ayıp bir başlıktır. bu çağda bu zihniyeti taşıdığı için. tıp ta ayıp, günah olamaz. branşında kim iyiyse ona bakarım şahsen. jinekoloğum bir erkek ama ben onu hiç erkek olarak değil doktorum, dermanım olarak görürüm. sonuç olarak, beni türk hekimlerine emanet ediniz.
allah bilir dini vecibelerle ilgili meselerde de eşinin bir imama, bir erkeğe danışmasında sakınca görmeyen tiptir. eşini erkek doktorlara göstermeyen zihniyet ise camide bile kadın hoca isterler herhalde eşleri için. yoksa mazallah.
al bir de buradan yak.nasıl bir mantıktır ki bu; karımı erkek doktor muayene edemezi geçip doğum gibi yüce;bir o kadar riskli bir durumda dahi mantıksız bir tez sunar ortaya. yazık! sen en iyisi doğacak çocuğun için 9 ay boyunca doğum eğitimi al,hem masraftan da kurtulursun...
bir hastanede hem kadin hemde erkek dogum uzmani varken esinin kendini ellettirme egosunu tatmin etmesi icin erkek doktora göz yuman tiptir. domuzun esini kiskanmadigi gibi onu kiskanmaz. erkek, bir kadina kendini ellettiremediginden icinde ukte kalir,ya kendini tatmin etmek icin baska kadinla birlikte olur yada bosanirlar. cünkü böyle bir durumda sevgi ortada yoktur, saygi ise catiya saklanmistir(askla birlikte). vel hasil-i kelam karisini seven, onun vücuduna, anneligine, saygi duyan erkek, (hem kadin hem erkek doktor olan hastanede) esini kadin doktora muayene ettirir.
yuh dedirten baslık. bu baslıgı acan ve destekleyen insanlar kadin genital organlarını cok matah zanneden daha ömrunde am görmemiş yazarlardır. bir kadın eger doktora gidiyorsa bir iltihap veya bir rahatsızlık sonucudur. klozet temizlemekten cok az farkli hisler verir. ancak en cok para kazandıran uzmanlik dalıdır.
erkekler doğurabiliyor mu diye düşündüren başlık. eşini erkek kadın doğumcu eline bırakan tip diye başlık olsa anlayacağız bir şeyler.
erkek doğum uzmanı olmaz. erkek veya kadın kadın doğum uzmanı olur. doğum zor bir olaydır. çocuğu içerden çıkartmak bazen güç ister. kaslı erkek kadın doğumcular daha başarılıdır. bizde bir tane yardımcı doçent suna özdemir var. kadın kendi zor ayakta duruyor. ancak myom ameliyatı gibi ameliyatlara giriyor. *
bazı öküz tiplerin komedi tepkilerine neden olmuş "tip".
herif okumuş, uzman olmuş. herkesi (evet senin gibi öküzleri bile) tedavi etmek, sonuna kadar uğraşmak için yemin etmiş, yıllarını vermiş, saçlarını beyazlatmış.
hayattaki tek ama tek amacı hizmet etmek.
Bu yüzden "doktor" demişler ona.
senin beynine giden oksijen, araban virajı alamayınca uçtuğun uçurumdan sonra dağılan ve tekrar toparlanan yüzün, gece hastalanan çocuğunun ilacı, iş kazasında kopan ama sakat kalmadan yerine dikilen kolun..
hepsi bu ve bunun gibi adamlara bağlı lan.
sapık namus anlayışını yerler senin.
Sen karının doğumuna hangi doktorun gireceğine karar veremezsin güzelim.
hangi doktorun girmesi planlandıysa o girer.
senin bu konuda dileyeceğin, dilemen, istemen gereken tek şey karının doktorunun en iyisi olmasıdır. bacağının arasında bir adet sik olmaması değil.
Esasında baban da belki eşini erkek doğum uzmanının eline bırakmamalıydı, belki de annen kürtaj olmalıydı?
belki de o zaman işi sadece senin sağlığını düşünmek olan, bunun için yıllarını veren insanlara saygı duyacak bir başkası doğardı.
ha bir de;
doğum esnasında eşini ya da bebeğini kaybedersen (ki umarım öyle bir acı yaşatmaz tanrı) o zaman anlarsın doğum uzmanının cinsiyeti önemli mi, değil mi.
eşini erkek doğum uzmanının "ellerine bırakan" tip zaten doktora onun vajinasını değil, eşinin ve çocuğunun hayatını emanet ettiğinin bilincindedir.
şimdi hastalıklı namus anlayışını, seksizmini al, git.
Önce o veya bu şekilde bilimden uzak olarak erkek gibi düşüneyim.
Hatunların sağlıkları düzenli olarak bu doktora gitmelerine bağlıdır. illaki hamilelik durumu olacak diye bir şey yok.
e o zaman normal koşullarda rutin bir şekilde gidiyorsa hatun kadın doğum uzmanı tercihimizdir.
mesele doktorla da alakalı değil tamamen erkek egosuyla alakalı.
Ha doktorla ilişkiler hamilelikle alakalıysa, erkeği kadını farketmez. bu da garip bir hissiyat anlamadım gitti.
