işin mantıklı olan tarafıdır.
şimdi bir günde insanın 5 defa duyduğu ezan, kuran'da arapça yazılmış diye illa arapça mı olmalıdır? peki bu soruya evet diyen sayın arkadaşlarımın mantığına göre gidersek, kuran'ın türkçesini okumak da sevap kazandırmıyor mu insana? buna da evet diyen arkadaşıma bir çift sözüm olacak.
yapmayın etmeyin arkadaşlar. tanrı bize bu dini, kitabı ne için gönderdi? kendi dilimize çevirelim, anlayalım, içeriğini uygulayalım diye mi yoksa arapçasını okuyup, sorgulamadan rafımıza kaldıralım diye mi?
eğer tanrı bunları uygulamamızı istiyor derseniz, ezan neden türkçe okunup insanların daha rahat anlayacağı bir şekilde olmasın ki...
cok fazla takilmamasi gereken durumdur. neticesinde o bir namaza davet/cagri niteligindedir. ayrica gitmedikten sonra hangi dilde oldugunun bi onemi yoktur. *
hepimiz ermeniyiz diyen bir toplumda saçma karşılanmayacak bir olay. yani ermeni olmanız ezanın türkçe okunmasını gerektirmez. şu anda dinini yaşayan müslümanların hepsi ezanın türkçe okunmasına karşı. bu arap sempatizanlığından kaynaklanmıyor.
arap sempatizanlığı ile doğrudan ilişkisi olan durumdur. camiye gitmiyor olabilirim evet, ama biz türlükle övünen bir toplumsak ezanın da türkçe okunması bence son derece mantıklıdır.
ezanın türkçe okunması ülkede daha fazla kişi tarafından anlaşılabilir olması bakımından güzel ve mantıklı olsa da, daha geniş anlamda bu bir dezavantaj oluşturur. zira bu mantıktan yola çıkarak bütün ülkelerde ezan o ülkenin dilinde okunmaya başladığında, yurt dışına çıkan herhangi bir müslümanın ezan okunduğunda bırakın söylenenleri anlamak, duyduğu sesin ezan olduğunu bile anlamama ihtimaliyle karşı karşıya gelir.
sonuçta arapça okunan ezan bir arap simgesi durumunda değil, islamın geleneklerinden biri durumundadır.
birçok kişi arapça okunan ezanın tam olarak ne anlama geldiğini bilmese de ezan okunduğunda ibadet vaktinin geldiğini, bu sesi onları ibadete çağırdığını anlamaktadır.
geçen gün hrant'ın cenaze töreninin hangi dille yapıldığını merak ediyorum. ilahileri bir farklıydı anlamadığım bir dil, acaba ezan türkçe okunsun diye bağıranlar orada törene katıldılar mı katılmadılar mı? bunlar farklı şeyler mi?
bırakın da herkez dinini yaşasın bre yavşaklar diyesim geliyor. ama demiyeceğim.
bu mu sizin özgürlük dediğiniz olay.
ezan gunumuzde ne birseyler anlatma amaciyla okunur ne de namaz vaktini bildirmek amaciyla. manasini anlamamaktan yakinan arkadaslar "allahu ekber" in veya "eshedu enla ilahe illallah"in anlamini gercekten bilmiyorsa namazla cok fazla alakali oldugunu soylemek yanlis olur. ezan duygusal birseydir. arapca okunmasi da bu orjinale sahip cikmaktir. yoksa memleketi ozledigimde bologna'nin gobeginde ezan okumaya baslamazdim!
mesela siz odada arkadasinizla oturuyorsunuz. hafif bir muzik acmissiniz bir yandan da. arkadasiniz muzigi dinlemiyor, ama "tarkan'i ac" "teoman'i ac" diyip sizin istemediginiz sarkilari actirirsa ve bir de dinlemezse arkasinda art niyet ararsiniz. hele bu konu ezan gibi, din gibi bir konuya gelirse durum daha da tehlikeli olur.
