ülkede millet senelerce hapislerde yok yere yatıp oralarda ölürken ağabeyinin 5 gün tutuklu kalmasına içerlemiş olan bakan. hükümetin asilzadelerinden olduğunu biliyorduk da ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler moduna bu kadar yakın olduğunu şimdi gördük.
''ben türk'üm ama türkçü değilim, kürt de kürtçü olmamalı'' gibi akıllara durgunluk verebilecek bir lafı söylemiş klasik
akp tipli bakandır.kendisine ziya gökalpin türkçülüğün esasları kitabını öneririm.
hayalellerde yaşayan çalışma bakanı. velev ki terör olmasaydı kişi başına düşen milli gelir 9 yılda 30 bin dolar olurdu demiş. a benim güzel abim ne içtiysen aynından istiyorum. *
bir kere terör varsa çöz, meydan senin/ sizin. ben mi gelip çözeceğim ya da kendiliğinden mi çözülecek bu. ona cevap yok ama amerika'dan israil'den silah, heron, helikopter almayı biliyorsun..
ikincisi de kendini buğday ambarında görüyor olmalı. ne üretiyoruz da milli gelir bu kadar yükselecek acaba, neye güveniyor bir açıklasa keşke! vergilere mi? yoksa hayvancılık, tarım, sanayi, hizmete mi?
nasıl bir bakış, nasıl bir atış, nasıl bir ekonomi anlayışı ve nasıl bir ütopya! olsun 20bin, 30bin, 40 bin olsun kim istemez refah içinde yaşamayı. lakin buna engel olan terör müdür acaba yoksa ü r e t e m e m e k mi yatıyor temelinde. inekler ithal ediliyor yahu ötesi var mı? bak daha bitmedi kurban bayramı olan biteni görmüyor mu?
yani ben biliyorum da o bilmiyor mu durumu allah aşkına kimi kandırıyorsun sen ya?
bu da beyandaki rakamlarla ilgili ekstra bilgi:
--spoiler--
türkiye'de geçen yıl kişi başına milli gelir, 10 bin 79 dolar (15 bin 138 lira) olarak hesaplandı. 2009 yılında, kişi başına düşen milli gelir 8 bin 590 dolar düzeyindeydi. küresel kriz öncesi 2008 yılında rakam, 10 bin 440 dolar olarak belirlenmişti.
--spoiler--
ve son olarak: hukuktan ekonomiye her şeyi bilmek gerekiyor bu ülkede kandırılmadan yaşamak için. zor, işimiz zor.
50 yıldır devletin milletin değer yargılarıyla çatıştığını ifade ederek "Bu millet tanktan yana değil, bu ülkenin yöneticileri halktan yana olmalıdır. Yeter bu dönemleri kapatmamız gerekiyor" demiş Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı.
şanlıurfa'nın akçakale ilçesinde yaklaşık 6 ay önce 1 kişinin ölümü ve 2 kişinin ağır yaralanması ile başlayan ve kan davasına dönüşmesinden korkulan husumet kendisinin girişimleriyle barışla neticelenmiştir.
61. hükümetimizin çalışma ve sosyal güvenlik bakanı...
yurdumuzun refah seviyesinden ötürü, yurdumuzda sosyal güvenlik ve çalışma koşullarını mükemmel hale getirdiği için, şu naçizane hediyemi kabul etmesini dilerim...
faruk çelik kamu çalışanları ile ilgili yeni bir sistem kurmak üzere olduklarını belirtdi:
Verimli kamu çalışanlarından oluşan bir yapı kuracağız. Verimli personelle verimsiz personel arasında bir fark olacak. Soruyorum size, bir personel, 8 saat boyunca nefes almadan çalışacak, bir diğeri de oturarak aynı maaşı alacak. Bu işten ne anladık biz?
Nitelikli memur hep istanbul'da Ankara'da ve Bursa'da mı olsun? Neden Edirne'de, Diyarbakır'da veya Erzurum'da olmasın? Bu ciddi sorun. Mevcut yasa, bölgeler arası hizmet farklılıkları doğuruyor. Ayrıca bir diğer sorun da üst düzey bürokraside. Mesela ben bakan olarak, istediğim genel müdür veya müsteşarla çalışamayacak mıyım?
Şimdi siz kamu çalışanısınız diyelim ve nasıl olsa devlete kapağı attık anlayışındasınız. 25 yılınız da garanti olduğu için suya sabuna hiç dokunmadan idare edelim düşüncesindesiniz. Dünyanın neresinde üretmeyen bir insanı çalıştırırlar? Ha devlette çalıştıralım diyorlar. Oysa ki biz devleti batırmak için değil var etmek için varız. Biz verimliliği esas alan sistemin çalışmasını yapıyoruz. 3 milyon memurdan daha fazla verim almanın yollarını arayacağız. Hani çok maaş istiyoruz veya maaş az diyoruz ya. işte öyle bir sistem getireceğiz ki çok üreten çok maaş, üretmeyen de düşük maaş alsın istiyoruz.
umarım sistemi kurarken dikkatli olursunuz sayın bakan.