hala kıyafet bazlı düşünmek ne gibi bir haz veriyor merak ediyorum, diyebilecegimiz türden başlık..seni neden bu kadar ilgilendiriyor insanların kıyafeti, insanların kıyafetine takılmak nasıl bir haz veriyor sana?yok yok, psikanaliz şart!
anlamadağım durumdur tamam ustam paran yok alım gücün yok ama alıncada neden gidip üstünde ''d&g, armani ,kenzo vb'' yazan iğrenç görünen çakma şeyler alıyorsunuz ki gidin kardeşim bi collezione'a bi bershkaya on milyona yirmi milyona her şey hem de güzel o aldığınız şeylerde aynı fiyat..
zengin kokoş ve züppelerin çok güzel giyindiğini sanan ambalajcı şahıs görüşü. be götümün kenarı! sen kendini kabul ettirmek için sadece marka giymeyi becerecek kadar acizsen, biz n'apalım? o kuru götüne, marka pantolon yerine paralarından dikilmiş donla gezsen, aynı oranda tiksindirirsin insanı.
kıyafetin iyisi nasıl olur öncelikle bunu açıklmaka lazım. bahsedilen iyi giyinmek Guess, Gap , DKNY, gibi markaları giyinmekse üzgünüm ama fakirler zenginlerden akıllıdır. Sizin ah ne güzel kıyafetler acayip havalı oldum bunlarla, dediğiniz markalar Sultanbeyli, Samandıra ,Merter.... /listeyi uzat uzatbildiğin kadar / de bulunan fakirlerin çalıştığı atolyelerde yapılıyor. Hepi topu üç liraya mâl olan tişörtlere siz 100 tl veriyorsunuz fakirler 5 lira . Arada fark yokmu var reçmenin vuruş farkı,overloğun sıkılık farkı, ponterez vurulup vurulmadığı. *
modaya uygun olmamalarına katılırım. Modanın iplik ve kumaş tröstlerinin para kazanmak için ortaya attıkları yem olduğunu ise bilirim.
tesipiti yapan ki$inin muhtemel tespiti yaptığı yerin üzerine oturması sonucu çıkan yarım bir tespittir.
bunu alafranga ya da alaturka bir tuvalette yapsa daha net tespitler çıkarabilir.
zevksiz oldukları kadar akılsızdır bu insanlar.
güzel giyinmek kadar önemli bir konu bu kadar gözardı edilmez ki.
paran mı yok?
para dediğin nedir ki? bulmanın bir sürü yolu var.
hiçbir şey bilmiyorsan çal.
ya da at vitrinin birine kocaman bi taş, vitrindekileri alıp kaçıver.
beden tutmazsa mı, e o da senin problemin artık.
her şeyi benden bekleme.
bide savunurlar kendilerini eski ya da kötü olabilir kıyafetim ama temizdir.
hikaye bunlar...
"ye kürküm ye" diye bi söz vardır, hiç mi duymadınız.
ne kadar güzelse kıyafetiniz, ne kadar duyulmuşsa markası o kadar insansın.
başlıkta da geçiyor zaten "fakir insanların..."
insan kardeşim insan.
kıyafeti bırak hele bi kenara.
iyi giyim denilen nanenin aslında kapitalizm köleliği olduğunun bilincinde olunursa, fakir tarafından üzülenesi değil, aksine sevilinesi bir durum olacak olan olgu*. asıl yadırganması gereken şey insanların kötü giyinmesi değil, köle olmayan/olmak istemeyen insanların aşağılanmasıdır. zira sadece içinde bulunduğumuz endüstri-enformasyon devrinde köle olmayanlar/olmak istemeyenler yadırganmakta. insanlık tarihinin geçmişinde tam tersi geçerliydi oysa. ilginç tabii.
parasal durum olarak fakirlikleri karşısında süse püse önem vermemeyi seçmişlerdir, belki de ellerindeki para sadece karınlarını doyurmaya yetiyordur. ki süse püse önem verebilecek durumda olsalardı fakir olmazlardı.
bir de zengin insanların kötü giyinmesi vardır. onlar da mevlana'nın oğluna verdiği öğüdü doğrultusunda hareket etmektedir:
Dışını süsleme.
Zira dışın süsü, için kalbin ruhun harab olduğunu gösterir.
üstü başı kirli ve yırtık, ayakkabısı çamur içinde gezmenin bu şekilde gezen tarafından fakirliğe bağlanması durumudur, temiz olan her kıyafet renk uyumu vs gözetmeden de iyi durabilir. bir insanın fakir olması üzerindekileri yıkamamayı, yırtıkları dikmemeyi ve ayakkabısını bir bezle silebilmemeyi yada bir çeşmede çamurlarını yıkamamış olmasını hatta banyo yapmamasını gerektirmez, bu düpe düz üşengeçliğine kılıf uydurmaktır.
hem zevkin hem de paranın kıyafette etkili olduğunun farkında olmayan zeki olmasına ihtimal vermediğim birinin yaptığı tespit.biz de bilirdik vakkodan 130 milyona bi gömlek almasını ama birilerinin verdiği maaş sadece pazar tezgahından mal almaya yetti.böyle bir başlığın varlığına inanamıyorum. (bkz: yok artık lebron james)
allah bilir kendisi de pianist şantör gibi giyinen bir yazar tespiti. zamane gençleri herşeyin en son modelini, en gösterişlisini en pahalısını giydiği için fakirlerin giydikleri göze çarpar haliyle. kusura bakma herkes senin gibi converse* giymez, giyemez. senin ayakkabıya verdiğin parayla çocukların karnını doyurmak zorunda olanlar var. sen o ayakkabıyı giyince adam olmuyosun ama çocuğunun karnını doyuran ana baba dünyanın en iyi adamı oluyor. hoş bu fakir insanların elinde ayakkabı alacak parası olduğunda da converse alır mı bilemem. zevk meselesi.
kısıtlı maddi olanaklar sebebiyle ortaya çıkan durum. yargılanmamalı, zira kendi de farkındadır durumunun, eleştirmek gibi bir hakka sahip olmadıgımızı düşünüyorum bu noktada.
aynı ayakkabıyla bir yıl geçirmek
kokmak
marka giymemek bunlar fasafiso. ben bi ayakkabıyı dört beş sene giyen ortadirek de zengin de biliyorum.
aynı fiyata alınabilecek bi sürü farklı renkte gömlek varken gidip de yeşille morun bir arada olduğunu alandan bahsetmek istiyorum. gidip "ne lan bu renk ipne misin" desem "para mı vardı da bilmem nerden almadık" diyecek. "ulan skik ben seni görmedim mi o gömleği seçerken" desem lafı kulağımdaki küpeye getirip bana "ne konuşuyon asıl sensin ipne" diyecek. demek ki az parayla kötü giyinmek değil asıl problem. problem kıro olmak.
