melek mi gerçekte?! behzat karakteri bol bol içki içen genelde hakeden adamları sorgu odasında döven bir karakter.
soruyorum şimdi hangisi daha kötü?!!
polislere gram güvencim yok benim, net. jandarmanın başımızın üstünde yeri vardır. gerisinin alayı yavşak.
yaşanılan olayın iğrençliği tartışılmaz zulümdür! kendi milletine haksızlıktır lakin yemek yerken bir polisi şehit eden komünistlerin bu olayı kullanarak "aha işte savunduğunuz polis bu biz bunları öldürüyoruz anlayın işte" diye kamuoyu oluşturmaya çalışmaları kendi yaptıkları hainliğe kılıf uydurmaya çalışmalarını gördükçe daha çok sinirleniyorum.
gerçekten insanı kendi ülkesinde savunmasız ve bir saldırı karşısında korunmasız hissettiren adi olay. o kadar taviz verildi ki, şu son birkaç yıldır sürekli olarak polis teröründen bahsedilmesi artık benim midemi bulandırıyor. burası bir hukuk devleti fakat biz başımız sıkıştığında ilk başvurmamız gereken adamlardan, onlardan yardım istememize neden olacak muamelenin aynısını görür olduk.
kimi kime şikayet edeceğimiz de belli değil. tepede oturanlar vatandaşına it muamelesi yaparken, onların adamları hemşerisini darp ederken, adaletin bekçileri dediklerin kadrolaşmanın allahını yaparken biz nerelere gidelim lan? ne bok yiyelim olm?
devlet teröründen başka bir şey değil ve ne yazık ki buna karşı çıkacak bir güç bırakmadılar insanlarda.
aç kurt gibi bayılmış adama nasıl saldırıyorlar inanılır gibi değil.
sokak kavgasında bile biri bayıldımı vurulmaz daha bırakır gider, bunlar insan değil. bunların ruhlarını alıyorlar herlade eğitim verirken.
terörist ten ne farkı kaldı.
videoyu izledikçe sinirden köpürten hadise. o en sonda yardıma gelen vatandaşı itekleyen polis var ya. onu dövdükleri adamla baş başa 5 dakika bıraksınlar başka bir şey istemem. üniforma olmazsa sokakta yüzüne tükürülmez senin. adam yerine koyulmazsın. senin maaşın o vatandaşın vergileriyle ödeniyor.
oradaki tüm polisler; sizi allah'a havale ediyorum.
bunu yapan her kim olursa olsun insan değildir. polislik bumudur, birden 10 kişi olup bir insana saldırmakmıdır. lanet olasıca kansızlar. sözüm tüm polislere değildir. bunu böyle yapanadır. ve buna göz yumanlaradır. Türk halkı bir bütün olmadıkça herkes ezer geçer. orada çevredeki vatandaşlar tepki gösterse idi polisler bunu yapamazdı. ama nerde. sözlükte bile bu kadar bölünmüşken gerçek hayatta kim kimi korur.
orospu çocuğu bazı polislerin yaptığı eylemdir. haydi kanun koruyucuların uygulamakta zorunlu olduğu kanunları geçtik diyelim, ulan hani delikanlılık? en azından baba diye çığlık atan kızada mı acımadın piç kurusu?
evet, şimdi benim bu piç kurularına ettiğim küfürlerin, onların yaptığı haysiyetsizlikten daha büyük suç olduğunu yazan yerler vardır. o yerlerede kafam girsin.
polisin bence toplum huzurnu sağlaması için dövmeside silahını da kullanmı lazım. Ancak bizim polisimiz hiç bir zaman yerinde kullanamadı bunu. Karısının çocuğunun önünde dövmekte nedir?
Önce bunlardan da hikayeyi dinlemek gerekir. Adam arabadan kavga etmeye inmiş ise dayağı hak etmiş olabilir de. Bir trafik kavgasında kimse dayak yemek için arabadan inmez. Karşıdakini dişine göre görmüştür ve dövmek için iner. Ekseri karşılıklı küfürleşip devam edilir ama araçtan iniliyorsa dövmek için inilir.
Şayet hikaye böyle ise, polis, ormancı, esnaf 17 kişi daha toplanıp boyuna posuna güvenip böyle boktan mevzular için arabadan ineni skmek vacip olur.Söylesene hemşerim karın çocuğun varken arabadan neden iniyorsun? Arabadan inmişin bir kere, dövünce iyi de dayak yiyince mi kötü?
Mevzu böyle değilse derhal sktir etmek lazım bu polisleri.
