osmanlı devletinin gördüğü en büyük padişahlardan biridir. devletin bekası için kardeş katli vaciptir. bunu bilmeyenler bilmedikleri için kendilerini bişey sanıp fatih sultan mehmed han ı karalarlar.
kendisi için övgüye mazhar olunan hadis uydurmadır. yoktur. sahih kaynaklarda da bulunmamaktadır. hem allah rasulü ne diye fatih için kutlu komutan desin ki. düşünüyorum ama bir türlü geçerli bir sebep bulamıyorum. o da bir insandı unutmayalım. türk milleti araştırmadan her şeye inanmakta ısrarcı görünüyor hala. unutmayın ki ne bir evliyadır ne peygamber övgüsü almıştır. bunların hepsi vakti zamanında ellerine malzeme verilen insanlar tarafında uydurulmuştur.
zamanının dusunce sistemine göre çok farklı dusunebilen ve bunun sayesinde istanbul'u Osmanlı imparatorluğu sınırlarına katmış, çok büyük bir lider ve aynı zamanda komutandır.
kendisiyle ilgili değişik bir durum vardır, istanbulu fethettiğinde bu abimiz bana artık sultani diyarı iklimi rumi diye çağırılmasını istemişir, yani kendisinin roma imparatorluğunun sultanı olarak görmektedir bu abimiz. bunun dışında istanbulun fethi sırasında, fetih yapan askerlerin ganimet almamsı, fetih mantığında elde edilen gelirin 4/5 i savaşan askerlere diğer kısmı devlete aktarılması gerekrdi eğer cihad mantığı olsaydı ki istanbulda hiç bir şeye dokunulmamıştır, sağlam çelişkilerle dolu insan.
avni mahlası ile yazdığı şiirlerini, iskender pala "Şair Fatih: Avni" adını verdiği kitabında toplamıştır. şiiri sevenler veyahut fatih'i sevenler için tavsiye edilir.
devlet için kardeşin öldürülebileceğini söyleyemiş büyük padişah. daha önceki türk devletlerinin içine düştüğü ve bölünmelerle sonuçlanan vukaatlara mahal vermemiştir.
--spoiler--
"Ben ki Istanbul Fatih abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed, bizatihi alun terimle kazanmis olduğum akçelerimle satin aldigim istanbul'un Taslik mevkiinde kain ve malumu'l-hudut olan 136 bap dükkanım aşağıdakı şartlar muvacehesinde vakfı sahih eylerim."
"şöyle ki,
Bu gayrı menkulatimdan elde olunacak nemalarla istanbul'un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim.
Bunlar ki, ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür kulu olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezerler. Bu sokaklara tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye 20'ser akce olsunlar, ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasp eyledim.
Bunlar ki ayın belli günlerinde istanbul'a çikalar, bilaistisna her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar, var ise şifası yada mümkün ise şifayap * olalar. Değilse kendilerden hiçbir karşılık beklemeksizin Darulaceze'ye kaldırılarak orada salah bulduralar.
Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhrani da vaki olabilir. Boyle bir hal karşisinda bırakmış olduğum 100 silah, ehli erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-i vahsiyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda Balkanlar'a çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.
Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehid ve şühedanın harimleri ve Medine-i Istanbul fukarasi yemek yiyeler. Ancak yemek yemeye veya olmaya bizatihi kendileri gelmeyup yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle."
--spoiler--