şarkılarında hüznü ve mutluluğu birlikte yaşatmayı başaran gruptur. kimi zaman melodi insanı mutlu eder, sözler kalpte bi yerlere dokunur, kimi zamanda tam tersi.. nasıl bir dengedir bu. insanın dinledikçe dinleyesi geliyor işte böyle olunca da.
Fayton
Aşk hiç biter mi?
Seni düşünmek güzel şey
Kadıköy .
Eksik birşey
ve 1980 şarkılarıyla dertlere tercüman olma yeteneğine sahip olan grup.
(bkz: Anaçımsı ezgiler)
Ayrıcana 26 Eylül'de buraya(Sinop'a) gelip çevre bilincini artırmak ve kamuoyunun dikkatini bu noktaya çekmek amacıylan konser verecek olan şarkıcılar arasındadır. http://www.hurriyet.com.tr/magazin/magazinhatti/15720236.asp
dinlemekten büyük keyif aldığım başarılı müzik gruplarından biri.
15 eylül 2010 çarşamba günü, "serhan şeşen müzik felsefe ve yaşama saygı derneği"nde konser verecek olan ezginin günlüğü yine adından söz ettirmeyi başaracak eminim. biletleri 50tl, saat 20:00 de yemek ve alkolsüz içecek servisi olacak. 21.00 de ise konser başlayacak. konser, dernek yararına düzenlenecek. meraklılarına şimdiden duyuruyorum. benim için eksik bir şey mi var şarkısını söylemelerini umut ediyorum.
hüsnü arıkan'ın grubu bıraktığı haberini yeni duydum. ve inanmak istemiyorum. tamam grupta herkesin kendine göre misyonu var vs. ama. ulan kim yapacak benim hayatımın şarkılarını şimdi. gece gece dertlendim be.inşallah yalandır. ve anlamadığım beyoğlunda hala cuma günleri tav bardaki konseri için her köşeye direğe afişleri asılmaktadır.anlamadım gitti ya.
işte sana konuşan biri
dilsiz ve dudaksız
durmadan koşan biri
elsiz, ayaksız
böyle koşup durmak
senin neyine gerek
boşlukta ayaksız yürümek
gökteki ay gibi
ben bir denizim, ben bir denizim
kendi içinde taşan
ben bir denizim uçsuz bucaksız
kıyısız, hür bir deniz
"kıyısız deniz" ne güzel şarkıdır. ezginin günlüğü'nün dinlenmeye değer her bir şarkısı ama bu şarkı bir başkadır benim için.
dün gece bursa hayal kahvesi'nden bize güzel bir konser vermiş grup. ya bide hatun kişisi nasıl da gülümseyerek söylüyor bütün şarkıları. güzeldi güzel.
Yıllarca dinlemekten doyamadıgımız, bizi alıp bambaşka diyarlara, özellikle deniz kokan diyarlara götüren muzik toplulugudur. Asla eskimeyecek şarkıların altında imzaları vardır. Günümüz muzigine şöyle bir bakınca, Ezginin Günlüğü muzikte kulagımız için bir kaçıştır aslında, ya da sıgınacak bir kapı. Moladır şehir karmaşasında. Şarkıların sizi biraz olgunlaştırdıgını düşünürsünüz dinlediginizde. Bir buyuk rakı acma istegi uyandırabilir olmadık bi anda. Eski kokar şarkılar, geçmiş kokar. Özlenenler canlanır gözünüzün önünde, çocuklugunuzu özletir Ezginin günlüğü.
sunay akın'ın yazısından anlamını daha bir iyi anladığmız müzik grubudur.
''Ezginin Günlüğü, komşunun çocuğundan ödünç istediğimiz Orta Atlas'ı anımsatır bana; Coğrafya ödevimize yardımcı olan o kitabın sayfalarındaki haritalarda, aradığımız, dağı, dereyi ya da denizi bulmamız için bize rehber olan komşu sevgisidir, dostluktur. Elimizde pusula olmasa da, avucumuzda henüz soğumamış olan insan sıcağıdır yol gösteren, dağları deviren, denizleri aşan.
