garantilerinin olmamasındandır. elbette ki fakir kesim bu sömürüden memnun değildir lakin isyan ettiğinde geçimini nasıl sağlayacağını, mimlendikten sonra geçim davasına nasıl devam edeceğine dair bir muhasebe yaptığında yolu tek bir yere çıkar: itaat etmek.
zaten devrim de konumundan memnun olmayan orta sınıfın alt sınıfı ikna edip üst sınıfa geçmesi değil midir? alt sınıf yine olduğu yerde kalır. aralarından sivrilmeyi başaranlar ya üst sınıfa dahil olur ya da yeni filizlenmeye başlayan orta sınıfı oluşturur.
çünkü insanlar ezildiğini fakında değil. olanı bir şekilde susturuyorlar. algı çok önemli bir şeydir, bugün hakkı yenildiği halde bunu farkında olmayan insan sayısı çok fazla.
şimdi bir fakir bunu farkına varıp ayaklansa diğer fakir la ne yetmedi diye bunu öldürür.
zaten aydınlanma hiçbir zaman alt kesimde olmaz, üst kesim aydınlanır ve alt kesimi aydınlatmak isterse aydınlatır.
ayrıca azınlıkların algısı daha dağınıktır, çoğunluğun sömürünü normalleşmiş kabul ederler ve buna bir şey yapamazlar.
çünki sürekli beynimiz din(şükür etmek ve bu algıyla oyalamak), tv (en çok izlenen kanallarda evlilik programı, aşk dizileri koyup oyalamak), internet(saçma sapan mizah siteleri, popüler sosyal bloglara saçma sapan hiç bir görüş getirisi olmayan şeyler yayınlayıp oyalamak) gibi olaylarla uyuşturulmaktayız, 1300 yerine 1600 tl ile kölelik yapınca daha iyi bi hayat geçireceğini düşünen insanlarla dolu ülke, bu 1600 de mesai bu arada 8 saat yerine 12 saat kendini parçalarsan sana kalan 24-(8+12)= 4 saatte çılgınlar gibi mutlu yaşayabilirsin hadi yine iyisin çomar.