o nedenle birakalim da "tanri uludur"u koylumun de anlayacagi yalanini, orjinal arapca halini dinleyelim. turkce cover'i olmamis, niye zorluyorsunuz? bunu arap milliyetciligi anlayanlar hic mi baska dilde birsey dinleyip sevmedi? 'nothing else matters'i turkce'ye cevirip, "bunu dinle lan, amarikan kopeeee" diyen var mi mesela?
dini somut olgulara yüklemek yanlış bir çabadır. bunun sonucunda da dine araç olan maddi varlıklar kutsallaşır. bunun bir örneği arapça dilinin günümüzde kutsal dil olarak algılanmasıdır. halbuki arapça sadece islamı anlatmak için bir araçtir ve sadece kuran'ın gönderildiği topluluk arapça konuştuğu için arapçadır. toplumumuzun dili türkçe olduğundan islamı türkçe yaşamak en uygunudur. eğer ki islamı yaşamak, hissetmek istiyorsak ilk önce anlamalıyız. zaten manasını biliyor da arapça uyguluyor olmak da bir bahane değildir. bir filmi altyazılı izleyebilirsiniz ama filmin metnini önceden okuyup sonra anlamadığınız bir dilde izlemek ne kadar verimli olur veya ne kadar mantıklıdır. altyazı mı geçelim acaba?
'rumca olsa ne farkeder camiye kaç kere gittin?' sorusunu akla getiren olay. namazla ilgisi olmayan adamlar islam' a laf atmak adına saçmaladığı konulardandır. ayrıca (bkz: ybsg)
şekilcilikten öteye gitmeyecek yaklaşım. zira ezanın sebebinin ne olduğu düşünüldüğünde dilin önemsiz olduğu, illa da belli kalıplarda olmasının yanlışlığı içine düşenler gün gelip düşündüklerinde araçı amaç yapmanın ne denli yanlış olduğunu anlarlar.
türkiyede yaşıyoruz ve resmi dilimiz türkçe.ezan arapça da okunsa namaza çağırıyor türkçe de okunsa namaaza çağırıyorr işlevinde herhangi bir değişiklik olmuyor.o zaman anladığımız dilde olması daha uygun olabilir.gayet mantıklıdır.
mustafa kemal atatürk'ün teklifi ve oluru ile alınmış, demokrat parti döneminde tersi alınmış karardır. demokrat parti'nin iktidara gelmesinde büyük pay olan "tabana inme"nin sonucunda alınmış karardır... demokrat parti, halkın dini duygularından yola çıkarak pekçok karar almıştır, bunların en ön plana çıkanı ise ezanın yine arapça okunmasıdır. sağ ideolojide bulunan ve özellikle kendilerini muhafazakar olarak tanımlayan kişi ve partiler halkın dini duygularını her daim kullanmışlardır, kullanmaktadırlar...
atatürk yaptırdı diye doğru olması çıkarımı yapılamayacak olan uygulama. öncelikle ezanı günde 5 kere duyanların değil dinleyenlerin bu konuda karar vermesi daha doğru olacak gibi.
önceki entrylerde de tekrarladığım gibi, zaten yasak olmayan bir uygulamadır. demokrat parti arapça ezan yasağını kaldırmıştır, türkçe ezan okunan cami eğer cemaati isterse olabilir, demek ki cami cemaati insanları böyle birşey istememektedirler ki şu an türkçe ezan okunan yer yoktur.
ezan türkçe okunmalıdır zira müminler ezanı asr-ı saadet'de Hz.Bilal'in (r.a) okuduğu, Hz.Resullah'in (s.a.v) dinlediği doğuş hali ile dinlemek istiyorlar.Bu inanan insanların, inançların hassasiyetidir.buna arapçılık diyenler ise;
ezanına karışılmamasını isteyen muhafazakar milliyetçi insanları, bölücülere, hainlere karşı ortaya koydukları tavırlar dolayısıyla, kalıplaşmış sloganlar ile faşiştlikle suçlayan sözde hümanist ve demokrasi kahramanları!, faşiştlik çarlığını yapmakla kalmıyor, aynı zamanda da müfteri durumuna düşüyorlar.
