türkçe konuşulan bir ülkede insanların türkçe anlayabildikleri düşünüldüğünde doğru şeyler söyleyen insandır.
bakmadan konuşup yorum yapan bilgisiz kesim yerine bu insan bakmıştır.
araştırmıştır.
ve kuranın en çok dediği şeylerden birini yapıp düşünmüştür.
kuran yusuf suresi 2 ayette
'Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.'
demiştir.
o halde allah'ın dili arapça diye değil, araplar anlayabilsinler diye arapça indirilmiştir.
şimdi bu ülkede türkçe konuşan, türkçe anlayan, türkçe düşünen insanlar yusuf suresindeki mantığa göre kuran da türkçe okunmalı, ezan da diyen insandir.
Kendi dilinde ibadet etmek isteyen kişidir. Hakkıdır. Araplara ve arap hayranlarına rağmen inancını kendi anladığı dilde yapmak isteyen insandır. anlamadan ezberle değil, anlayarak ibadet etmek ister. bunu dogmatiklerin anlamasını beklemez.
arapçanın kulak tırmalayan iğrenç bir dil olmasından mütevellit haklı olan yazardır.
kendi ülkemizde kendi dilimizi kullanmayacağız da nerede kullanacağız.
camilerin yapim ve gunluk masraflari, imamin maasi verdigi vergilerle odendigi icin, bunu soylemeye ve istemeye hakki olan insandir. kendi camini kendi paranla yap, imamin maasini, su parasini sen ode, o zaman istedigin dilde okut ezani. aynen lailik anlayisini cok begendiginiz abd'deki gibi. kiliseye giden insanlarin parasiyla doner kiliseler. o yuzden de kilislelerin incil'i latince mi ingilizce mi okuduguna kimse karismaz. ama onun parasini ben verirsem o zaman herseyine karisma hakkim olur.
not: amerika'da dindar insanlarin cogu gelirinin yuzde onunu kiliseye bagislar. bizim musluman dindarlar ise sirtini devlete dayar, konus babam konus.
hersey turkçe olacaksa ben varım dediğim düşünce. herşeyimiz türkçe de ezan bi tek arapça kaldı sanki. türk olup türkçe konuşamayan insan var daha türkiyede. dandik bi büfe ismi bile türkçe değil. önce onlar bi değişsin de sıra ezana da gelir.