gün gün etiketlenen fotoğraflarda 'party' yazısını görmek, klasörlere verilen 'uww koptuk gittik' tarzı isimleri görmek, 25 tane klasörün hepsinde içtiğini, sıçtığını, hopladığını, amuda kalkmış durumda görmek ne hoştur sayın dostlar*..
böyle eller 180 derece açılmış, sürekli gülen suratlar veya uçmaya çalışan gençlik ne gariptir a dostlar.. gotik bi görüntü yakalamak için her gittiği yere elinde fotoğraf makinasıyla gitmek ne güzel bir duygu olsa gerek.
çektikten sonra 'bakayım' diye aleti kapıp, 'ohh ohh yarın feyste hepinizi etiketliyeceğim' demek nasıl bir ruh halidir bre dostlar..
kime neyi ispat etmek acaba, çok merak etmekteyim.. 25 klasörün hepsine 'buzlu badem' anılarını koymak, önlerinden '70 lik bira' bardağını eksik etmemek paha biçilmez olsa gerek..
özel hayatının her dakikasını sayfalara yansıtan dıbıklara sormak istiyorum; anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı? yok bu o soru değildi.. neyse bi bok sormak istemiyorum. takılsınlar, seviyorum onları..
aslında sorun tam olarak, yapılan 1500 albüme 'ay vallahi ortalığın anasını sktik' tarzı hava vermek.. gösteriş budalası olmak ne kötü..
bunlardan biri ile bi arkadaş ortamında denk geldik, masaya sex on the beach söylendiğinde göt gibi ortada kaldırlar. içki geldiğinde minik bardaklarda 'shot' pozu verip, rakı gibi içtiler..
ertesi gün hiç geç kalmadan yeni bi klasör oluşturup, o günün resimlerini 'shot' adı altında piyasaya yaymışlar..
ulan köfteler, ne adamlarsınız siz..