islamda etnik kimlik üzerine siyaset yapmanın, devlet yönetmenin yeri yoktur.muhafazakar milliyetçilikteki milliyetçilik ile çalan çırpmayan,vergisini kaçırmayan,kamu malını mesela halk otobüslerini kundaklamayan,askerine kurşun sıkmayan, askerlik ocagını peygamber ocagı gören,bölücü ve hainlere karşı her an uyanık olan insanları kasdetiyorum.zaten sosyo-siyasi olarak yaklaştğınızda ezanın orjinalliğine karışılmasını istemeyen bu milliyetçi-muhafazakar insanlar son yüzyılda süregelen arap politikalarından ve arap yönetimlerinden iğrendikleri de görülecektir.(ortadoğu tam ibretlik)
ezanın türkçe okunmasını isteyenleri üç sınıfa ayırmak mümkün.
1-iyiniyet ile ezanın türkçe okunmasının,anlaşılmasına faydalı olacagına inananlar.ezanın orijinal hali çok kolay anlaşılabiliniyor,bunu savunmaları çok mantıklı değil ama daha önemlisi inanan insanların çok büyük çogunluğunun ezanı Resullah(s.a.v) dinlediği, hoşnut kaldığı hali ile dinlemek isteme hassasiyeti anlamaları gerekir.arapça, fince, türkçe,kürtçe olması değildir mesele.
2-ezanın arapça olmasının gerçekten arapçılık olduğunu zannedip, hassasiyetleri anlamayanlar.bu, ortaokul seviyesindeki bir zihniyetin tezahüründen başka bir şey değildir.
3-inanan insanların,ezana neden karışılmamasını istediklerini çok iyi bildikleri halde,arapçılık ile şuçlayanlar.bunların çabası da inançsızlığın ve faşiştliğin çarlığını yapmalarının tezahürüdür,müfteri olanlar ve yukarıda yazdıklarımızın muhatabı onlardır.
ezan namaza çağrıdır. ve ortak dildir. dünyanın kendi etrafında dönmesi neticesinde hiç bir boylam yoktur ki ezan okunmasın. bu nedenden dolayı dünya üzerinde hiç durmadan ezan sesi kesilmemektedir. *
yurt disina ilk kez ciktigimda, ezan sesinin duyulmadigi bi sehirde yasamaya basladim, akabinde gittigim cuma namazinda duydugum ilk ezan bana ulkemde hissettigim duygularin aynisini hissettirdi. ve sunun farkina vardim ben o camide turk kimligimle degil musluman kimligimle bulunuyordum. ve herhangi bir milletten herhangi bir muslumanin dunyanin herhangi bir yerinde bunu hissetmesi onun en dogal hakkiydi.sonucta her birimin evrensel dili oldugu gibi (bilimin latince olmasi), ezanin da arapca okunmasi mantikliydi. fakat ezanin en onemli amaci insanlari ibadete cagirmak oldugundan ulkedeki her insanin muezinin ne dedigini anlamaya hakki da vardi, ve ezan ana dilde de okunmaliydi. bu baglamda bence ezan arapca ve turkce olarak ard arda okunabilir.
türkiye'de yasak olmayan şeydir. çok meraklısı olan kendine buna göre bir imam ve cemaat bulursa elbet bunu yaptırabilir. tabi söz konusu camide ezanı türkçe okutturacak o cemaatin namaza ne kadar devam edeceği merak konusudur.
top 5 önerme'den bir tanesi. burası türkiye, madem ezan hala arapça imam da vaazını arapça versin...camide türkçe konuşmak yasak olsun. tabi bi de şu var:
istek: ezanın türkçe okunması
iktidar: akp
sonuç: 1 asır sonra ezan hala arapça