Bu soru samimiyet çerçevesinde sorulmuştur. googledan araştırmak yerine sizin görüşlerinizi merak ettim, eleştiren arkadaş dönüp bir daha soruma baksın.
Benim için fark etmez aslında. Türkçe de Arapça da okunabilir. Lakin öyle bir algı var ki kimi insanlarda, sanki ezanın arapça okunması farzmış, Kur'an böyle emrediyormuş gibi tepki veriyorlar.
ezandaki telime i tevhidi ve kelime i şehadeti türkçeleri karşılamıyor. mesela türkçedeki gönül kelimesi yabancı bir dile tam olarak çevrilemez. Mesela Saudade Portekizcede “Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his” anlamına geliyormuş. Bir dil tam manası ile diğer bir dile çevrilemez.
Ayrıca hristiyanlığın bozulması ve incilin tahrif edilmesinin en büyük nedeni tercüme edilerek çoğalması olmuştur. ibranice inen incilin aslı yoktur ve tercümeler zamanla bozulmuştur. Ezan da tercüme edilseydi şimdiye kadar çok değişmiş olurdu. Kaldı ki bundan 100 sene önceki kelimeleri anlamayan bizler için 100 sene önce değişen bir ezanı tekrar değiştirmek gerekecekti.
Müslümanlar kardeştir ve ortak dilleri kur'andır. Hac vesilesi ile bir araya gelen çeşitli milletlerden müslümanlar beraber namaz kılabilir, biri müezzinlik yapıp diğeri namaz kıldırabilir. Ana dilde yapılsaydı kimse diğerinin imamlığını ve müezzinliğini kabul etmezdi.
hayatı boyu dua etmeyen oruç tutmayan kurban kesmeyen zekat vermeyen (gerçi bunlar aç tarzan) cuma namazı bile kılmayan ibişler ezanla ilgili nasıl fetva veriyorlar .
türkçe ezan anlamsız manasız olur tanrı uludur tanrı uludur diye başlangıç mı olur. siz hangi maddeyi içiyorsunuz ha..
insanların "neden?, niye?, niçin?" sorularıyla sorgulamaya başlayacağı korkusu nedeniyle.
düşünün sadece anlamadan kur'an okuyarak sevap işlediğini düşünen insanlarımız var ve bunlar özellikle ramazan ayını karşılamak adıyla toplanarak "ne okuyor ve ne anlıyorum" demeden kur'an okuyarak günahlarının bağışlanması için dua ediyorlar. camilerde bu konuyla ilgili özel bir hizmet bile veriliyor.
"oku" diye başlayan bir kitabın sadece bu kısmını itinayla yerine getirmekte bir birimizle yarışmaktan büyük keyif alıyoruz maşallah, inşallah.
Ali fuad başgil: "Dinlerin kendilerine mahsus ve bünyelerinin mantığına uygun akîdeleri ve ibâdet usulleri olduğu gibi, birer de ibâdet ve dua dili vardır. Bu dil, o dîne mahsus olarak ve o dînin nasları ile ve asırlar içindeki teâmülleriyle yerleşip kökleşmiştir. Meselâ Hıristiyanlıkta Katolik Kilisesinin ibâdet dili Lâtincedir. Müslümanlığın ibâdet dili de Arabçadır. Çünkü islâmın mukaddes kitâbı olan Kuran, Arabçadır. Müslüman ferdin ibadet hakkı, ibâdeti, islâm dîninde yerleşmiş olan usûl, âdâb ve lisân ile yani Kuran diliyle yapabilmesini îcab eder. islâm dînine mahsus ibâdetlerin usûl, âdâb ve lisânı üzerinde herhangi bir düşünce ile oynamak ve bunları gelişi güzel değiştirmeğe kalkışmak ve meselâ Ezânı asırlardan beri dünyanın dört köşesinde günde beş defa okunduğu dilden başka bir lisanla okutmağa zorlamak, yalnız diyanete değil, aynı zamanda Müslüman vatandaşın ibâdet ve duâ hakkına zâlimce tecâvüzdür."