Şimdi bilimden uzak olmadan düşüneyim.
Ben gemi inşaatçıyım, Millet güzel mi güzel bir yelkenli gördüğünde ah o gemide ben de olsaydım açık denizlere yol alsaydım modunda hayran hayran bakar.
Ben ise onun üretim prosesini, kirini pasını, her ne kadar mühendislik harikası olsa da o veya bu şekilde kompozit malezemedense kompozitini, ahşaptansa ahşabını görürüm, kullanılan kimyasallar kimi zaman genzimi yakar vs yani bir profesyonel olaya nasıl bakıyorsa öyle bakarım.
Ha bahsi geçen yelkenli benimse daha çok normal vatandaşın mantığıyla hayran hayran severim, mutlu mesut binerim.
tamamen dönemesem de amatör bakış açımla gemiye yaklaşırım.
Ha benim doğal erkek tepkimle, bilimle bir olmuş erkek mantığımın ortaya çıkardığı ikilem sorun değildir pek, sonuçta sağlık ne gerektiriyorsa onu yaparım.
Lakin bu ülkede sağlığından önce mal mal şeyler düşünen bir ton mal adam olduğu için tartışma konusu olacaksa bu malların düşünceleri tartışma konusu olmalıdır.
hem bir engelli hem de bir çocuk olmak,çocukluk güzel şeydir tabiib bir de özgur olunca kendi hastalığın için oyunlarını bölmek zorunda kalmamaktır.erken yaşta tanışmamaktır sorumluluk ve acıyla.doktora sadece grip olduğunda ya da ateşlendiğinde gitmektir belkide çocukluk.çocuksanız eğer hayatta sabahtan akşama kadar sokaklar hep sizindir oralar sizin hakimiyet alanızdır.üzeriniz çamurluhalde gelirsiniz eve anneniz çok kızsa da hiç kıyamaz aslında. ama bir engelli içir çok daha zordur çocuk olmak.oturduğunuz evin sokaklarını ezberleyeceğınize hastane koridorları ezberiniz olur.ellerim,ayaklarrım çamura bulansınistersiniz ama imkansızdır erkenden bırakmak zorunda kalırsınız oyuncaklarınızı çünkü tedavi herşeyden daha önemlidir size.heveslerinizi acımazızca alır elinizden hastalığınız.çünkük koşmak için önce yürümek gereklidir ama sizde oda yoktur.bu yüzden dğer çocukları çok kıskanırsınız bütün bunlar yetmezmiş gibi zamanda kötü oyunlar oynamaya başlar.geri gelmeyecek vakitleri çalar götürür elinizden.hayal kurabilmek için mücadele etmek zorundasınızdır.şimdi ben 19 yaşnda bir genç kızım.her ne kadar giden çocukluğum için üzülsem de hayallerim ve gençliği uğrunda savaşıyorum,onları da kaybetbek istemiydrum
bu konuda yukarda entrylerim var. hatta arada yazanlar sildiği için ard arda kalmış. ama düşüncelerimi değiştirmiş bulunmaktayım. mümkünse eşini erkek "kadın doğumcu"ya götürmek istemeyenler lütfen götürmesin. kadınlar belirli bir yaştan sonra kanser açısından hiçbir sorunu olmasa bile yılda bir kez kadın doğumcuya gitmek zorundadır. namus önemlidir. namusunuza sahip çıkıp götürmeyin ve kısa zamanda sevdiğiniz eşinizin ölümüne sebep olun.
sizin gibileri çok görüyoruz. götünde kocaman karpuz kadar kanser veya hemoroid oluyor ama namus meselesi diye doktora gitmiyor. ölüp gidiyor. be adam zamanında tedavi olsan iyileşeceksin ama olmaz namus önemlidir. ölümüne namus...
tek üzüldüğümüz nokta avrupalı doktorlar türk milleti ile dalga geçmekteler. yabancı kolon kanseri hastaları ameliyat olduklarında kanser yarım santim ile iki santim arasındayken türk hastaların en küçüğünde portakal kadar oluyor ve türk kanseri diyip gavurları kendimize güldürüyorsunuz. portakal kadar büyümüş kanseri olanın 6 ay içinde ölme ihtimali % 98 fakat o altı ayı rahat yaşayabilsinler diye ameliyatı yine de yapılıyor. kolon kanserlerinin % 50'si kıçımızın son kısmındadır ve rektal tuşe ile belirlenebilir. çok basit bir işlem olmasına rağmen namus meselesi yapan hastalar ölüp gidiyorlar. hastanın red ettiği halk arasında kıça parmak atma işlemini doktor da yapma meraklısı değil. işine geliyor ve olan hastaya oluyor. namus önemlidir, aman ha elletmeyin, ölün gidin de nesliniz tükensin.
laiktir, ittir. onun yerine eşinizin göbeğini abazan bir hocaya üfletiniz. size benzemese de boy boy çocuklarınız olur, kısırlık sorununuz anında çözülür.
bu tipler herkesi kendi gibi zanneden tiplerdir aynı zamanda. bunlar için varsa yoksa kadın kukusudur. herkesi de kuku sevdalısı zannederler. bu tipler aynı zamanda ormanda 120 namus bekçisi gücündedir.