onu bir gün görmedim adlı dizelerin sahibi büyük üstad.
yüzüme sert çizgiler çekti senin adını,
hasret saatlerini saydı saçımda aklar.
senin ağzından çıkan bir cümlenin tadını
ne bugün içki verdi,ne bu gece dudaklar!
sorma,nasıl yollarda tutunabildiğimi,
nasıl siyah rüzgara yaşımı sildiğimi...
görür görmez kapında yere devrildiğimi
ürperdi bir tekinsiz kedi gibi sokaklar.
gece muzlim şeklini bana çizmese perde,
sesin bir sırça gbii kırılmazsa içerde,
beni bugün serilmiş görenler orta yerde
yarın da bir çukurun içinde bulacaklar...
Sana çirkin demedim ben, kafir demedim
Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim
`Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin.
`
Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine
Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek.
Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek.
sakın bir söz söyleme
yüzüme bakma sakın
sesini duyan olur
sana göz koyan olur
düşmanımdır
seni kim bulursa cana yakın
annen bile okşasa
benim bağrım taş olur.
dilerim tanrıdan ki
sana açık kucaklar
bir daha kapanmadan
kara toprakla dolsun
kan tükürsün adını
candan anan dudaklar
sana benim gözümle
bakan gözler kör olsun. *
bu şiiri yazan büyük şair. şarkısını da koyalım tam olsun:
Eriyen adamdır. "Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor. Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım. Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor. Ben sıcak bir denize inan buzdan bir dağım. "
Bu akşam bilmediğim bir âlem içindeyim,
Ya rüyada bir seyyah, ya semavi Çin'deyim,
Bir orman yangınıyle kızardı karşı dağlar,
Taraf taraf tutuştu meş'aleler, çırağlar,
Bir renge girdi eşya günün altın tasında,
Bu kızıl kâinatın gezerken ortasında.
Birden alev alıyor düşünceler, duygular,
Ateştir burda hattâ ateşe düşman sular...
Burda her göz ateştir, her gönül ateşperest,
Ateş vermiş çizdiği esere bir çiredest!
Duyuyorum bu akşam, din gibi, sevda gibi,
Ne duyarsa içinden bir Mecûsi rahibi:
Andırıyor hisarlar birer tütsü kabını,
Leylekler ezberliyor Zerdüşt'ün kitabını,
Benziyor bir mermere alnını koyan dere
Bu ateş mabedinde bir ateşten ejdere.
Parlıyor bir damla kan çamların sorgucunda
Birer kâğıt fenerdir meyveler dal ucunda,
Gördüm, sihirbaz gibi geçtiğini üç kızın
Bu ateş âleminin içinden yanmaksızın! ...
Sandım, ömrüm bitecek, bitmeyecek bu yanma! ...
Benliğimde zamanla değişen bir hicran var, benzemiyor bir anı bir anına ruhumun
Ruhuma nakşediyor rengini manzaralar, yaşıyor can evimde gizli bir bukalemun