beğendiğiniz ayakkabıyı tam almak için niyetlenip, üzerindeki 300 tl yazan etiketi görüp; 43 numara olan olan ayağınıza, bunun 45 numarası var mı? diye sorduğunuz an.
mağaza görevlisinin, "depoda olacak" dediği zaman ise, içinizden allahım inşallah yoktur, dediğiniz an ise, kaymaklı kadayıf.
Gratis indirimi vardı ve benim sadece 40 liram kalmıştı. Neyse son kuruşlarla ne gelirse artık diye gratisin yolunu tuttum.
Wet n wild (gratisteki en ucuz marka) den ufak tefek şeyler alıp kasaya gittim.
Kasalar ikişerli olduğu için yanımdaki kadının aldıklarına baktım.
Bakmaz olaydım.
O loreal parisleri, sleekleri,the balmları en iyi ve en pahalı markaları tek tek kasadan geçirirken ben dandik şeyleri almıştım.
Allah cezamı versin deyip yerin dibine girmek istedim.
işte o an zengin kocanın önemini bir kez daha anladım.
ilkokulda yerli malı haftasında öğretmen "herkes yerli malı meyve kuruyemiş falan getirsin" demişti. ben, ümit, ferhat, cengiz, evden getirdiğimiz elma ve portakalları çıkarmıştık. hüseyin ve ufuk muz ile ananas çıkarınca kafamızda şimşekler çaktı. tenefüste siktik belalarını o ayrı! o zamanlar çok pahalıydı ananas ve muz.
ilk okulda öğretmenler günü için öğretmenime kağıl mendil almıştım paketli. bildiğin selpak mendil. o zamanlar yoktu lan böyle ışıklarda satanlar falan. ben ortaokuldayken cep boyu çıkmıştı çok havalıydı okulda. wuuu beybi.