şöyle ki; yeni evli bir çift düğün yorgunluğu mu desem gerdek yorgunluğu mu desem güzel bir uyku çekerler. bizim yeni yetme damat sabah erkenden uyanır, elbiselerini ütüler, çayı demler, güzel mi güzel bir kahvaltı sofrası hazırlar ve eşini öperek uyandırır, "kahvaltı hazır hayatım" der. kadın yatakta uyku sersemliği ile kapı aralığından ütülenmiş kıyafetleri görür, öpülerek uyandırılmıştır ve kahvaltı da hazırdır. içten içe yaşadığı çok iyi bi eş bulmanın mutluluğu ile kahvaltı sofrasına oturur. eşinin çayını dolduran erkeğimizin bir cümlesi ile yıkılır; "her sabah böyle isterim".
Maldır. Evlilikte herkes kendi görevini yapmalı. Oldu olacak götünü versin. Ayrıca kimse kusura bakmasın ama bu tip erkekler terk edilir. Çünkü bu dünyada kendilerine verilen erkek rolü üzerlerine oturmaz. Bir düşünün o tiplerin evlilikleri yürümez.
fakir erkektir. romantik ve düşünceli yazanlar olmuş. eğer gerçekten romantik ve düşünceli olsa sevdiceğine hizmetçi tutardı. sonuçta her gün kahvaltı hazırlamaz.
uzun süreli bir evliliğin sevgisini, centilmenliğini ve kadirşinaslığını köreltemediği erkektir.
Hatta biraz peynir, çift yumurta ile bir omlet, biraz tereyağı, dilimlenmiş bir domates ve bir bardak çaydan ibaret mütevazi kahvaltı tepsisini eşinin yatağına götürür bu adam.
Sonra elleriyle besler sevdiceğini.. Eşinin ısrarıyla birkaç lokma alsa da onu asıl doyuran eşinin yaşadığı çocuksu mutluluktur.
Lan gay ya da aldatan erkek değildir.O eş ki, o erkeği bir gün önce mutluluktan ağlatmıştır. Ona herşey değerdir.
öpme kısmına eyvallah da yatakta kahvaltıya prensip olarak karşı olduğum için; kadın ya da erkek fark etmez kim yapıp getirse "saçmalama, doğru düzgün masada oturur yeriz. önce bir elimizi, yüzümü yıkayalım" derim. sabah uyandığında zaten hemen kahvaltıya dalacak bünye de bir garip, zira önce bir ayılıp kendine gelmek lazım.