Sanat eserleri şairi besler, büyütür. Bir resim, bir heykel ya da bir şarkı. Ezginin Günlüğü'nün dinlediğim her eseri yelkenlerime rüzgar oldu, gecenin karanlığında deniz feneri gibi yolumu aydınlattı. Şiirin kapı komşusu olan müziğin
güler yüzlü komşusudur, Ezginin Günlüğü. Sokağımızı dolduran, genişleten şarkılar onun açık penceresinden taşmıştır. Beyaz perdeleri bir duvak gibi salınır rüzgarda. Eşiğinde de hep çamura, toza, toprağa bulaşmış, evi kirletmesin diye içeri alınmayan bir çocuk ayakkabısı vardır.
Ezginin Günlüğü'nün kapağı ne renktir, bilemem... Çünkü bu günlük hiç kapanmamıştır, sürekli açıktır sayfaları. Şunu söyleyebilirim yalnızca; Sayfalarından biri Asya, öteki Avrupa kıtasıdır. Tam ortasından da bir deniz akar, gider. Ezginin Günlüğü istanbul, istanbul Ezginin Günlüğüdür. Bu yüzden, sayfaları çevirirken bir bakarsınız ki, yosun kokmaktadır parmaklarınız.
Neler dökülmez ki Ezginin Günlüğü'nden hayatımıza; kurutulmuş boynu bükük bir papatya, vapur dumanı, sevdiğimiz bir şairin fotoğrafı, tırnağımızla düzelttiğimiz yıldızlı çikolata kağıdı, o gün doğacak bir kız çocuğuna önerilen adı sevdiğimiz için salkıdığımız bir saatli maarif takvimi yaprağı. Yani hisse senetlerine karşı, hissi senetler.
Dize gelmeyen şairlerin dizeleri dalga olur, alır götürür bizi güzel kıyılara. Ezginin Günlüğü'nü dinledikçe uçan halılara, define adasına, Alaattin'in sihirli lambasına, deniz kızlarına daha çok inanıyorum, daha bir seviyorum Pal Sokağı'nın çocukları'nı, Don Kişot'u Şarlo'yu.
Teşekkür ederim Ezginin Günlüğü; Birbirinden güzel şarkıların için sana teşekkür ederim. Sen olmasaydın hayatımızda pek çok şey eksik kalacaktı!''
insanın boğazında düğüm, içinde yara olur bazı şarkıları.
ama öyle popülerlik içeriksizliğinde ya da arabesk avamlığında değil...
en yoğun ve dert sahibi yapan hisleri, olabilecek en ağdasız ve aynı zamanda en zengin anlatımıyla verebilecek derecede sahicidir ezginin günlüğü. eski aşkların, anıların, mazinin acı tatlı yanlarının resmi yayın organıdır. damakta "gözyaşı" dimağda "özyaşı" tadı bırakır.
Senin tenin sıcak,
Benim içimde bir kedi
Yumdu gözlerini -işte aşk- dedi.
Parmak uçlarım tanımak istiyor seni,
Dokunmak istiyor çocuklar gibi.
Önümde uzayıp aksın bir su gibi,
Merak ettiğim gövden.
Ateşte çaydanlık, camda yağmur,
Bahçemde ıhlamur,
Masamda incir rakısı, yatağımda ten kokusu.
ilk aşk albümü beni benden alan,ama her albümünde,her şarkısında ayrı tatlar bırakan grup.
çok sevdiğim,tatlı peltekliğinin beni benden aldığı tütün kokulu sesi olan hüsnü arkan'ın gruptan ayrılmasından sonra eski tadı kalır mı diye düşünüyorum. kalsın. kalmalı.
hüsnü arkan'dan canlı canlı ilk aşkı dinlemeden ölürsem,bilin ki hortlar gelirim ben. *