islamın ta kendisi. asırlardır olduğu gibi koca bir ülke zorla akıl hastası gibi yaşatılıyor, her türlü eğitim olanağı zavallı insanların yüzüne kapatılıyor.
Önce ders konularımızın genelin de M. Kemal in adı geçerdi. M. Kemal in siyası görüşünden tutun, bilim hakkındaki görüşlerine kadar ders kitaplarında mevcuttu. Hele bir " din kültürü ve ahlak bilgisi" ders kitabı vardı ki içinde Allah kelimesinden çok M. Kemal in adı geçiyordu. işte bu yoldan taviz verdik eğitim sistemi çöktü.
Askeri envanterlerimizin yazılımlarını yapamıyorduk ama ders kitaplarımız hep M. Kemal ile doluydu.
Dünya sıralamasında ilk beş yüz üniversitenin içine hiçbir zaman girememiştik ama ders kitaplarımızı m. Kemal ile doldurmuştuk.
50 şer, 60 şar kişilik sınıflarda koyun koyuna okuyorduk, hafta da bir banyo yapmak lükstü, yamalıklı elbise giyiyorduk ama ders kitaplarımız m. Kemal ile doluydu.
M. Kemal in adını anmayı azalttık ve battık, bittik, vatana ihanet ettik , hepsi bu.
Her hükümet kendi ideolojisini eğitim üzerinden çocuklara, gençlere vererek kendine karşı gelmeyen bireyler yetiştirmeyi hedefler. fakat ne yapılırsa yapılsın hala hedefe ulaşılamadığı için eğitim sistemimiz sürekli değişim göstermektedir. Onun dışında öncelikle önem verilmesi gereken egitimcilerin eğitimidir. Ne zaman ki mesleğini gerçekten layıkıyla yerine getiren öğretmenler olacak o zaman eğitim seviyemiz yükselecektir.
insan kalitesi düşük zira. öğretmenini dünyanın en değerli bilgileriyle kuşatsan, "amaaan kaldırır birini tahtaya kitabı baştan sona yazdırırım tahtaya ben de instaya bakarım ders boyunca" zihniyetini kafasından silemezsin. çünkü analar babalar aman yorulmayacağın iş seç, aman sen karışma, aman başını salla al maaşını, suya sabuna dokunma diye yetiştirdi bu öğretmenleri. hepsi ders yapmama peşinde. teneffüste öğretmenler odasında gıybet peşinde. öğretmenler üzerine kurduk örneği ama memlekette herkes öyle. kimse değer katmak, iyileştirmek güzelleştirmek heveslisi değil. hiç öyle anlatıldığı gibi iyi insanlar topluluğu falan da değiliz. birine bir bardak su versek, arkasından bir ay dedikodusunu yaparız. hak, hukuk bilincimiz sıfır. kendimizle ilgili inanılmaz yalanlar söyleriz, enkötüsü de; en güzeli, en iyisi en adili olduğumuza inanırız. ama bir gün içerisinde evrene gönderdiğimiz negatif enerjinin haddi hesabı yok. baya bildiğin saf kötülük.
ee bu kadar tembelliğe, bunca boşluğa eğitim nasıl iyi olsun. eğitimcinin eğitmeye, eğitilenin eğitilmeye niyeti yok. varsa yoksa köylü kurnazlığı.
çünkü siyasetçilerin kendi çıkarları, kavgaları varken eğitime sıra gelmiyor. her gelen ( bu iktidarda daha fazla) kendi ideolojisini müfredata yerleştirmekten başka bir iş yapmıyor. dertleri uygar dünyaya entegre olabilecek, meraklı, yaratıcı dolu dolu nesiller yetiştirmek değil ideolojik kavgalar yaparak, kendi dünya görüşlerini empoze etmek.
hal böyle olunca okulu sevmeyen, hiç birşey öğrenmeden ( ne hayata dair, ne bilime ne de sanata) milyonlarca genci mezun edip mutsuzlar ordusu yaratıyorlar.
anlayışın tamamen değişmesi lazım ama şu son teog meselesinden sonra umut yok gibi görünüyor.
çünkü eğitim sistemimizin temeli seküler kemalist anlayışa dayalı. zamanla hallolacak bunlar. önce karma eğitim kaldırılmalı. sonra çocuklara genç yaştan itibaren atatürk'ün kargaları nasıl kovaladığı değil, fatih sultan mehmet'in zındıkları nasıl kovaladığı anlatılmalı. sonra gereken manevi ve bilimsel kavrayışın temeli atılmalı falan filan.
sabah ak dediğine öğlen kara ikindi vakti tekrar ak akşam namazında kara yatsı namazında lacivert diye bir adam yüzünden cevabına sahip sorudur. ismi lazım değil..
adamın ağzından çıkan tek cümle ile tüm müfredat değişiyorsa tüm sınav sistemi değiştiriliyorsa eğitimin kalitesi nasıl yükselecek ? kendi kararlarını veremeyen bir milli eğitim bakanı ve kurumu var nasıl olacak bu iş..
günümüzün en ciddi sıkıntılarının sadece işsizlik, terör, yoksulluk olmadığı
en az bunlar kadar eğitimin de ciddi bir sorun olduğu son teog olayıyla ortaya çıktı.
" eğitimin kalitesi neden düşük " sorusunu ilber ortaylı şöyle yanıtlıyor.
" “Çünkü eğitim programını hazırlayan ve müfredatı kontol edenlerin kendileri düşük”