Sistem diye bir durumun olmaması. Her gelen bakanın kendi kafasına göre eğitimi tekrardan şekillendirmeye çalışması. biz mucit değil ara eleman ülkesiyiz diyebilen bakanların olması ve 1400 yıldır hiç kimseye yaramamış bir ideolojinin içine zorla sokulmaya çalışılması.
mesleki eğitim alan öğrencilerin kendi mesleklerine ait bölümlerin üniversitesini okumaya kalktığında mal gibi kalması.
misal: Arkadaş teknik lisede makine okumuş biri makine mühendisliği yazdığında bu adam "fizik görmedik.. matematik görmedik.. sayısal bir şey görmedik" diyerek haklı olarak ömrü üniversitede çürüyor... bu adama adam akıllı eğitim verin lan. adam resmen lisede işçi olmaya odaklaştırılmış. ayıp...
adı üstünde eğitimken hatta temel eğitimken, daha ilkokul sıralarında "kim daha iyi, kim daha akıllı, kim daha çok çalışıyor" şeklinde güzelim körpecik beyinleri rekabete, üste çıkmak için altındakini ezmeye yönlendiren sistemin neresini konuşalım ki?
sonra biz niye böyle olduk? daha temeldeyken insanlığı değil, birbirimizi sikmeyi öğretiyorlar. yazık...
öğretmeye değil ezberletmeye dayalı bir sistem olması. okul ortamında -en azından liseye kadar- yeterli sosyal ortamın sağlanamaması. ütopik ders saatleri ve boş yada (özellikle tarihte) eksik bilgiler. sürekli değişen sistem. üniversitelerin kalitelerinin düşerek günden güne liseye dönmeleri. askerdeymişiz gibi getirilen ve okuldan soğutan saçma yasaklar; örneğin saç sakal kontrolü, telefon kontrolü, üniforma zorunluluğu, tırnak kontrolü, ayakkabı kontrolü vs. 5 üniversite bitirmiş profesör havasındaki ilkokul-ortaokul-lise öğretmenleri. rahatsız edici sıralar. her iktidarın eğitim sistemini kendine göre uyarlaması. öğrenilecek ortamın sağlanamaması...
Bir sistem ne kadar büyük olursa gelişmesi ,düzenlenmesi,takip edilmesi o kadar zorlaşır.Bu sistemlerin en büyüklerinden biri de eğitim sistemidir ve şahsi görüşüm tamamen saçmalıktır.
Hele ki üniversiteler tamamen vaka özellikle mühendislikler için konuşacağım.
Fakülteler bize bir şey öğretmek değil nasıl sınavlardan geçilir bunu öğretiyor resmen.
Durum çok kötü.
Bölüme geçiyorsun önünde koskoca 4 sene var ama her ders için sınava sokulup duruyorsun ve not kaygısı yüzünden kendini bir şeye değil 40 şeye odaklaman gerekiyor buda bir alanda uzman olmana engel oluyor.
Diğer bir konu hocaların donanımsızlığı adam doçent olmuş ama boş, vur ses gelir.Ya kendi alanı bu değil ya da torpille gelmiş bu günlere başka bir seçenek kalmıyor ama bana ne sonuçta bana bir şey katmıyor.
Kendi kendime şu kararı verdim eğer ilerde bir şirketim olursa kesinlikle okul okumuş mu okumamış mı diye bakmayacağım iş ilanına bile bilmem nerelerden mezun olmak falan yazmayacağım.
Ne biliyorsun ?
Bu güne kadar neler yaptın göster.
Bitti bu kadar amına koyayım okulların.Sanki bir sikim öğretiyorlar.Koskoca mühendislik fakülteleri azimli hırslı üç beş kişi sayesinde ayakta emin olun buna.
Hemen daha bu gün yaşadığım bir örneği size aktarıyorum.