şeklinde bir soru ile karşılamaktadırlar. bu sorunun karşılığını her insan bilmektedir de, esas olarak bilmesi gereken emniyet genel müdürlüğü personeli, kadrolu polislerinin bu hakları öğrenmeden neden ve niçin polis yapıldığı önemlidir.
insanca yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahipsiniz. Size hiç kimse işkence ve eziyet yapamaz; insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamazsınız.
Kişi hürriyeti ve güvenliğine sahipsiniz. Bu hürriyet ve güvenliğiniz, kanunlarla belirlenen tutuklama, göz altına alma, ıslah evine gönderme ve resmi müessesede gözlem altına alınma hallerinin dışında hiçbir kişi veya kuram tarafından ihlal edilemez, kesintiye uğratılamaz. Yasa tarafından belirtilmeyen gerekçelere ve usullere dayanılarak özgürlüğünüz kısıtlanamaz. Bu en tabii hakkınız, bunu sağlamak da en önemli görevimizdir.
Kanunlarla belirlenen usul ve esaslar doğrultusunda; tutuklanma sebebinin en kısa zamanda tarafınıza bildirilmesi, haklarınızın neler olduğunun anlatılması ve tutuklandığınızın yakınlarınıza bildirilmesi zorunludur. Yakalanmanız veya tutuklanmanız durumunda en kısa sürede hakim önüne çıkarılmanız, tutuklanmanız veya yakalanmanızda kanuna uygun olmayan bir unsurun varlığında hemen serbest bırakılmanızı sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma
hakkına sahipsiniz.
Özel hayatınıza ve aile hayatınıza saygı gösterilmesini isteme hakkına sahipsiniz. Özel hayatınızın ve aile hayatınızın gizliliğine dokunulamaz. Kanunlarla belirlenen esaslara göre verilen arama kararları bu konuda bir istisnadır.
Konut dokunulmazlığı en tabii hakkınızdır. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde usulüne göre verilen hakim kararı olmadıkça, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet Savcıları ve onların yardımcıları sıfatıyla emirlerini yerine getirmeye memur olan Güvenlik Güçleri dışında hiç kimse konutunuza giremez, arama yapamaz ve buralardaki eşyanıza el koyamaz.
Avukat isteme Hakkı:
Herhangi bir suçlamayla yakalanmanız veya göz altına alınmanız durumunda; soruşturmanın her hal ve derecesinde bir veya birden fazla avukatın hukuki yardımından faydalanma hakkına sahipsiniz. Zabıta amir veya memurlarınca yapılan sorgu işleminde ancak bir avukat bulundurabilir, sonraki savunmalarda ise ancak üç avukat bulundurabilirsiniz.
Hangi makam veya kişi tarafından yapılırsa yapılsın soruşturmanın her safhasında avukatınızın sizinle görüşmesi, ifade alma ve sorgu müddetince yanınızda bulunup, hukuki yardımda bulunması engellenemez veya kısıtlanamaz. Maddi yetersizliklerden dolayı avukat seçebilecek durumda olmamızın halinde ise 'Barolar Birliği' tarafından görevlendirilecek bir avukatın hukuki yardımından ücretsiz faydalanabilirsiniz.
Delil Toplatma Hakkı:
ifadenizin alınması veya sorgunuz sırasında üzerinizde yoğunlaşan şüpheden kurtulmak gayesiyle belirteceğiniz konularda somut delillerin toplanmasını talep edebileceğinizin ve aleyhinize olan şüpheleri ortadan kaldıracak somut delilleri ileri sürme hakkınızın olduğunun da hatırlatılması zorunludur.
Geçersiz ifade:
Herhangi bir nedenle alınan ifadenin özgür iradenizle alınmış ve aynı doğrultuda kayıtlara geçirilmiş olması zorunludur. iradenizi baskı altına alma, kötü davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve şiddette bulunma, araçlar vasıtasıyla cebir ve şiddet uygulama gibi iradeyi bozan, istenmeyenleri söylemek zorunda bıraktıran bedeni veya ruhi zorlama ile kanunlara aykırı herhangi bir eylem yapılamaz. Kanuna aykırı menfaat vaat edilemez. Bu tür yasak yöntemlerle elde edilen ifadeleriniz rızanız olsa da delil olarak değerlendirilemez.
Susma Hakkı:
Zabıta amir ve memurları ile C. Savcısı tarafından ifade alınma ve hakim tarafından sorguya çekilmede; ne ile suçlandığınızın açıkça belirtilmesi, isnat edilen suçlamayla ilgili olarak açıklamada bulunmamızın (yani susmanızın) kanuni haklarınızdan olduğunun hatırlatılması da zorunludur.
