yavaşlığı sebebiyle sinirden coderlarına dümdüz gitmeme sebep olan site. gerçi adamların suçu ne ki. bizim gençlik sağolsun her türlü forward geyiğini hiç affetmeden yerine getirir. resmen çöplüğe döndü super wall denen şey. her gün en az bir saat uğraşılmaz ki yahu.
önüne gelenin girmesiyle yonja dan bir farkı kalmayan,abazanların feysbuk'un anlamını bilmeyip fotolardan kız seçme sitesi sandıkları,,bende gelen invite'ları kıçlarına sokma gereksinimi uyandıran bayağılaşmış bir site.
en başta büyük bir keyifle oleyyyyy arkdaşlarımı buldum gibisinden garip bi mutluluk veren, arkasından hiç bi boka yaramoyo dedirten ama her seferinde bakmaktan vazgeçmediğim sitedir kendisi.
verilen linkteki yazıyı okuduktan sonra herşey için çok geç demek için bile çok geç olduğunun farkına varıldığı,arkadaşlarımızı arayıp bulunca ne halt oldu sanki diye kendimize sormamıza sebep olan sitedir.efenim aferim cümlemize.
yakinda yonjabook ismini almaya aday, kullanicilarini yaprakla falan ugrasmadigi, sadece uye sayim cok gorulsun diye ugrasan bicok amelenin bulundugu ve sahan in yakinda gosterime girecek recep ivedik filminin etkisiyle bircok amelenin topluca hucum edecegini ongordugum, sahibine ruya kapasitesini asacak akdar para kazandiran ve turklerin ingilizce oldugu icin turkce kullanim yamalari urettigi yakinda ebemide bulucam grubuna herkesin manidar bir sekilde uye olmasini temenni ettigim internet ruyasi....
ilk açıldığı zamanlarda sadece Amerika ve ingiltere gibi e-mail adresinin sonunda edu. olmadan üye olamayacağınız okullar arası network oluşumunu sağlayan site, ancak daha sonraları tüm dünyayı saran, ocaklar söndürme potansiyeline sahip (bkz: sevgililer arasında facebook yüzünden çıkan kavgalar)kumardan beter, başına oturunca oydu buydu derken saatin nasıl geçtiğini anlayamadığınız site.
genellikle bilgisayar ve internet alanında görülen gelişmelerin tarihine bakıldığında, bu başarılara imza atanların bill gates, steve jobs, steve vozniakvs. vs. ilk işlerine çok genç yaşlarda babalarının evlerinin garajlarında başladığı, sonradan milyar dolarlık cirolara ulaşan şirketlerin sahipleri oldukları dikkate alındığında, ne oluyoruz, valla bu hızlı yükselişlerin altında bir bit yeniği var düşüncesini akla getiren olaylar zincirinin bir diğer halkası olan facebook olayı.
(bkz: big brother watches you)
facebook olayını da bu kapsamda görmek herhalde pek de yanlış olmaz.
Tahminlere göre bu formatta giderse eğer 4 sene içinde monotonlaşıp sömürülmüş bir site haline gelerek batacağı hesaplanan sitedir, bu süre zarfında ne kadar vurgun yaparsak kar dedirten site * yok 8 milyar dolarmış yok yok 1000 milyar dolar hatta ameria sermayesinin yetmediği amerika döviz rezervinin karşılayamadığı site...
c3ponun anakin in henüz toparlamaya başladığı dönemdeki gibi iç organarıyla görülmüş site. sonradan c3po da dış kaplamasına sahip oldu, feysbuk da bir tık sonrasında robdöşambırını giyindi. ama gören göreceğini görmüştü artık.
(bkz: cortlamak)
- lan mistiq kedi facebook a üye misin?
- yoo len ne üyesi? face book ne?
- olm bööle bi site ilkokul arkadaşlarını buluyon filan....
ilk tanışmam böyle oldu bu siteyle. hemen sözlükten baktım hakkında 300 küsür entry girilmiş. herkes biliyor. ben de suyu çıkmıştır diye üye filan olmadım.
ta ki geçtiğimiz haftaya kadar. eski bir defter buldum, anı defteri diye, ilkokulda arkadaşlar sağolsunlar "kalbim kadar bu temiz sayfayı..." diye başlamışlar döktürmüşler de döktürmüşler. ad soyad yazanlar da vardı. yaklaşık bi 20 kişi. hadi dedim üye olayım.
ulen bir kişi bile mi bulunmaz ya?! evet ismi yazılanların hiç birini bulamadım. bazı isim soyadlar tuttu ama aynı isim soyaddan 4 - 5 tane var, ayrıca bunların hepsinin profili dışarıya kapalı ve resim de koymamışlar sağolsunlar.
