dünyaya aşırı meyletmeyişin, parayı şerefe değişmeyişin deyişidir bu. kapitalist hırs karşısında, bu hırstan uzak bireyin hayatının anlamı vahşi hırs sahibine göre aptallık mesabesindedir. aptal denilen fakirin tüm sermayesi de kendi mesanesindedir. kafiye olsun diye saçmalayacak biri değilim, hemen ispat edeyim: fakir buldu mu yer içer sermayeyi tüketir, likit mesaneye ulaşır tahliye vakti gelir; sermaye sağlam bir üç köşe teşkil ile sıçratmadan hela deliğine zerk edilir, rahatlama sağlanır. zengin akıllı hırslı saldırgan ise, aşırı ürik asit yüklenmesi neticesi gut türü hastalıklar ve diğer benzeri rezillikler ile boğuşmaktadır o esnada. kimmiş aptal?
sınıf atlama çabası içinde eksikliklerinin yerini parayla doldurmaya çalışan zavallı sonradan görmenin nereye saldıracağını bilememesi yüzünden kendi geldiği sınıfa saldırmasında kullandığı önermedir kanımca...
aslında bu sosyolojik bir incelemenin gerçekligidir.
fakir olmasından dolayı aptal degildir insan fakat sosyologlar olayı şu yönden ele almaktadırlar;
bir kişi dogdugu andan itibaren beslenmesi ve çevresi ile eş olarak zekası gelişir.
bütün vitaminleri alıp, dengeli beslenen bir insan ile hayatında agzına et koymamış bir insanın zekası eş seviyede gelişmez.