fallen

    26.
  1. sadece düşmüş değil, hala yerde olan; ayağa kalkamamış olan kişinin durumu.
    (bkz: present perfect tense) (bkz: perfect tense)
    bütün şarkıları mükemmel, inanılmaz evanescence albümü.
    2 ...
  2. 2.
  3. evanescencenin albüm adıdır.

    albümdeki hit şarkılar
    (bkz: my immortal)
    (bkz: bring me to life)
    2 ...
  4. 3.
  5. 12.
  6. Kendilerini Dünya'ya tanıttığı ve sevdirdiği, Her şarkısı birbirinden güzel olan Evanescence albümü.

    Öyle bir albümdür ki, atarsınız playliste, saatlerce döner durur. Şarkılar dönüp durdukça siz kendinizde misinizdir, orasını çözemezsiniz...
    3 ...
  7. 33.
  8. efsane bir evanescence albümüdür. ama öyle her yerde dinlenmez. yağmurlu bir havada, kulaklığı takarak, kapşonu gece gibi çektikten sonra, ıslak adımlarla asfaltları eskitirken dinlenmeli.
    2 ...
  9. 14.
  10. 11.
  11. symphony x in parçasıdır. vokalinin gizemli sesi, elektronun garip tonuyla oldukça uyumludur. parcanın ritminin kesik kesik olması da ayrı bir akıcılık katmaktadır parcaya. 3.24 saniyesi ve sonrasındaki iki solo kısmında elektro ve davulun atakları gayet başarılıdır.
    1 ...
  12. 32.
  13. 23.
  14. bütün şarkıları mükemmel olan evanescence albümü. amy lee'de öyle bir ses var ki kullağınızın dibinde size bağırsa "bir daha, bir daha" diyebilirsiniz. fallen albümü benim için sigaraya benzer, dinlemediğim zaman bir şeylerin eksik olduğunu farkederim ama sigaradan farkı tabi ki zararsız olması.* bu albümü dinlerken türkçe anlamında da söylendiği gibi duygusal anlamda "dökülür, yıkılırsınız". bir şarkı sözü yazasım geldi;

    whisper
    --spoiler--
    don't turn away
    don't give in to the pain
    don't try to hide
    though they're screaming your name
    don't close your eyes
    God knows what lies behind them
    don't turn out the light
    never sleep never die
    --spoiler--
    edit: sigara içmiyorum.
    -o zaman nerden biliyorsun?
    -biliyoruz işte sus.
    1 ...
  15. 4.
© 2025 uludağ sözlük