arkadaş listemde bizim sınıftan bir kaç kişi var. ulen bana ne rakı sofrasından, ismimin harflerinden karakter tahlili yapmaktan ya da online kahve içip telveden yorum yapmaktan?!
türkiye ye kayıtlı görünen 1.5 milyon insan var, ki konumunu türkiye olarak seçmeyenleri de sayarsak 2 milyonu geçeceğiz sanırım.
ayrıca bu sitede adını soyadını asdf qwert şeklinde yazan on binlerce arkadaş da mevcut. olm isim yazmayacaksanız niye veri tabanını zorluyorsunuz a.q.
tanım : saçma sapan, gereksiz bir arkadaşlık sitesi, eski arkadaşlar bahane.
kemal sunal-fatma girik ikilisinin bir filmini tv'de görünce aklıma harika bir fikir getirmiş site. hep böyle manyak bir japon arkadaşım olsun istemiştim. girdim bu feysbuk denen naneye. hayır aklıma japon ismi de gelmiyor. derken, tek tanıdığım japon olan ki çin'li de olabilir, chun-le ismini girdim. street fighter'da az aduket çakmadım ben buna.
neyse, çıktı bir iki japon. onların da arkadaşları, arkadaşlarının arkadaşları derken, böyle zehir gibi akıllı görünenlere az buçuk var olan ingilizcemle dayadım döşedim hemen. "tanışalım, ben japon'ları çok severim" tarzı bir şeyler.
bakalım. sonuç ne olacak. eğer umduğum gibi giderse, tuba büyüküstün'ün videolarını göndericem. bana robotunu yapıp göndersin diye. fikri nerden kaptığımı anladınız siz.
ben de burdan mesir macunuyla baklava filan gönderirim artık..
bluetooth kulaklıkla bile hava atmaya çalışan insan evlatlarına ev sahipliği yapmaktasdır.. sözüm aracı, amacı dışında kullananlara, eksik tamlama, yanlış anlama gelmesin.
güzel kardeşim, kuzuciğim, evet senin bir cep telefonun var, cep telefonunun bluetooth'u var, allah için sende para da var. üzerinde kafam kadar moschino yazan gömlek, pis sakal, elde otomobilin anahtari şıkır şıkır oynuyorsun, kabadayi misin, ayi misin korkulur sormaya.
yani karizma ulaşabileceğinin son noktasında, havan binbeşyüz, hepimiz sana öldük bittik, sevgililerimiz seni yalamak istedi zor zaptettik.
bre gözünün yağını yedimin delikanlısı, o kulağındaki ne, ajan mısın racon musun, hiç aynaya bakmıyor musun sen canım vatandaşım, sokmuşsun kulağına kulaklığı kafandan mini bir dildo çıkmış gibi.
nedir startrek çekiminden mi geliyorsun, g.o.r.a misin, kimsin kimlerdensin, kim arar seni tayyip mi, rauf mu, süleyman mı, telefonu cebinden çıkarıp kulağına götüreceğin zamanın kaybını kazanman telefonu bir kaç saniye kulağında tutamaman için ne gibi bir sebebin var?
yoksa şapka, gözlük, yüzük gibi bir aksesuar mı sandın da kulağında gezdiriyorsun onu canım ciğerim. onun bir yeri var bir amacı var, bir sebebi var di mi ateşli kuzum?..
sen ne anladın da bluetooth'tan de yürüken, kafede oturuken kulağına soktun onu, kizlar mi hoşlandı senden ne oldu, nedir, arkadaşların mı öyle dedi sana konuş adamım. kabızlığa iyi geliyo deseler popona da sokacak misin onu ey görgüsüzün reklam tabelasi ha? anlat bize de biz de bilelim n'olur...
düşüncesini peydahlatan insandir. modeldir.
edit akbayram: evet bluetooth kulaklik bir amaç için üretilmiştir, lazımdır. her zaman her şeyde olabileceği gibi bunu amacı dışında sükse için kullananlardir mevzu bahis olan. yoksa bluetooth tu kaka demek hâşa haddime değildir. ilk cep telefonu çıktığı zaman da yadırgandı ama ihtiyaç haline geldi, walkman'e fil poposu kadar kulaklık takmak da moda oldu (gerçi o kulaklığın ses kalitesinden dolayi tercih edildiğini düşünmek ister deli gönül) lakin burada incelenen, haybeye kulaklığı takmış "gördünüz mü yaaaa" havasıyla ortada gezenler insanlarin hafif eğlence kaynağı olmasıdır. kimse bunun mahkemelik olması, dövülmesi arzulamaz. hem gün gelir biz de takarız, belki kız tavlamaya yarıyordur bilemeyiz ki.