Bilgisayar mühendisi 4. öğrencisi teknokente işe girmiş ve şirket ondan sadece ad soyad ve cinsiyet gibi bilgileri alıp veritabına kaydeden küçük bir web formu yapmasını istemişler.Sonuç ?Yana yakına kime yaptırabilirim diye okulun içinde geziyor.Ulan yavşak sen mühendis unvanını alacaksın.Bilmeyen biri için bile maksimum 2 günlük iş lan 2 gün lan çıldırtmayın beni orospu çocukları.
Niye sen yapmıyorsun diye sordum.Kem küm etti nasıl olacak ki şimdi yapamam ki falan dedi .içimden dedim seni mühendis yapıp dördüncü sınıfa kadar getiren sistemin anasını avradını sikeyim !
Bu sadece karşılaştıklarımdan biri bunun gibi binlerce var.
Şirket sahipleri kulak verin !Eğer gerçekten işi bilen birini istiyorsanız iş başvurunuzdan ilgili bölümler şartını kaldırın , onlara ne bildiklerini ve bu güne kadar ne yaptıklarını sorun .Falanca üniversiteyi bitirmiştir bu çocuk zekidir diye düşünmek sizi büyük bir yanılgıya sokar çünkü sistem zeki adamı seçmiyor.Ezberlemesi güçlü,aile desteği olan,maddi açıdan sıkıntı çekmeyen işini sevip sevmediğini bile bilmeyen insanları mezun ediyor üniversitelerden bu sistem.Sakın ola öyle bir hata yapmayın gerçek cevherleri kaçırırsınız.
Son olarak sistem nasıl olmalı o zaman sorusuna kendi cevabın(mühendislikler için diyorum).
Proje odaklı bir sistem olacak ve not kaygısı olmayacak.Nasıl mı ?
Birinci sınıfta bütün alanlar tanıtılacak öğrenciye bir yıl boyunca ve sonra alan seçmesi istenecek.
Bilgisayar mühendisliği için şöyle ki;ilk yıl, robotik,yapay zeka,programlama gibi alanlar tek tek tanıtılacak bütün öğrencilere sonra öğrenci bir alan seçti mi arkadaş seçti diyelim ki programlamayı seçti.
Okulun tek yapacağı şey o alanla ilgili ders vermek ama sınav falan yok sadece devamsızlık şartı var ve öğrenciden okul bitene kadar üç sağlam proje sunması istenecek tamamlanmış hazır güzel bir şekilde bunu insanların önünde sunup kendi ürettiği şeyi hem anlatacak hem sevdirecek hem nasıl konuşması nasıl sunum yapması nasıl üretmesi gerektiğini hepsini öğrenmiş olacak.Hocalara da teknik tarafını tek tek göstere göstere anlatıp kendi yaptığını kanıtlayacak.Toplam üç proje üç yıl için bitti bu kadar.
Bu sistem şu an ki eğitim sisteminden 171862381726831 kat daha verimli olmazsa daha başarılı ve alanında donanımlı insanlar çıkarmazsa piyasaya gelin yüzüme tükürün.
1. meb ve başındaki şahıs. meb'in bağımsız bir bakanlık olması gerekiyor. aksi halde iktidara geçen kendi sistemini dayatır. imam-hatip örneğinde olduğu gibi. meb'in başında ise en az 3-4 üniversite okumuş eğitim kökenli bir bakan olması şart.
2. yapılandırmacı eğitim sistemi.
3. ücretli öğretmenlik.
4. yaş haddini doldurmuş öğretmenlerin emekli edilmemesi.
eğitim sistemimizin atatürkün kurduğu gibi milli olmaması. araştırın atatürk dönemindeki ve sonrasındaki bir dönem dünyanın en iyi lise eğitimini veren üç ülkeden biriydik. şu an gerçekten aydın olan insanlarımız da zira o devirde yetişmiştir. şu an eğitim dış güçlerin elinde tarih kitaplarimiza bakin anlarsınız zaten. acilen eğitim sistemimizdeki yabancı danışmanlarin gönderilmesi lazım.