faşizmin tahammülsüzlük demek olduğunu bilmeyen yazarın tespit sıçmasıdır. o ergen kafasıyla bilmem falancadan duydukları faşizm şudur, faşizm budur tanımlarıyla kara cahil zihniyete ayak uydurmuştur. faşistlere tahammül edemiyorsan sende faşistsin, kemndi görüşünden başka görüşlere hakaret ediyorsun faşistin ağa babasısın. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan sivilceli ergen. bsg.
siz de yığılmayın kardeşim diyerek asıl suçun yığınlarda olduğunu belirterek özetleyebileceğimiz önerme.
sizi, hakettikleriniz yönetir.
hak, dilenilen değil, kazanılan bir olgudur.
yığınların potansiyel ve mevcut utanç sebebidir. almanya 2. dünya savaşı'ndan sonra faşist yönetim tarzını terk etmiştir. faşist bir yönetim tarzı altında bugünkü ekonomik gücüne kavuşmamıştır. günümüzde de almanya 'da faşizmin siyasi kitlesel bir gücü yoktur, gündeme anca neonazilerin işlediği suçlar vs bağlamında gelir. alman yazınıyla azıcık ilgilenenler nazi almanyası gibi bir çılgınlığa ortak olmanın veya öyle bir rezilliğe şahit olmanın bile ne kadar kötü bir şey olduğunu algılayabilir. gerçi bunları faşizm hamasetleriyle gözü kararmış, insanları kitleler halinde yok etmeyi tasvip edip o düşüncelerle ağzının suyu akan zihniyette olanlara anlatmak zordur.
sol frameden de anlaşılacağa üzere vasıfsız yığınların dilidir faşizm. kimliksizliğin en pespaye çıkışı, en kanlı en vasıfsız kimliktir. kendisini fikrinin derinliği ve gücüyle değil yığınların miktarıyla ifade eder. saçmalığı oranında yüksek bir reytinge sahiptir kötü bir yerli dizi gibi.
her yerde kendini gösteren realitedir. bir türk olarak hiçbir türk'ün faşist olabilecek düzeyde bir zekaya sahip olabileceğini kabul etmiyorum. gerçek bir türk her şeyden önce onurlu bir insandır. bir türk olarak duyarsız olmayı en baştakendi ırkıma yakıştıramıyorum. türk kisvesi altında kanı övenlerin türk'lüklerinden de şüphe ediyorum.
bir gece beyniyle bezelyenin yerini değiştirsen, 3 yıl farkedilmeyecek faşistlerin yığınlara seslenme eylemidir. "ülke elden gidiyor", "b.ku yedik kışın komünizm geliyor", "aq ha bölündük ha bölüneceğiz, yetişin komşular" diye böğürüp dururlar. sonra da "ülkemi seviyorum diye bana faşist diyorlar" deyü zırlarlar. kalabalığın arasında tek olurlarsa "demokrasi, barış" nutukları atarlar. 10-15 kişi olurlarsa, dalalım, yıkalım triplerine girerler. fransa'ya karşı süt dökmüş kedi olurlar. yunan'a, rum'a, ermeni'ye, kürt'e, hatta türk'e (işine gelmeyenlerine) "dayı" kesilirler. amerika'ya karşı "yaltaklanırken" milliyetçi duyguları "kabarmaz", suriye'ye artistik yapmaya gelince milliyetçi şahlanış yaşar p.venkler.
faşizm hitap ettiği yığınlara girsin... herkes mutlu, herkes bahtiyar...
ileride güçlenince işleyeceği suçlara yığınları da ortak etmesi manasına da gelen bir önermedir. o yüzdendir ki, siyasette, toplumsal hayatta, tarihte sağduyulu olmak ve gaza gelmemek çok önemlidir. bireysel sorumluluk önemlidir ve kışkırtmayla yapılan kitlesel suçlara, katliamlara vs ortak olmamak da çok önemlidir. faşizmi tepesine çıkartıp yıkım yaşamış ve yaşatmış ülkelerin halkları sonradan çok pişman olmakta ve vicdan azabı çekmektedir. * (bkz: almanya)
Daha hiç bir ideolojiyi tam olarak anlayamamış, siyasetten bihaber ve kendini ağır bir bok zanneden ergenlerin yeni moda lafıdır.
Ne zaman pkklı ölse faşist türkler, yok faşizm yok ot yok bok.
Ne yani ülke bölünsün, biz dışarda şen şakrak dolanalım mı istiyorsunuz?
Belkide bazı gerzekler gibi gidip bar köşelerinde kız tavlamak için ideolojilerimizi mi kullanalım? Kendi vatanımıza, bayrağımıza mı sövelim? Nede olsa onları savunmak faşizm size göre.
Askerliğini günde en az 6 saat nöbet tutarak ve bunu içinden gelerek yapan biri olarak söylüyorum ki, sizin ileri derece humanizminize sokayım.
