biliyorsunuz eskiden ezan türkçe okunuyordu. müezzin minareden bilirim bildiririm tanrı uludur diyordu. herkes de anlıyordu ve camiler dolup taşıyordu.
ancak malesef karşı devrimciler geldiler ezanı kimsenin anlamadığı bir dilde arapçalaştırdılar. ve insanlarımız artık ezanda hocanın ne demek istediğini anlamıyor. anlamadığı için de cami cemaati son derece azaldı:(
dinlediği zırt bir yabancı parça da bile kendinden geçen ve çok merak ederse türkçesini araştıran insan nedense ezan ın türkçe olmasını istiyor. şu an namaz kılan ve müslüman olan insanların çoğunun ezan ı arapça okunmasını istiyor. çünkü yanında okunan bir dua veya ezan ile türkçe okunan bir dua aynı hazzı vermez. görmek ile bakmak arasında ki fark gibidir. alt yazılar bile tam manasıyla çevirilemediği için o has özellikle hali en güzelidir. türkçe mealine bakma özürlüysen o zaman sana diyecek bir şey yok. eğer türkçe olunca gidecek insan olduğuna çok inanmıyorum. çünkü ezan a insanların saygısı yok. türkçe okunsa dalga bile geçilir.
aklıselim bir insan değildir. arapça' da olup türkçe' de olmayan kaç tane kelime olduğunu ve bunların kelimelerin anlamlarını değiştirdiğini bilmediği için ezanın türkçe okunmasını beklemektedir...
ezanın anlamı her yerde ve her zaman istenildikten sonra öğrenilebilir.
ayrica lütfen bakınız:
(bkz: yabancı şarkıları anlamadığı için clublere gitmeyen insan)*
olmayan bir şeyin tanımını nasıl yapacağım diye düşündüm düşündüm bulamadım. yok işte tanım manım.
namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmazmış diye atasözü var. namaz kılacak insan ezan yerine siren de çalsa gonk da çalsa kılmayı kafaya koyduysa kılar. ki ezan sadece bir semboldür. ezan okunmayan diyarlarda da namaz kılan insanlar vardır. namazın saati belli. kolunda saatin var. yoksa cebindeki telefonun saati var.
kaldı ki çarpıtılan nokta bu ülkede bir kısım köy camilerin ahıra döndürüldüğü insanların korka korka ibadetlerini yaptığı yılların camiler dolup taşıyordu diye yutturulmaya çalışılması. dindar insanlar iktidar değişip orijinal halinde okunan ezanın minarelerden yayıldığını duyduğunda mutluluktan ağlamıştır.
özetle kılacak insan her şekilde kılar da kılmaya gözü olmayan insanın bu konuda konuşmaya hakkı dahi yoktur.
(bkz: saçmalama)
(bkz: bırak bu ayakları)
Ben sürekli para muhabbeti geçtiği için gitmiyorum. Biraz huzur bulayım dünyadan soyutlayayım kendimi diyorum; vaazın ortasında " caminin borçları çok yardım" amk benimde borçlarım çok ki allah'a yalvarmaya geldim. Sen diyorsun ki cami batıyor. Allah caminin batmasına izin veriyorsa bu aciz kul ne bok yesin.
